hoşlanmak mı??

400 20 2
                                    

1 HAFTA SONRA~~~~~∆∆∆

Kahvaltı masasına oturduğumuz da biraz durgun gibiydim. Herkes ne oldu dercesine gözümün içine kös kös bakıyordu.
–ilayda neyin var senin?
–hiçbirşeyim yok sadece birşeyler eksik sanki sürekli yaptığım birşeyi yapmayı  unutmuşum gibi.
–bu ay yapılması gerekenler yapıldı ama yine de bir defteri kontrol ediyim istersen...
–olur olur çok iyi olur
–bir bakalım reklam çekimi TAMAM, dergi kapak çekimi TAMAM, sutidyo TAMAM, alışveriş TAMAM, yardım içi alışveriş TAMAM DEĞİL.
– Tabi yaaa unutmuşum. Her ay yardım için alışveriş yapıp ihtiyacı olan çocuklara dağıtıyoruz.
–aaa evet market alışverişi işi bende.. Kim benimle gelmeye gönüllü? 
(NOT: Marcus, Martinusta ve ilayda, guzayda çevirici kulaklık var)
Marcus elini havaya kaldırarak "ben gelirim eğlenceli olucağa benziyor" Dedi.
Kahvaltından sonra hemen çıktılar. Evde yalnızca ben ve Martinus kalmıştık açıkçası bu durum beni biraz korkutmuş biraz da heyecenlandırmıştı. Üst kata çıktık ve kıyafetleri ayırmak için birbirimize yardım etmeye karar verdik. İlk önce martinusun odasına girdik ve kıyafetlere bakmaya başladık.
–sanırım verebileceğim pek birşey yok çünkü hepsini giyiyoruz.
İki tişört ve 3 pantolon ayırdı. Sanırım odalarını hiç toplamıyorlar ki boxerlar, atletler herşey karmakarışıktı. Ardından hemen benim odama geçtik ve havayı içine çekerek "bu kokuyu seviyorum. Yani senin kokunu" Dedi.
Kızarmıştım...
Yatağıma uzandı ve "burası çok rahat. Hey bu evdeki en rahat yatagı sen mi kaptın?
–herhalde ev sahibi benim
–vayyy çok da alçakgönüllü dur ev sahibimiz.
Bir yığın dolusu kıyafet ayırdık ve bizimkileri beklemeye başladık 2 saat geçmişti ve hâlâ ortada yoklardı. Sonra birden telefonum çaldı
–alo kanka trafik vardı biz de direk geçtik
–tamamdır biz de motorla gelelim o zaman.
–tamam kanka bayy
Hadi Martinus gidiyoruz. Kiyafetleri poşetledik ve üstümüzü değiştirip dışarı çıktık. Garajı açtım ve motoru çıkardım.
–aman tanrım yoksa...  Sakın bana bu şeyle gidicez deme
–neden korktunmu?
– hayır tabi ki alt tarafı motor
– alaycı  bir gülüş attım ve "hey marti kıçı kolla" Dedim.
Bana tav olduğu çok belliydi.

Yardım için alınan ve bağışlanan herşeyi dağıttıktan sonra çok yorulmuştuk. Direk eve geçtik.
–hey çocuklar film izliyelim mi? 
–EVET!!!
–ne izliyelim? 
Marcus;fark etmez
Martinus;bana da fark etmez gençler
Güzay;tabiki "it"
Tamamdır.
Film sıktığı için dışarı çıkıp hava alayım diye düşündüm. Marcus ve güzay hallerinden çok memnun gibiydiler hem gülüp hem korkuyorlardı kısaca çok eğleniyolardı. Terasa çıktm ve Martinus ardımdan geldi. Biraz sohbet ettik, biraz güldük, biraz eğlendik biraz da kızardık tabii
İçeri girdiğimizde film bitmiş güzay marcusun omzunda uyuya kalmıştı Marcus da bu durumdan rahatsız değil gibiydiki sırıtıp battaniye istedi. Yatmak için yukarı çıktım ve kendimi yatağıma attım. Arkamdan bir el omzuma değdi.
–KORKMA...  Sadece benim Martinus.
Usulca bana yaklaştı ve dudaklarını boynumda gezdirdi aman tanrım bu harika bi his. Belimi kavrayıp beni kendine iyice yakınlaştırdıktan sonra öpmeye başladı dudaklarını heryerimde hissettim. Sanki 1 haftadır bunun için bekliyormuş gibi bedenimde özlem gideriyordu. Bir anda yatağa  doğru eğildi başımı usulca  yatağa koydu ve üstüme çıktı. O gece sabaha kadar hem güldük hem de Öpuştuk.

Sabah kalktığımda üstümde bir yorgunluk vardı ama tatlı bir yorgunluk. Başımı sağ tarafta çevirmemle Martinusu görmem bir oldu. Yorganı usulca kaldırdım ve için rahatladı. Üstümdeki  siyah geceliğim hala duruyordu. Usulca doğruldum ve onu izledim. Pürüzsüz cildi Guneşte parlıyordu ona durmaksızın 24 saat bakabilirim....

summerhouse ☀☀🏠 marcus and martinus fanfiction Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin