Sarhoş ben ... :)

35 11 0
                                    

"Evet hazırlan bakalım partiye gidiyoruz."

"Ne partisi?"

"Sende bir hoşsun yani kafan dağılır biraz. Katherine parti veriyormuş ona gidiyoruz çabuk süslen. Hem Kevin da geliyormuş." dedi imalı imalı kaş göz oynatarak.

"Tamam birazdan hazır olurum"

Demek Kevin da geliyor. Acaba ne giysem. Bu parti onunla yakınlaşmak için çok iyi bir fırsat olabilir. Gardolabımın önüde durmuş elbiselerimi inceliyordum. İçlerinden geçen doğum günümde giydiğim siyah straplez etekleri kat kat gelen elbisemi çekip çıkardım. Yok parti için fazla koyu. Onu yerine koyunca annemin geçenlerde hediye ettiği elbise gözüme takıldı. İşte tam olarak aradığım buydu. Sert olmayan göze hoç gelen tatlı bir pembe. Tek omuzlu göğüs altından komple taş işlemeli bir kemeri var. Diz üzerine gelen etekleri düz. Etek uçlarıysa kemerindeki gibi taş işlemeli.

Hadi bakalım Kevin bey. Bu defa da kayıtsız kalabilecek misin! Salona geçerken bir vaaaaay sesi yükseldi.

"Bu ne şıklık. Bu defa tam kalbinden vurulacak."

"Umarım."

Biz gittiğimizde parti çoktan başlamıştı. Herkes çok eğleniyor gibi görünüyordu. Gözlerim hemen Kevin'ı aramaya başladı. Erica benden ayrılmıştı. Nereye gideceğini sormaya bile tenezzül etmedim. Tabiki erkek avına çıkacaktı.

Dans edenlerin arasında ezile ezile ilerlemeye başladım. En kuytu köşeye bile bakıyordum. Artık o kadar yoruldum ki aramayı kesip boş bulduğum ilk yere oturdum. Biraz dinlendikten sonra kulağımın dibinde bir ses yankılandı.

"Eğleniyor musun?"

"Kevin!"

"Efendim."

"Gerçekten sen misin?"

"Evet. Yoksa başka birini mi bekliyordun?"

"Ha-hayır. Şaşırdım. Bir saattir seni arıyorum."

İki saniye sonra ne söylediğimin farkına varıp elimle ağzımı kapattım. Kevin hafif gülümseyerek;

"Beni neden arıyorsun?" diye sordu.

Cevap vermedim. Suskunluğum delici bir cevaptı. Onun yerine ;

"Biraz solgun görünüyorsun. Hasta mısın?"

"Ah hayır. Çok iyiyim."

Sanki bir şeyler gizliyordu ve onu ele vermek üzereydi. Daha fazla üzerine gitmemeye karar verdim.

Parti son sürat devam ediyordu. Bense Kevin dan gözlerimi ayıramıyordum. Son zamanlarda çok değişmişti . Halsiz ve mutsuzdu. Acı çekiyor gibiydi. En iyisi o ne olduğunu söyleyene kadar üzerine gitmemekti.

"Biraz içmeye ne dersin."

"Tamam."

Kolundan tuttuğum gibi birlikte bar bölümüne gittik. Hem içiyor hem sohbet ediyorduk. Ne zamandır bu günü bekliyordum. Bir bardağı bitirip diğerine geçiyordum. Artık saymayı bırakmış kendimi içkinin kollarına attım. Her bir yudumunda daha fazla sarhoş oluyrdum. Fakat bu sarhoşlugun içkiden miyoksa mutluluktan mı kaynaklandığını bilmiyordum.

1 SAAT SONRA...

"Keviiiiinn."

"Nerissa zl zurna sarhoş oldu. ne yapacağız."

"Ben sarroooooş falan diiiliiim tamam mııııı."  neden ben herşeyi uzatarak söylemeye başladım birden.

"Evet evet sarhoş değilsin."

"Erica ben onu evine bırakırım sen keyfine bak."

"Sanada zahmet olacak ama."

"Olur mu öyle şey hadi görüşürüz."

"Bay bay Ericaaaaaa. Yarın görüşürüz."

***

"Neden bu araba bu kadar sallanıyo."

"Sallanan araba değil nerissa. Sensin."

"Hadi ordan. Ben neden salanacakmışım."

"Tamam hadi sen uyu."

"Hadi ya. Ya beni kaçırırsan. Sarhoş bi genç kızdan faydalanırsan."

"Yok artık."

"Banane işte. uyumicaaaaaam."

"İyi Uyuma."

"Tamam varınca dürtersin beni."

Kendimi uyumamaya zorluyorum ama nafile. Koyunları 10a kadar bile sayamadan zihnim bana ihanet etti. Gözlerimi açtığımda Kevin'ın kucağındaydım.

"Heeeeey. Ne yapıyorsun nereye getirdin beni."

"Evine getirdim sessiz ol. btün apartmanı ayağa kaldıracaksın."

"Geldik mi cidden."

Başımı yukarı kaldırdım bakmak için.

"Evet gelmişiz." dedim salak salak sırıtarak.

"Anahtarın nerede."

"Al." dedim çantamdan çıkararak. Sallanıyor muyum ne. Yok canım dünya dönüyor zaten.

"Hadi otur bakalım iyi misin?"

"Evet."

Kendimi koltuğa attıktan sonra hemen uyumuşum. Son hatırladığım gözlerime bakan Kevin'ın gülümsemesiydi.

Sonsuzluk Şimdi BaşlıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin