Gökçelerin evine gittiğimde evde olmadığını öğrendim. Ama sorun değildi çünkü evdeki herkesi tanıyordum ve daha öncede onlarda kalmıştım. Bu gün evde sadece gökçe'nin annesiyle, babanesi vardı. Annesi beni daha doğrusu mahvolmuş görüntümü görünce şoka giriyordu az kalsın. Konuşmak için annemi aramamın beni rahatlatacağını söylesede benim için gerekçekten Natalie'yle uğraşmak için doğru zaman değildi. Bilirsiniz anneler ve onların doğuştan var olan panik halleri.
"Sana kahve yapmamı ister misin?"diye sordu nilüfer abla. Gökçenin annesi olması bir yana bu kadını seviyordum. Nerede ne tepki vereceğini çok iyi bilirdi. "Bence beraber yapmalıyız?"dedim gülümseyerek. Yürüyen bir enkaz'a benzediğimi varsayarsak oldukça başarılı bir gülümsemeydi. "Bence ne yapalım biliyor musun?"dedi nilüfer abla. "Sen gökçe'nin kıyafetlerinden giy, makyajını temizle ve beraber bir Türk kahvesi içip anneme fal baktıralım"
"Seni ikinci annem olarak yanımda götürebilir miyim?"dedim sırıtarak.
"Sen zaten benim kızım sayılırsın nerissa."dedi en tatlı gülümsemesini atarak. "Yani buda şu demek oluyor. Türkiye'ye giriş yaptığın anda benim kontrol alanımdasın.."
Gülümseyerek yukarı çıktım. Gökçe'nin yeşil ve pembeden oluşan odasına gülümsemeden edemedim. Benim odamda bütün mavi tonları vardı ve kaldığım oda mavi olursa daha rahat uyuyorum. Nedenini sormayın alışkanlık işte. Gökçenin dolabından mini şortunu ve askılısını alarak üstüme geçirdim. Hiç durmadan makyajımı temizleyerek kahverengi saçımı topladım ve odadan çıktım.
Aşağıya indiğimde zümrüt teyzede nilüfer ablaya katılmıştı. Zümrüt teyzeyi öperek kahve yapma girişimlerine yardım ettim. Annemi değişemezdim ama kesinlikle zümrüt teyzeyi annanemle değişirdim.
Annanemi düşününce bile tüylerim ürperiyordu. Kendini 19. yüzyılda bir prenses sanan zır delinin tekiydi. Küçüklüğümden beri beni sevmez ve annem dahil herkes ona 'efendim' sıfatıyla seslenirdi. Benimde onu sevdiğim söylenemez çünkü açık açık sevmiyorum. Onun yüzünden gitmediğim saçma kurslar ve görmediğim özel ders kalmadı.
"Daldın gittin kızım kimi düşünüyorsun böyle hülyalı hülyalı?"dedi nilüfer abla. Tam o sırada çalan telefonum kurtarıcım olmuştu. Belki azad arıyordur diye bakmak istemedim ama sonra onun beni arayacak yüzü olmadığını hatırlayarak çalan telefonumu elime aldım. Zaten aslan arıyordu. Telefonumu açtığım anda söylenmeye başladı. "Nerdesin sen kaç saatir?!!"
Güldüm. Bu çocuğu cidden seviyorum. "İçine annem mi kaçtı aslan?"
"Kes sesini nerissa! nerdesin onu söyle!"
"Zümrüt teyzemle birlikteyim niye ki?"dedim kahveleri yaparken.
"Yani müstakbel kayınvalidemin evindesin"dedi gülerek.
"Aferin benim oğluşuma gelinimi getir bakiiim bana"
"Geliyoruz "telefonu kapattı. Demek ki neymiş watpadd okumaya başlasam iyi olurmuş.
Kahveleri alarak balkona çıktık. "Damadınız geliyor Zümrüt teyze"dedim Nilüfer teyze kahvesinden bir yudum alarak konuştu. "Allah aslan'a sabır versin"dedi nilüfer teyze. Keşke o an gökçe içeriye giriyor olmasaydı. "Demek öyle nilüfer Sultan.."
İçini çeken gökçeye gülmeme fırsat kalmadan aslan'larla gelen ablam boynuma atlamıştı. Gözlerim azad'ı arasada gelmeyeceğini biliyordum. Ama yinede bir özür dileyebilirdi. Tabi onda nerede o düşünce..
"Kızım neredesin sen??!!"diye çemkiren ablam sonunda başkasının evinde olduğumuzu hatırlamış Özür dileyerek bana 'seninle sonra görüşücez' bakışlarını atarak yerine oturmuştu. Kısa bir tanışma faslı yaşamıştık ve hiç hoş geçmedi. Yani benim için. Çünkü nerissa'nın ablasıyım lafı Natalie onu bize fazla göstermiyor lafıyla son bulmuştu. İşin ilginç yanı konudan konuya atlayarak ilerliyorlardı.
"Zümrüt sultan hadi falıma bak artık"dedim ters çevirdiğim fincanı ona uzatarak. Fincanı eline alıp açtı. Açar açmaz söylediği ilk kelime şu olmuştu. "Göz yaşı yapmışsın kızım sen?"
Daha çok soru niteliğinde olduğu için kaçamak bakışlar atmakla yetindim. Ablamla aynı bakışı atıp bakmaya devam ettim. "Uzun boylu bir adam görüyorum..yapılı bir adam. esmer tenli böyle.." Suratı ciddileşti. "Kızım arkası dönük bu adamın sana başka biri var önünde"
Kim olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Daha önce nerelerdeydin be zümrüt teyzem. Çocuk resmen beni enayi yerine koydu ya. Aşık olsaydım ona ne olacaktı, ucundan döndüm resmen. Gerçi o zaman benden kaçışı yoktu azad'ın bir şekilde aklına girerdim ama gurur ayaklar altında o zamanda..
Zümrüt teyze gülümsedi. "Y harfi var burada kızım"dedi neşeyle.
"Ben biliyorum bu 'Y' harfini ama susuyorum"dedi gökçe gülerek.
Ablam hariç odada herkes konunun açılmasını bekliyordu ama izin veremezdim. "Kapatalım şu 'Y' harfini lütfen.."dedim sıkıntıyla.
Zümrüt teyze neşesinden taviz vermiyordu her zamanki gibi. "Sen onu kapattında o seni pek kapatamamış galiba"dedi.
"Göz yaşı dökebilirsin yalnız"dedi ciddileşerek. "Ama sen takma kafana. Muradın olacak senin" Hangi murad'dan bahsediyordu ki? Aslan bana sırıtarak bakarken saate baktığında bütün morali bozulmuştu. "Yarın yola çıkıyoruz nerissa. Kalkmamız lazım" Tabi sevgilisinden ayrılmak zor gelmişti. Daha bir iki saat önce birbirlerini öldüreceklerdi şimdi ayrılamıyorlar. Bide bize bak daha bir iki saat önce.. Ah! Azad! Senden nefret ediyorum..Nefret! Yüzünü bile görmek istemediğim adamla aynı yolu çek bide şimdi.
"Gelmiyorum"dedim birden bire. Tamam ben eserekli bir insanım ve ne yapacağım belli olmuyor, bunuda onlar biliyorlar ama bu ani çıkışım beni bile şaşırtmıştı. Durumu çakmamaları için "Arkadaşımla vakit geçirmeden gelmiyorum. Siz gidin ben bir kaç gün sonra gelirim.."dedim. Belki..yani belki giderdim. Gökçe yemedi tabi. Bana tuhaf tuhaf bakıyor. "Yani sizde kalmam sorun ol-"
Zümrüt teyze ayağa kalkarak"Pijama partisi"diye bağırdı. Kendimi tutamayarak gülmeye başladığımda diğerlerininde benden farkı kalmamıştı. Zümrüt teyze "yani musiki dinleriz"diyerek yerine oturduğunda kahkalarım şiddetlenmişti. Bu kadın komedinin tak kendisiydi.
"Valla güzel olur"dedi nilüfer teyze. "Uzun zamandır pijama par-musiki dinlemiyorduk" Dalga geçtiğini çok net anlayabilirdiniz. Aslan ve ablam kalkarken bende bu üç genç kızın beni çekecekleri soruguyu bekliyordum. Kesin bir şey vardı. Oda asla pes etmezlerdi. "En azından yarın bir ara uğrarsın"dedi aslan
"Valla bize belli olmaz aşkım."dedi gökçe. "Gelemiyebiliriz"
'Gelemiyebiliriz' lafından çok 'aşkım'a taktığı belliydi. Ablama son kez sarılarak aslan'ı sepetledim.
...
Herkese Meraba :) Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Biliyorum çok kısa oldu ama Yeni bir hikaye yazmaya başladım. Kesinlikle dengesizliğimden kaynaklanıyor :D Herneyse vampirlerle ilgili bir hikaye yazmaya başladım. Ama emin olabilirsiniz bu hikaye gibi farklı bir konuyu ele alıyor. Bu nedenle okursanız sevinirim. Şimdiden teşekkürler. ♥