Rojin-nerissa'nın ablası- gözünden
Sıkıntıyla nefesimi verip yerimden kalktım.
Pencereden gökyüzüne baktım öylece. Hava kararmaya başlamıştı bile. Annem suratıma bile bakmıyordu eve geldiğimden beri. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bide nerissa gitmek istemişti.
Babam'ın geldiğini duyunca aşağıya indim. Ev bu gün oldukça sesizdi. Merdivenlerden indiğimi gören annem, yalnızca birkez bakmış ardından benim olduğunu görünce suratını çevirmişti. Ah!
Babam suratıma bakıyordu. Kırgınlıkla. "Hoşgeldin"dedim sadece. Başını salayıp merdivenlere yöneldi. Salona gitmişti. Aşağıya inip büyük masada tek başıma oturdum. Bir kaç gün önceki yemek masasıyla alakasızdı. Kahkahalar ve espriler uçuşan masada, şimdi derin bir sesizlik hakimdi.
Bir kaç dakika sonra babam ve annem'de masadaki yerini bulmuştu. Vural'da yoktu. Bu gün yaşanılanlardan sonra gelmesini beklemek aptalık olurdu herhalde.
Masada öylece birbirimize bakıyorduk. Ne annem konuşuyodu, nede babam..
Sanki üç yabancıyı yan yana koymuşda konuşmalarını bekliyormuş gibi. Herhangimizin ağzından bir kelime çıksa, devamı gelicek ve içimizden biri yine patlayacak gibi. Hani fırtına öncesi sesizlik derler ya, aynen öyle. Sanırım fırtınanın çıkmaması için sesizliğin devam etmesini sağlıyorduk kendimizce.
İşin kötü kısmı bu sesizlik beni cidden delirtmeye yeticek kadar sinir bozucuydu. İnceldiği yerden kopsun istiyordum ama daha önce buna hiç cesaretim olmadı. Ve bunca yaşanandan sonra ipleri kopartacak kişide olmak istemiyordum.
Ama sonra birden yapmalısın dedim kendi kendime. Bir kez olsun bişeye cesaret etmelisin. Nerissa konuyla alakası olmadığı halde senin için herkesi karşısına almayı göze aldı. Herkese karşı nefret edilmeyi bile göze alarak seni savundu. Bütün bir hayatını sırf özgüvensizliğin yüzünden mahvetmene izin vermedi.
Şimdi hem kendin için hemde onun için konuşmalısın..
Ve sonra hiç beklemediğim şekilde ağzımdan kelimeler dökülmeye başlamıştı. "Annem, Babam"
İkisininde gözleri beni bulduğunda konuşmaya devam ettim. "Bakın biliyorum, her ikinizde haklısınız. İkinizide istemeden de olsa çok kırdım. Bunu sözlerimle değil belki ama davranışlarımla yaptım. Ama lütfen birkezde beni düşünün... Sevmediğim bir adamla evlenmeyi kabul ettim ben, ama bunu yine kardeşim için yaptım. Sana söylemedim değil baba söyleyemedim çünkü benim asla evlenmek istemediğimi söylecek kadar cesaretim olmadı. Hiçbir şey için cesaretim olmadı. Sizi kırmamak için yaptığım şeyler yüzünden yine siz kırıldınız biliyorum ama kötü niyetli olmadığımı sizde biliyorsunuz. En başından beri hatalıyım ve bunu kabul ediyorum ama asıl söylemek istediğim zaten bu değil. Herşeyden önce bütün bu yaşananlarsa nerissa'nın bir suçu olmadığını biliyorsunuz. O tamamen beni korumak için yaptı. Bana değer verdiği için. Ve bu uğurda seni bile karşısına aldı." Babam'ın gözlerinin içine baktım. "Sen her zaman böyle bir aile olmamızı istememişmiydin babam. Birbirimizi korumak için korumasız kalmayı bile göze alacak kadar birbirimizi sevmemizi istememişmiydin.. Nerissa tamda bunu yaptı. Anne'miz bir olmasada o benim kardeşim ve seni kırmak istemediğini çok iyi biliyorum. Nerissa farklı baba... O her ne kadar ingilterede yaşasa orayla bir bağı olasada onun özü burası. Aile değerlerini korumak için herşeyi göze alabilecek kadar cesur. O herşeyden önce senin kızın babam.."
Babam uzun uzun yüzüme baktı. Ardından eliyle yanağımı okşadı. "Sana kızgın değilim Rojin... Nerissayada öyle ikinizde benim kızımsınız. Ben sadece kendime kızgınım... iyi bir baba olamadığım için. Sizinle yeterince ilgilenemedim."