bölüm şarkısı: the neighbourhood - a little death
jjk: başına kötü bir şey geleceğini bildiğin halde bir şey yaptın mı hiç?
kth: evet.
jjk: başına kötü bir şey geldi mi?
kth: gelecek.
kth: bana bu konuyu açtığına göre bana güvenmeye başladın, öyle mi?
jjk: hangi konuyu?
kth: jungkook, o gün başına neler geldiğini biliyorum.
jjk: ölüm meleği zırvalıkları?
kth: gerçeklikleri*
jjk: biliyorsan neden yardım etmedin?
kth: özür dilerim.
jjk: özür dilemesi gereken sen değilsin.
jjk: kendi kendimi mahvettim aslında ben. hayatımdan özür dilemeliyim.
kth: kendi hayatını mahvetmedin.
jjk: bana herkesin bir tanrı olduğunu ve hayatlarını yönettiğini söylemiştin. kendi hayatımın tanrısıyım ve ben seçtim.
jjk: acıdığın için böyle davranma.
kth: tüm şefkatimle söylüyorum sana jungkook, senin suçun değildi.
jjk: ölüm meleklerinin şefkati olur mu?
jjk: her gün birini öldüren bir melek.
jjk: haha, komik bir söylemdi.
kth: en azından güldün.
jjk: huh?
kth: inanmasan bile umrumda değil. gülümsedin. buruk da olsa gülümsedin.
jjk: görebiliyor musun?
kth: tanrım, jungkook.
kth: gülüşün bir ölüm meleğine intihar ettirecek kadar güzel. çünkü ölüm meleği artık tek yuvasının gülüşün olmasını istiyor ve bunun tek yolu ise mezarının gülüşlerinde olması.
kth: jungkook, güzel jungkook, beni gülüşlerine göm.
jjk: beni gömecek olan sensin. üzgünüm.
kth: acımasızcaydı.
jjk: hayatın maskelerle dolu olduğunu söylemiştin: bu da acımasız insan rolümdü.
görüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the azrael // taekook
Fanfictionstockholm sendromuna göre kurban katiline aşık olur. peki azrail bir insana aşık olursa ne olur? bu da bir sendrom mudur yoksa sonu belli bir cinayet mi?