bölüm şarkısı: halsey - trouble
jjk: bay ölüm meleği,
kth: efendim küçüğüm?
jjk: şöyle seslenmeyin, lütfen.
kth: pekala, söyle.
jjk: sence ot denemeli miyim?
kth: ve gereksiz saygı sözcüklerine elveda.
jjk: takıldığın yer bu mu şimdi?
kth: doğru başka bir yere takılmalıydım.
kth: zaten seni uyuşturan şeylere sahipken bir de ot denemek istemenin saçmalığına mesela.
jjk: ne beni uyuşturuyor?
kth: benliğin.
jjk: bu kadar kolay sıyrılamazsın?
kth: aynı yerde takılıp kalan bir bozuk plak gibi yaşıyorsun hayatını. düzeltebilirsin ama bozuk plakla yaşamak daha kolayına kaçıyor.
jjk: belki de plakları bozuk seviyorumdur?
kth: bu komikti.
jjk: ?
kth: bozuk plakları çok seviyorsun ama evinde sürekli çalan bozuk plağı boynunda bir iple dinliyorsun?
kth: bu çelişkiyi açıkla bana.
jjk: acı çekmeyi seviyorumdur belki?
kth: şimdi daha komiksin.
jjk: komik falan değilim.
kth: doğru, acınasısın.
jjk: dediklerine dikkat et.
kth: acı çekmeyi seviyorsan sana üzülürüm.
kth: ama acı çekmeyi sevdiğin halde dün kendi canına kıymaya çalıştıysan sana acırım.
kth: hem de "bu acı bana fazla, dayanamıyorum" diye ağlarken, kalbinden daha kırık olmayan parçalarlayken...
kth: ya beni kandırıyorsun ya da kendini?
kth: ikisinin de sonu kötü, güzel jungkook.
kth: dürüst ol bana, ölüm meleği olsam bile.
görüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the azrael // taekook
Fanfictionstockholm sendromuna göre kurban katiline aşık olur. peki azrail bir insana aşık olursa ne olur? bu da bir sendrom mudur yoksa sonu belli bir cinayet mi?