Uyandığımda Jungkook denen herif yanımda yatıyordu, onu farklı yere yatırmış olmama rağmen. Sinirlenmiştim. Yatakta oturup başımı koyduğum yastığı suratına bastırdım. "Yatağımda ne işin var?" O, yastığın altından konuşmaya çalışıyordu. "Sana da günaydın, hyung." Yastığı kaldırıp Jungkook'a baktım. Gözlerini ovuşturuyordu. Boğazımı temizledim. "Tekrar soruyorum, ne işin var burada?"
Bu kez gözlerimin içine baktı, şaşkınlıkla beni süzdü ve yatağın diğer ucuna geriledi. "Sen de kimsin? Taehyung hyung nerede?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
Yavaşça bana yaklaşarak "Onun kardeşi misin?" diye sordu. Olan biteni anlamamıştım. "Jungkook benim, Taehyung hyungun."
Jungkook suratıma karşı büyük bir kahkaha patlattı. "Ona benziyor olabilmen o olduğun anlamına gelmez. Merak etme, ben zaten gayim. Sana zarar vermem."
"Gay oluşun ne alaka, Jungkook? Hiçbir şey anlamıyorum."
Yatağa yaslandı ve pike ile bacaklarımı örttü. "Kaç yaşındasın? Sana noona demeli miyim?"
Şaşkınlıkla "Noona mı?" diye bağırdım. "Evet, noona. Bir sorun mu oldu acaba?"
Kafamı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. "Evet, Jungkook büyük bir sorun var. Hâlâ daha sarhoşsun sanırım, dün geceden farklı değilsin çünkü."
"Hayır, yemin ederim sarhoş değilim şu an. Bunu da nereden çıkardın? Ve ah, bana nasıl hitap edeceğimi söyler misin artık, kendimi boşlukta hissediyorum bu şekilde. Ya da adını söyle de bileyim."
Elimin iç tarafını alnıma vurdum. "Benim, Taehyung hyungun. Neden inanmıyorsun?"
Jungkook elimden tutup beni yataktan kaldırdı ve daha sonra dolabımdaki aynanın karşısında durdu. "Bu vücut ile erkek olduğunu mu söylüyorsun şimdi?"
Aynaya baktığımda karşımda yüzü benim yüzümle aynı olan fakat vücudu tamamen kadınsı olan biri vardı. Hah, bu ben olamazdım. Gözlerimi ovuşturdum ve tekrardan aynaya baktım. Siktir!
"Bu ne sikim sonik bir şey böyle?" Jungkook'a döndüm. "Kız olmuşum, kız!" Çaresizce kendimi incelerken aklıma dün gece dilediğim dileğim geldi.
"Kız olmayı diliyorum. Nasıl olsa böyle çılgınca bir şey gerçekleşemez, değil mi?"
"Ah, gerçekten mi? Böyle saçma bir şey neden olur ki?"
Jungkook omuzuma dokundu. Dün gece onunla boy farkımız en fazla 2-3 cm iken şimdi 10 cm kadar olmuştu. Kız olduğum yetmezmiş gibi bir de kısalmıştım!
"Taehyung hyung, gerçekten sen misin? Çok güzel görünüyorsun.."
"Sen gaysin, Jungkook." Jungkook sırıttı. "Sana özel biseksüel olabilirim." Elimi onun suratına yapıştırıp bana yaklaşan yüzünü geri ittim. "Beni savunmasız bir kız sanma." Bakışlarımı ona çevirdiğimde üzgün bir köpek yavrusu gibi göründüğünü fark ettim. "Ha ha, ağla köpek." deyip odadan çıkarken ayağım zemine takıldı ve yere kapaklandım. Jungkook sesi duyar duymaz tepemde dikilmiş, bana gülerek bakıyordu. "Asıl ağlaması gereken sensin, noona." dedi ve elini uzattı. Ayağa kalkmak için ona ihtiyacım yoktu.
Bir elimle saçlarımı savurdum ve diğer elimle destek alarak ayağa kalktım. "Bak, ben güçlü biriyim." Jungkook bu söylediğim söz ile kahkahalar içinde bana bakarken ben onun kıçına tekme atmakla meşguldüm. "Gülme de bana yeni bir isim bul, Taehyung olmayı sevsem de toplum içinde garip karşılanabilir." Jungkook yatağıma oturdu ve gözlerini kısarak bir süre beni inceledi. "Ne? Neden öyle bakıyorsun?"
"İsim bulmaya çalışıyorum, hyung. Pardon, noona. Biraz daha tatlı olamaz mısın?"
"Neeee? Aegyo yapmamı falan istemezsin umarım." Kollarımı göğsümde birleştirdim ve ona göz devirdim.
"Yaparsan daha iyi olabilir. Yapsana." Jungkook'un yüzünde sırıtış oluştu. Derin nefes alıp verdim ve sabır dileyerek ona baktım. Daha sonra aklıma gelen isim ile gülümsedim ve "Tamam, ben buldum. Gerek kalmadı." diyerek onun yanına gittim, sırtına iki kez vurdum ve saçlarını karıştırdım. "Üzdün, noona."
"Üzerim." deyip yüzüme şirin bir ifade takındım. "Hadi artık odadan çık, üzerimi değiştirmem gerekiyor."
Jungkook koca bir bebek gibi başını öne eğerek odadan çıktı. Ben de dolabımın kapağını açıp içerideki kıyafetlerime bakınıyordum. Kıyafetlerim şu anki bedenime bol gelebilecek şeylerdi, bu yüzden sıkı bir alışveriş yapmam gerekiyordu. "Neden kız olmayı diledim ki?" Kendi kendime söylenirken bir yandan da en uygun kıyafeti seçerek üzerimi değiştiriyordum.
"Taehyung noona?" Jungkook kapıyı tıklatıyordu. Hızlıca üzerime seçtiğim sweati geçirdim ve kapıyı açtım. "Efendim?"
"Jimin hyung arıyor." Telefonu bana uzattı ve ben uzattığı telefonu alıp Jimin ile konuşmadan önce "Ona anlatmadın değil mi, bu durumu?" diye sordum. Jungkook kafasını iki yana salladı ve ben de telefonu kulağıma götürüp Jimin'in sesimin değiştiğini fark etmemesini umarak Jimin'e seslendim. Sesim nasıl mı çıkıyordu? İnce.
"Efendim, Chimmy?"
"Jungkook'u getirebilir misin? Benim ufak bir işim çıktı, almaya gelemiyorum." Jungkook'a baktım ve kısa bir süre düşündüm. Burada kalmak için bana yalvarır gibi bakıyordu. "Kalmak isterse kalabilir, benim için sorun olmaz."
"Ah, senin için sorun olacağını düşünmüştüm. Akşam olanlardan ötürü.. Bu arada senin sesin neden tuhaf geliyor?" Jimin'in sesimin değişikliğini fark etmemesini ummam çaresizliğimin dibini sıyırdığımı gösteriyordu. "Şey.. Gece biraz üşütmüş olmalıyım, sesim kısıldı." Bunu ona hemen söyleyemezdim, buna cesaretim yoktu.
"İlaç almalısın ve Jungkook'a söyle sana çok iyi baksın." Jimin güldü, ben güldüm. "Her neyse, kapatmam lazım. Görüşürüz."
"Görüşürüz." Arama sonlanınca bir süredir tuttuğum nefesimi dışarı saldım. "Ona durumu nasıl izah edeceğim ben?" Jungkook 'bilmem' dercesine dudak büzdü ve omuzlarını silkeledi. "Diğerlerine söylemek de zor olacak ama en önemlisi aileme ne diyeceğim?"
"Söylemenin bir yolunu buluruz, noona. Kimliğin burada mı?"
"Ah, evet. Neden sordun?" Yatağımın yanındaki masadan kimliğimi alıp Jungkook'a uzattım. "Bir şeyi kontrol etmem gerek." Jungkook kimliğimin iki tarafına da uzunca baktı ve ardından "Kim Taeyeon mu?" diye fısıldadı.
"Efendim?"
"Noona, kimliğin tamamen değişmiş!"
Şaşkınlıkla bana uzattığı kimliğimi elime alıp inceledim. Bu nasıl olabilirdi? "Resmim bile var.. Bu çok saçma."
"Aklıma bir şey takıldı, acaba diğerleri seni kız olarak mı hatırlayacak?"
"Bilmiyorum.." Kendimi sertçe yatağa bıraktım. "Ama öyle olsaydı senin de beni kız olarak hatırlaman gerekmez miydi?" Jungkook da yanıma uzandı. "Ben de bilmiyorum ama bunu çözeceğiz." Bakışlarını tavandan bana çevirdi. "Umarım bunu bu şekilde bilen tek kişi ben olurum." Gülümsedi ve sıkıca sarıldı.
İşte o gün Jungkook ile daha yakın olduğumuz gündü. Benim hayatıma ben istemeden dâhil olduğu ve hayatımdan çıkaramayacağım biri hâline geldiği gün..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
not gentleman, not lady | taekook
Short StoryDoğum günü dileği saçmalığına inanmayan Kim Taehyung bir dilek dilemişti. ----------------------------- top jk | bottom tae