4

263 47 24
                                    

2878 kelimelik devasa bir bölüm ile karşınızdayım. 💖 Bu kitaba diğerlerinden daha çok emek veriyorum, umarım emeklerimin karşılığını bulurum. 🤧 Ve yine umarım bölümü seversiniz. İyi okumalar~!
--

Gün geçtikçe kız bedenime daha çok alışıyordum ama bazı günler beni oldukça yoruyordu. Mesela regl günleri. Tanrım, ciddi bir eziyetti. Kanamam yetmiyormuş gibi bir de sancı çekiyordum! Kendimi, regl günleri böyleyse hamilelik nasıl geçer diye düşünmekten alıkoyamıyordum. Hoş, sanki hamile kalabilecekmişim gibi.

Az önceki düşüncelerimden sonra gerçeklik suratıma adeta buz gibi suymuş gibi çarpmıştı. Düşüncelere dalarken bile hâlâ daha kız olduğumu unutabiliyor ve saçmalayabiliyordum. Kızlar hamile kalabiliyordu, değil mi? İşaret parmaklarımı şakaklarıma götürüp ovaladım. Bu şeyler ciddi anlamda çok baş ağrıtıcıydı.

"Başın ağrıyorsa ağrı kesici getirebilirim."

Bu, Jungkook'tu. İkimiz arasında ilan edilen ateşkesten sonra evimden hiç çıkmaz olmuştu ve bana artık bir sorunmuş gibi gelmiyordu. Söylediği söze karşılık "Hayır, teşekkürler." deyip yatağımdan kalktım ve yatağımı toplamak için yorganıma uzandım. O sırada Jungkook beni kolumdan tutup durdurdu. "Yine ne oldu?" dememe kalmadan beni bir-iki adım geriye sürükleyip yatağımı toplamaya koyuldu. Gülümsedim. Küçük de olsa bu yaşında centilmenliğin ne demek olduğunu veya direkt olarak centilmenlik yapmayı iyi biliyordu. Kızlar böyle erkeklerden hoşlanıyor olmalıydı. Aslına bakarsanız bu davranışları benim de çok hoşuma gidiyordu ve bunun cinsiyet ile alâkalı bir kavram olup olmadığını merak ediyordum.

"Hyung, koptun gittin." Kafamı kaldırıp Jungkook'a baktım. Çoktan yatağımı düzeltmişti ve iyi iş çıkarmıştı. Yatağım kitap gibi pürüzsüz ve düzgün duruyordu. "Nereye daldın öyle?"

"Hiç, sadece kahvaltıyı düşünüyordum." diyerek ufak bir yalan attım ve ona göz kırptım. Ne de olsa onun hakkındaki düşüncelerimi ona söyleyecek değildim, değil mi? "Ve yatağımı düzelttiğin için teşekkürler, harika iş çıkarmışsın!" Sözüme karşılık tebessüm etti ve yüzünde ufak bir utanç parçasına rastlamama sebep oldu. "Rica ederim." şeklinde ufak bir vızıltı çıkmıştı ağzından. Kıkırdadım. "Artık gözüme tatlı mı geliyorsun yoksa hep mi böyleydin?" Ne dediğimi fark ettiğimde gözlerim kendiliğinden şaşkınlıkla açılmış ve refleks olarak elimle ağzımı kapatmıştım. Sesli düşünmek bu noktada kötü ve rezil bir şey olabiliyordu. Ah.. Tadım kaçmıştı. Daha az önce kendime düşüncelerimi ona söylemeyeceğimden bahsediyordum. Gözlerimi Jungkook'un üzerinden çekingenlikle çektim ve tırnaklarımı incelemeye başladım. Aslında tırnaklarıma bakma bile bakmıyordum, aklım dediğim şeydeydi ve Jungkook buna hâlâ sözlü bir tepki vermemişti. Fiziksel olarak bir tepki verdiyse bile ben görmemiştim. Şu an gerildiğimi hissediyordum.

"Güzel şaka, haha." Bunu buruk bir ses ile dile getirmişti. Şaka yaptığıma gerçekten de inanıyor olmalıydı ki kendini tamamen üzgün bir moda sokmuştu. "Hey." Kolumu uzatıp onu dürttüm. "Bu bir şaka değildi." Etrafımızda birden "Only You" şarkısı yüksek sesle çalacakmış gibi hissediyordum ve romantik bir anın geleceğinden neredeyse emindim. Bu anın akışına kapılıp dudaklarımı Jungkook'un öpmesi için öne uzatırsam kendime hiç şaşırmayacaktım bile.

Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Ben ona bakmasam bile delici bakışlarının üzerimde olduğunu kesinlikle hissedebiliyordum. "Hey, sen.." Konuşmaya başladığım andan itibaren sesim titrek çıkıyordu. Bu da neyin nesiydi şimdi? Duruma bu kadar kapılmış olamazdım. "Neden öyle bakıyorsun?" Jungkook hareketsizliğini bırakmış bana doğru yürüyordu. İşte klişe bir k-drama sahnesi geliyordu ama hayır, ben duvara doğru yürümeyi reddediyordum. Neden ondan kaçarcasına geri doğru yürümeliydim ki, değil mi? Olduğum yerde kımıldamadan Jungkook'a bakıyordum, zaten onun da yanıma ulaşması yaklaşık üç saniyeyi almıştı. Elini çevik bir hareket ile belime yerleştirdi. Ne yaptığını sorgulamayacaktım, çünkü ne yapmak istediğinin farkındaydım. Şimdilik sadece gözlerimin içine bakıyordu ve bakışları dudaklarıma bile kaymıyordu. Hadi ama... Öpeceksen öp artık!

not gentleman, not lady | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin