Haneul'ün bir şeyler yapacağını düşünmüştüm, birkaç dakika sonra yanımıza geldi,
"Bu okulda kimsenin bir kişiye ait olduğunu düşünmemiştim, işler farklıymış bakıyorum da."
Taehyung dudaklarımdan ayrılıp Haneul'a döndü,
"Kimse kimseye ait olmadı."
TAEHYUNG'UN AĞZINDAN
Haneul denen kız yanımıza gelip,
"Bu okulda kimsenin bir kişiye ait olduğunu düşünmemiştim..." Şeklinde bir şeyler geveledi, sadece başını duyduğum için o kısma cevap verdim, o sırada Jimin'in hala bize baktığını farkettim ve Jimin'in gözlerine bakarak,
"Kimse kimseye ait olmadı." Dedim. Jimin yanımıza doğru yürümeye başladı, bunu görünce Soo-Hyun'un gözüne baktım ve Haneul yine konuşmaya başladı, ve
"Eminiz öyledir, okul haberlerine bakmadınız mı siz, keşke çarşafları kimsenin göremeyeceği bir yere koysaydınız."
Neden bahsediyordu bu kız? Dönüp tekrar Soo-Hyun'un gözlerine baktım, telaşlanmış gibiydi.
SOO-HYUN'UN AĞZINDAN
Haneul neden bahsediyordu? Ne çarşafı? Hemen telefonumu alıp okul haberlerine baktım, Jimin'le yattığımız geceye aitti, çarşafda kan vardı. Baktığımda Jimin de eline telefonu almıştı, sanırım okul haberlerine baktı, dönüp yüzüme bakmıştı. Resmin altına bir yazı geçmişler,
"Okulumuzun güzeli, herkesin elde etmek istediği Soo-Hyun ve okulumuza yeni nakil olan yakışıklı Kim Taehyung mu? Bu ikili mükemmel şeyler yaşamış gibi.
-Hüzünlü Prens"
Jimin yanımıza geldi ve Taehyung'u dürttü. Taehyung bana doğru bakıp
"Neden bahsediyorlar?" Dedi,
"B-Ben bilmiyorum Taehyung.."
"Soo-Hyun, kim sana neden iftira atsın? Bu bize ait değil." Haneul arkadan lafa atladı,
"Sana ait olmasa da, Soo-Hyun'a ait olabilir, söylesene Soo-Hyun?" Jimin yüzüme doğru baktı, ağlayacağımı anladı ki, bütün okula dönüp,
"Dağılın!" Diye bağırdı, herkes yavaş yavaş dağıldı geriye sadece Haneul, Jungkook, Jimin, Taehyung ve ben kalmıştık. Herkes birbirine öylece bakarken Haneul konuşmaya başladı,
"Yah Kim Taehyung, o gün sana Soo-Hyun'un bakire olduğunu söylemiştim, hatırlıyor musun? Şimdi bu ikilinin foyasını ortaya çıkarma vakti, sen Soo-Hyun'un bekaretini almadın, olması gerektiği gibi. Planım olduğu gibi işledi, senin dışında birisine daha söylemiştim bunu, kime sence? Jimin'e. Jimin de Soo-Hyun'un bakire olduğunu biliyordu. İkinizden birisi olacaktı, Jimin daha önce davrandı ve senden önce oraya gitti, Soo-Hyun'un bekaretini o aldı. Buraya kadar planım yine olduğu gibi işledi, ama Soo-Hyun çarşafı direk çöpe atmalıydı, uyuyakaldığı için çöpe atacak vakti olmadı, sen gelince çarşafı toparlayıp bir poşetle camdan arka bahçesine, çalıların içine fırlattı. Bize de Çöpden değil, oradan almak düştü maalesef. Her neyse, çarşafı aldık ve resmini çekip kanıt olarak sakladık."
Haneul konuşmasını bitirdiğinde herkes dönmüş açıklama bekler gibi suratıma bakıyordu, konuşmaya başladım,
"Taehyung için hazırlanırken bir anda Jimin geldi ve Taehyung'un yani senin bakire olduğumu öğrendiğinde beni bütün okula rezil edeceğini söyledi, sonra nasıl oldu bilmiyorum.."
Daha sonra ne olacağını cidden çok merak ediyordum ama, daha fazla dayanamazdım da. Jungkook lafa atladı,
"Hey, zaten bu okulda kimse bir kişiye ait değil, Taehyung senin bunu düşünmen hata."
"Jungkook, ben zaten böyle birşey düşünmedim, sadece o bekareti alan kişiye takıldım. Yine yapacağını yaptı Park Jimin şerefsizi."
"Kime ne dediğine dikkat et Taehyung. Şerefsiz derken önce kendi şerefini yokla." Jimin bunu söylediği gibi Taehyung Jimin'e bir yumruk attı, Jimin sarsılıp geri olduğu haline döndü. Ben olanlar karşısında şaşkın bir şekilde izliyordum. Ortam iyice kızışınca
"Yeter!" Diye bağırdım, Jungkook bir anda Haneul'e dönüp,
"Ne geçti şimdi eline? Amacın hepimizi birbirine düşürmek miydi?"
"Benim olmayan birisi asla bu orospunun olamaz." Bana mı demişti?
Jimin bir anda ciddileşti,
"Söylesene Haneul, sen kaç kişiyle yattın?"
"50'den fazladır.." dedi soluk bir sesle.
"Şimdi kimin orospu olduğunu bir daha düşün." Taehyung düşünceli bir şekilde Jimin'e bakıp,
"En azından Haneul yalancı değil." Dedi, cidden bu çocuk kimin tarafında? Gözümden yaş geldiğini hissettim, ağlamaklı bir ses tonuyla tekrar,
"Yeter..!" Dedim, bu sefer ses tonumdan dolayı herkes bana baktı ve birisi kolumdan tutup Haneul'e doğru dönerek konuşmaya başladı,
"Bayan Lee Haneul, bu yaptığınız, özel hayat gizliliği ihlali ve şantaja giriyor. Babamla konuşmalıyım, seni okuldan atsın. Ve sen Bayan Soo-Hyun, dava açmak ister misin?" Sesi huzur veriyordu, yüzüne bile bakmadan kafamı boynuna gömüp ağlamaya başladım.
"L-Lütfen beni buradan götür.." dememle bileğimden tutup çekmesi bir oldu. Peşinden sürüklüyordu resmen, okulun arka tarafına geldiğimizde durdu ve konuşmaya başladı.
"Burayı kameralar göremez."
"Kameraların görmesi neden sorun ki?"
"Ha, tanışalım. Ben müdürün oğlu, Min Yoongi."
"İlginç bir şekilde karşıma çıkan herkes adımı biliyor. Sen de tanıyorsun sanırım beni."
"(Gülerek) Seni tanımayan mı kaldı? Okul haberlerine bakmadın mı?"
"Onlar yalan."
"Biliyorum, ama asıl bahsettiğim o haberler değildi."
"Hangi haberler? Çatlatma adamı da söyle."
"Lee Kyung Ki senin baban olmuyor mu?"
"Evet, babamla ne alakası var?"
"Oh, Jimin, Taehyung ve Jungkook senin babanın okulundan gelmiş."
"Yani? Ne var bunda?"
"Her neyse. Bu vücut için ne yaptığını öğrenmek istiyorum." Diyip bana yaklaştı.
"Üzgünüm ama önüme çıkan her erkekle yatmıyorum."
"Önüne çıkan bir erkek değilim."
"Beni neden kurtardığını bilmediğim herhangi birisin. İlginç ki çevremdeki herkes bir gizem." Diyip tekrar ağlamaya başladım.
"Seninle yatmak istemiyorum, sadece yanında olacağım, ne olursa olsun." Dedi ama, bu sefer ilk adımı atan ben oldum, dudağına yapıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF • Park Jimin & Park Soo-Hyun
FanficYa çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte, ondan öteye gidemedik.... SMUT +18 CİNSEL İÇERİK ...