love me

final-part 1

jennie gucci marka elbisesini düzeltti. yine aynı şekilde gucci gözlük ve çantasını eline aldıktan sonra aceleyle evden çıktı.

zira park chaeyoung'ın düğününe geç kalmak istemezdi.

mercedes arabasına binip aynasını kontrol etti, kemerini takıp arabayı çalıştırdı.

yolculuk boyunca chaeyoung'ın kendisine lisede yaşattıklarını düşündü. yüzünde ufak bir tebessüm vardı.

her şeyi düşünmüştü, onu ilk görüşünden, terk edişine kadar her şeyi.

jennie, son konuşmalarından sonra liseye yurt dışında devam etmek üzere amerika'ya taşınmıştı. birkaç ayda her şeyi düzen koymuştu. chaeyoung ona tekrar mesaj atana kadar. jennie mesajın nokta ve virgülüne kadar hatırlıyordu.

roseanne:
seni özledim
çok özledim
asla bırakmamalıydım
duygularımı kenara atmamalıydım
seni unutmak için lisa'yı kullanmamalıydım
çok üzgünüm, jennie
lütfen bana geri dön.
mesajını bekliyor olacağım.

jennie elbette cevap vermemişti.

akıllanmıştı artık, chaeyoung'a bir daha inanmazdı. onun doğru söylediğini asla bilemeyecekti zavallı kız.

kısa bir süre sonra kiliseye varmıştı. derin bir nefes aldı ve yan koltuktaki çantasını alıp kapıyı açtı. anahtarı valeye attıktan sonra gözlüğünü düzeltip içeri adımladı. üstündeki birkaç bakışı yakalamıştı.

neyse ki kapıda bekleyen biri yoktu çünkü jennie davetsiz misafirdi. bu evlilikten joohyun sayesinde haberdardı.

içerisinin çok kalabalık olmadığını gördü. gözleri liseden birilerini aradı. taehyung ve namjoon'u görünce gülümsedi ama yanlarına gitmedi. bunu düğünün sonunda da yapabilirlerdi.

arkadan tanıdığı joohyun'un yanına oturdu. güzel kızın bakışları hemen ona dönmüştü.

"bir an vazgeçtin sandım." kızın sesi biraz sonra yaşanacaklardan dolayı tedirgin çıkmıştı.

jennie gülümsedi. "beni görünce yüzünde oluşacak ifadeyi kaçıramazdım."

joohyun derin bir nefes bıraktı. jennie birkaç tanıdık daha arıyordu. aslında bir kişiyi demek daha doğru olabilirdi çünkü jennie onun gelip gelmeyeceğini deli gibi merak ediyordu.

"cenazeye gider gibi giyinmişsin jennie." joohyun her zamanki gibi jennie'yi eleştirince jennie güldü.

"chaeyoung'ın evlenmesi beni çok mutlu eden bir olay değil joohyun." joohyun gözlerini devirdi.

o sırada jennie görmeyi istediği kişiyle göz göze geldi. jennie gülümserken kızın bakışları şaşkındı. jennie, ayağa kalkıp onun yanına ilerledi.

"kim jisoo?" jennie ona nazikçe elini uzattı. jisoo şaşkın bakışlarla onu süzdü ve elini sıktı.

"hiç değişmemişsin, hala çok güzelsin." jennie gülümseyerek söyledi. jisoo'nun bunu beklemediği ortadaydı.

"teşekkür ederim, sen de öylesin." jennie güldü.

"burada ne işin var?" jisoo kaşlarını çatarak sordu.