Siz; bir erkek çocuğunun "annesiz" kalması ne demektir hiç bilir misiniz ?
Hiç bilir misiniz o çocuğun konuşmaya başladığı ilk günden bu yana en çok kullandığı kelime olan "anne" sözcüğünü, bi dönemden sonra daha az kullanmak zorunda kalmasının acısını ?
ya da bilir misiniz ki, yine o aynı çocuğun canı her yandığında yardımına koşan kişiyi, yani annesini kaybettikten sonraki zamanlarda canı yandığındaki korkusunu ?
Ben bilirim..
Soğuk kış gecelerinin sabahında, uyanıp da mutfağa doğru gittiğinde, mutfaktan çıt ses gelmemesinin ne demek olduğunu, ben bilirim..
Bilirim ben salonda oturup tv izlerken, örgü şişlerinin çıkardığı sesin artık duyulmamasının ne demek olduğunu..
Hüzünlü şarkılarda artık sadece sevgiliyi düşünmemenin de ne demek olduğunu bilirim..
Bilirim işte, evden çıkıp okula veya işe giderken camdan birisinin artık el sallamıyor olmasının ne demek olduğunu.
Ya da bilirim , yere düşüp dizim kanadığında artık yanına koşacağım birisinin olmayışını..
En çokta mutfaktan ev yemeği kokusunun artık gelmemesini bilirim..
Düdüklü tencerenin düdüğünün sesinin, ya da mikserin çıkardığı gürültünün artık susmuş olmasını..
Eve geç kaldığımda, birinin beni uyumadan beklediği günlerin artık geçip gittiğini de bilirim..
Bir de anneler gününün bünyemde yarattığı acı ve ızdırabı bilirim..
Herkesin annesine koşup sarıldığı günde, soğuk mermer taşını okşamakla yetinmenin nasıl bi his olduğunu bilirim..
Bilirim bunların hepsini ben işte..
Gece olup herkes uyuduğunda, yalnız kalırım ben.
Ağlarım saatlerce dertlerime ve kederlerime.
Korku salgılar yüreğim.
Paylaşamam kimseyle, uyumaktadır çünkü tüm sevdiklerim.
İşte yine annem yetişir o zamanlarda bile. Bu sefer bedenen değildir yanımda belki, ama büyük çerçevedeki resmiyle gülümser gözlerime.
Hemen alırım duvardan resmini.
Gözlerimdeki pınarlar kuruyana kadar ağlarım bi yandan,
bi yandan da "annemle" paylaşırım içimdeki derdi, kederi.
Hiç bıkmadan dinler beni.
Tıpkı eskiden olduğu gibi.
"Ben hep senin yanındayım oğlum. Kalbim, ruhum hep seninle olacak, sakın bunu aklından çıkarma.." demişti bana, beni üniversiteye gönderirken.
Ve bugün bedeni bu dünyada olmasa bile, beni oralardan bir yerlerden koruyordu hala.
Hala yanımdaydı onun ruhu.
Yoksa başka nasıl açıklanabilir ki onun resmine içimi döktükten sonraki bulduğum küçük bir çocuk mutluluğu ?
Ah be anne..
Ruhun hala benimle,
ama çok erken gitti be bedenin anne.
Öpmelere doyamamıştım ki daha ben o elmacık kemikli yanaklarını.
Koklamalara doyamamıştım ki ben daha o gül kokan mis tenini.
Isırmalara doyamamıştım ki daha o etli butlu sevimli kollarını.
Doyamamıştım ki be annem seninle geçirdiğim o güzel günlere.
Ama bil annem.
Şunu çok iyi bil.
Şunu çok iyi bil.
Nefesimdesin.
Aldığım her nefeste sen varsın.
Attığım her adımda sen,
kafamı yastığa koyup her rüyaya daldığımda yine sen varsın.
Evet annem.
Artık büyüdü o küçük oğlun.
Kocaman adam oldu.
Ve o kocaman adam, dönüp arkasına, geçmişine baktığında o kadar çok iz görüyor ki senden kalan.
O kadar çok anı görüyor ki seninle birlikte yaşanan.
İşte bu sebeple annem "senin sayende.." diye başlayan veya içinde bulunan çok cümle var aklımda..
Sanırım en güzeli de ; “Küçük oğluşun senin sayende zorluklara karşı dimdik ayakta annem..”
Ha bide çok merak ederim be annem ;
kim demiş ki "kahramanlar hep erkek olur" diye ?
Bakma sen onlara, halt etmiş onu diyenler.
Herkesin “kahraman” dediği, pelerinli adamlar olsa da,
Benim kahramanım sensin annem..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİNO
Teen Fiction"Eğriye eğri, doğruya doğru konuşalım şimdi; hayat çok adaletsiz bi sisteme sahip. Kimilerimiz, allah şahittir ki hep iyi ve uslu bir çocuk oldu küçükken, ancak büyüdüklerinde ise Gargamel oldu hep karşılarına dikilen. " Hikayenin baş kahramanı Gino...