Bu bölüm,yeni bölümü sabırsızlıkla bekleyen kuzenim Şeyma'ya ithaf olsun :D ♥
MULTİMEDİA:KARAKTERLER ♥
Alarmdan önce uyanmak bana göre en büyük mutluluktur. İster on dakika olsun ister bir dakika olsun,saniyeler kala uyanmak bile bir mutluluktur. Evet bugün güne mutlu uyanmıştım. Alarmın çalmasına dört dakika kala uyanmıştım. Ama basım feci sekilde ağrıyordu. Dün Enis ile beraber çok içmiştik. Zaten Aslı'yı eve bıraktıktan sonra hemen bizim mekana gidip içmiştim,aynı zamanda maç vardı aksam. Tabikide şampiyon yine biz olmuştuk. Yatağımdan kalkıp alarmımı kapattım. Banyoya doğru ilerlediğimde sıcak suyu açıp duşakabinin icine girdim. Her sabah banyo yapan tiplerden değilim,ya 4 günde bir yada çok önemli seyler olunca...
Dün çok içmiştim kokunun gitmesi için banyo şarttı. Banyodan çıktığımda yarı çıplak sekilde evde geziyordum. Havlu sadece alt kısmımı koruyordu. Odama gittiğimde telefonumun ışığı yanıyordu. Mesaj gelmişti. Aslı olmasını dilerken,gelen mesajın Esradan olduğunu görünce kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Kız itina ile peşimi bırakmıyordu. Mesajini okumaya başladığımda yüzümde sadece alaycı bir gülümseme vardı.
Bu kız tam bir sülüktü. Ondan ayrıldığımdan beridir peşimi bırakmıyor ve saçma sapan mesajlar atıyordu. Zaten ayrılma sebebimizde Liam McClain'i öğrenmiş olmasıydı. Bir gün ofiste bir adamla uyuşturucu ticareti yaparken yakalamıştı bizi,patron onu öldürmemi söylemişti ama o korkusundan Amerika'ya kaçmıştı. 2 yıl aradan sonra geri dönmüştü. Şimdide sürtükce davranıp tekrar ona dönmemi istiyor. Zaten Aslı'yı da öğrenmişti. Umarım ona bir zarar vermez,çünkü Esranın masum ve saf kişiliğinin arkasında tehlikeli ve karanlık kişiliği saklanıyordu. Telefonu yatağımın üzerine fırlatıp üzerinde Kartal amblemi olan dolaptan kırmızı bir tişört ve siyah bir pantolon çıkarmıştım. Odamdan çıkıp mutfağa gittiğimde masada oturan Enisi görünce ağzımdan bir küfür çıkmıştı. "Siktir. Sen ne zaman geldin lan?" "Valla bende bilmiyorum,uyandığımda senin kanepede yatıyordum." dedi. Elime iki tane kupa bardağı aldığımda içine kahveleri koydum. Enis önüne koyduğum kahveye boş gözlerle bakınca "Bu ne lan?" dedi. Kahvenden bir yudum aldıktan sonra "Kahve!" dedim ve devam ettim "Dün çok içmişiz,bunlarla kendimize geliriz". Kahvesinden büyük bir yudum aldıktan sonra "Kahvaltı yapmayacakmıyız?" dedi. Ellerimi göğsümde birleştirerek "Dolapta hiçbirşey yok. Gece birileri tüm kahvaltılıkları yemiş!" dedim ve kahvemden bir yudum aldıktan sonra devam ettim "Bugün kahvaltıyı dışarıda yapalım. Ve sen ısmarlıyacaksın." dedim. Kahvelerimizi bitirdikten sonra dışarı çıkmak için ayakkabılarımızı giyerken yatak odasındaki telefonumu hatırladım,ayakkabısını giymek için bağcıklarıyla savaşan Enis'e dönüp "Al şu anahtarları,sen çık ben geliyorum" dedim ve cebimden siyah mercedes'in anahtarını çıkarıp ona fırlattım,o da ani bir refleks ile havada yakaladı. Enis'in merdivenleri inme sesleri gelince bende yatak odasına gittim. Telefon daha toplanmamış yatağının üzerinde duruyordu. Evet yatağımı toplamıyordum. Ne de olsa aksama gelip tekrar bozacaktım. Telefonumu elime aldıktan sonra aklıma kabına koymak geldi. Koymalıyım,çünkü koymalıyım zamanlar hep pişman olurdum. Ya telefonum yere düşerdi,yada cebimdeki anahtarlar onu çizerdi. Çekmeceyi açıp üzerinde Beşiktaş amblemi olan telefon kabını aldım ve odadan çıktım,Enis'in yattığı oda nam-ı değer Salona baktığımda Enis'in yatağını topladığını gördüm. Alaycı bir gülümseme suratıma yapılırken aşağıdan korna sesi geldi. "Geldim lan geldim!" dedim kendi kendime.
Merdivenleri inerken hemen alt komşum emekli Subay Ahmet amcayı,kapının önüne çöp koyarken gördüm. "Oo! Merhaba bayım,bugün yine çok şıksınız" dedim gülümseyerek,eliyle omzuma vurarak "Her gün giydiklerim genç adam!" dedi ve gülerken gözleri telefonuma kaydı. "Dün yine harıkaydınız,attığınız o goller bir harıkaydı." dedi. Elimle omzunu tutarak "Biz bu yılki derbide aştık kendimizi,Demba Ba takıma çok şey kazandırdı." dedim ve aşağıdan korna seslerini işitince "Ahmet amca ben gideyim Enis çatladı aşağıda" dedim ve hızla merdivenleri inerken,Ahmet amca arkamdan söylendi "Selam söyle kerataya,ne zamandır gözükmüyor." dedi. Aşağı indiğimde Enis sinir küpü olmuştu. En nefret ettiği şey "Beklemek". "Nerdesin lan sen?" dedi elini bana kaldırarak. "Ahmet amca lafa tuttu!" dedim. Tek kasini kaldırarak "Hadi hemen şirkete geçelim." dedi. Tam arabayı çalıştırırken elini tuttum "Hop hop!! Yok öyle kaçış,kahvaltı ısmarlayacaksın,karnım zil çalıyor zaten" dedim. Arabayı park yerinden çıkarmak için sağa sola bakarken "Tamam lan. Sendende birşey kaçmıyor zaten" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN☮
De TodoYıllar yılları kovaladı, bir yerden başka bir yere koşturdum durdum. Hayallerim hep benimleydi ama hep ezildim ve horlandım.Canımın istediğini değil de, hep başkalarının istediğini öne çıkarmaktan ve düşüncesini öne çıkarmaktan kaybettim.Tanrı beni...