Finn ve Melissa sabahtan beri kızın evinin bahçesindeki çardakta oturmuş sohbet ediyorlardı.
Vanessa bu ikisinin konuşacak fazla şeyi olduğunu düşünüp onları yanlız bırakmıştı ve onlarda bu fırsattan istifade edip baştan sona Melissa'nın neden Fransaya geldiği ile ilgili olan her ayrıntıyı konuşmuşlardı.
Finn Melissa'nın babası yüzünden kendisinden ayrıldığını duyunca şok olmuştu. Böyle bir neden beklemiyordu.
Ayrıca Melissa'ya da bu konu hakkında bir nutuk çekmişti. Kendisi için böyle birşey yapması onu duygulandırmıştı ama aynı zamanda sinirlenmişti de.
"Keşke bana o zaman da söyleyebilseydin bunları." Finn kızı omzuna yatırdı ve başına bir öpücük kondurdu.
"Ben.. ne yapmam gerektiğini bilmiyordum Finn." Elini Finn'in yanağına koydu ve yavaşça okşamaya başladı. " Sana bir zarar gelmesinden korktum,zaten o gün hastanede olanlardan sonra sana daha fazla zarar vereceğini düşündüm."
Finn elini kızın yanağında olan elinin üstüne koydu. " Ve sende düşündün ki Finn'i bir sene boyunca kendimden mahrum etmeliyim."
Melissa yutkundu ve Finn'e daha fazla yaklaştı. " Ya ben gelmeseydim, o zaman bir daha gelmeyecek miydin yanıma?"
Hayır anlamında kafasını salladı Melissa," Sana zarar gelmesin diye gelmeyecektim."
"O zaman." Dedi Finn," İyi ki gelmişim."
"Evet,iyi ki gelmişsin."
Melissa Finn'e doğru eğilip dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. İkiside anın etkisiyle gözlerini kapatmışken odada yankılanan telefon sesi bu büyülü anı bölmüştü."
Genç kız Finn'den zar zor ayrılıp ufladı ve cebinden telefonu çıkartıp kimin aradığına baktı ve ince parmaklarıyla telefonu yanıtladı.
"Selam Melissa nasılsın?"
Ah dedi Melissa içinden bu Noah olmalı.
"İyiyim Noah ya sen?"
Finn Noah ismini duyunca başını kaldırmış Melissaya bakmıştı. Kaşlarını çatıp kim dercesine ona bakıyordu.
"Bahsettiğim arkadaşım." Diye fısıldadı Melissa.
"Eh iyiyim bende işte." , " Duydum ki birileri senin için Fransaya gelmiş."
Melissa derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Bu çocuğun nasıl herşeyden haberi olabiliyordu?
Tabii ya! Annesi. Kesin o söylemişti.
"Noah! Yırtık çorap koleksiyonum bir, Finn'in buraya geldiğini anında öğrenmen iki. Nesin sen böyle FBI falan mı? Doğruyu söyle annemle iş birliği yapıyorsunuz değil mi?"
Kız tek nefesle konuştuğunda Finn ona gözlerini pörtletmiş bir şekilde bakıyordu.
Ne var dercesine başını salladı Melissa. Ne diye far görmüş tavşan gibi bakıyordu ki ona.
Telefonun ucundan bir kahkaha sesi duyuldu. " Sakin ol kızım, evet annenle iş birliği yapıyoruz nasıl öğrendin bunu sen? Heba oldu bütün planlar."
"Bu arada." Diye soluklandı Noah," Birazdan orda olacağım Finn'le görüşmek için sabırsızlanıyorum."
Ne! Noah buraya mı geliyordu? Tanrı aşkına Finn daha yeni gelmişti.
Neden zamanlaması bu kadar kötüydü ki?
"Tabii tabii gel." Melissa gözlerini devirdi ve sahte bir şekilde gülümsedi.
"Ne o fazla isteksizsin galiba?" Noah kıkırdadı.
Finn'le yanlız kalmak istiyordu! Bu yüzden isteksiz olması olağan bir durumdu sanırım.
Telefonunu kapatıp bir köşeye koydu.
Finn'e dönüp boynuna sarıldı ve mırıldandı," Buraya geliyormuş, seni görmek için."
Finn kaşlarını çattı ve Melissa'ya baktı. Bu çocukta nereden çıkmıştı böyle?..
Neden bu kadar iğrenç yazıyorum?
Duydum ki hala Noah'la ilgili olan hikayeme bakmayanlar varmış.
Bakın ya yazıktır günahtır..
Neyse. İki bölüm sonra final yapacağım. Özel bölüm isteyenler yorumlarda belirtebilirler.
Seviyorum sizi~
Oy verip yorum yapmayı unutmayın. Bu arada 1k olmuşuz çooook kocaman teşekkür ederim. Okuyanlar ve destek olanlar için.
FiNNleYeCEğİM Sİzi.
F İ N N L E N D İ N İ Z
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New a Finn| Finn Wolfhard
FanfictionMelissa hayatı boyunca hep ucube diye dalga geçilen kızdı. Kimse onu sevmiyor ailesi bile ondan nefret ediyordu. Tek istediği şey sadece biraz sevgiydi. Birisi tarafından tereddütsüz şekilde sevilebilmekti. Kalbine kimseyi sığdıramazken nerden bileb...