G İ R İ Ş

141 36 21
                                    

'Tanrı onları ortadan ikiye ayırıncaya kadar bütün insanlar hermafroditti, o zamandan beri bu yarılar birbirini arayarak dünyanın dört bir bucağında gezinip durdular. Aşk kaybettiğimiz yarıyı özleyişimizdir işte. ' demiş Milan Kundera. Onu ilk gördüğüm güne gittim. Okulun bahçesinde yağmurun altında ıslanırken içtiği sigarası geldi gözlerimin önüne. O gün o kadar dertli duruyordu ki uzaktan izleyen biri olarak bile anlamıştım. Dersi anlatan hocayı dahi dinlemiyordum o gün. Ne kadar süre onu izledim bilmiyorum. Gözlerimi bir saniye olsun ayırmadım ondan. Bunu neden yaptığımı bile bilmiyordum. En son yavaşça kafasını kaldırdı ve benim yeşillerimi, kendi kehribar rengi gözleriyle birleştirdi. İlk kez kalbimi hissettim. İlk kez bu kadar heyecanlandım.

İşte o gün görmüştüm kaybettiğim yarımı. Onu bulup sıkıca sarılmak yerine uzaktan izledim sadece. Tam 3 ay. 3 ay boyunca sessizce izledim onu. Yüzünün her ayrıntısını beynime kazıdım. Ve tam 3 ayın sonunda o gitti. Bir daha görmedim onu. Küçüklük, ergenlik aşkıydı benimkisi. Unuturum dedim. Ama o kehribar rengi gözlerini unutmak ne mümkün. Ben adını dahi bilmediğim adama tutulmuştum.

Yeni bir başlangıç yeni bir hayat başlıyor dediğimde geldi tüm felaketler. Dedem geçirdiği trafik kazasından ötürü belden altı felç kaldı. Ömür boyunca tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Artından amcamın karısını kaybetmesi bizde derin yaralar bıraktı. Hep güçlü olmaya çalıştım. Oldum da. Aileme sıkıca bağlandım. Sırf babam istiyor diye mimarlık okudum. Hırsımdan ve azmimden ötürü bana iş dünyasında ‘buzlar kraliçesi’ lakabını taktılar. Oldukça katı kurallar içerisinde çalışan, en ufak bir hata yapmamaya çalışan, sert ve soğuk bir yapıya sahip olmamın da bu lakabı almamda etkisi oldu.

Tam her şey düzene oturdu derken kendimi çözülmez bir gizemin ve anlaşmaların ortasında buldum. Edilen tehditler ve şantajlar, bitmek bilmeyen teklifler ve silah... Ölmek üzereyken geldi buldu beni. Kehribar rengi gözleri bir başka bakıyordu bu sefer. İntikam vardı, öfke vardı o gözlerde. Kime karşıydı bu öfke, bu hırs bilemiyordum. Ama bildiğim bir şey varsa o da bu adamın hayatımın tam merkezine konacağıydı.

***

Yasemin Karaca & Erdinç Korhan hikayesidir. 🥀

***

Merhabalar🤗 Bu benim sayısız yazdığım lakin yayınlamadığım hikayelerden sadece biri. Umarım herkesin beğeneceği ve bayılarak okuyacağı bir hikaye olur. Yeni bölüm en kısa zamanda gelecektir. İyi okumalar..📖

V U R G U N Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin