3- B E K L E N M E Y E N

65 21 7
                                    

Multimedyada Yasemin Karaca'nın giydiği kıyafet var. İyi okumalar..

"Tüm gece boyunca neredeydin sen Yasemin?! Aklımız çıktı. Terasta olan silahlı çatışmadan sonra seni bulamayınca başına bir şey geldi sandık. Arıyoruz telefonların kapalı, aracın otoparkta. Sen beni delirtmek mi istiyorsun?" diye bağırdı babam. Haklıydı. Sonuna kadar herkes haklıydı. Onlara haber vermeyerek en büyük hatayı yapmıştım.

Erdinç sabah beni evime bıraktığında evin önünde bir yığın araba ile karşılaşmıştım. Eve girmemle büyük olay patlak vermişti. Neredeyse yarım saattir nefes almadan bana bağıran babama bile ağzımı açıp bir şey diyememiştim. Babam, Ilgaz amcam, dedem, annem, Levent, Volkan ve Nükhet... Herkes bana karşıydı şuan.

"Seni eve getiren kimdi? Bir şey söyle Yasemin!." dedi babam sinirle.

"Erdinç...Erdinç Korhan." dedim korkuyla. Şuan herkes şaşkınca bana bakıyordu. Böyle bir şey beklemedikleri aşikardı.

"Faruk'un oğlu mu?" diye sordu babam şaşkınca. Kafamı belli belirsiz sallarken kafamı eğip ellerime baktım. Babam sinirle saçlarını çekiştirirken Ilgaz amcam oturduğu koltuktan kalkarak babamı tekli koltuğa oturturken konuştu.

"Abi biraz sakin olur musun? Yasemin bize her şeyi anlatacak değil mi?" dedi amcam bana bakarken. Sessizce yutkunurken göz ucuyla babama baktım. Her şeyi anlatmam demek babamın Rauf Karademir'i öldürmesi demekti. Bunu göze alamazdım.

"Dün gece lansman da sıkıldığım için dışarı çıktım. Sonrada ayağım burkuldu ve havuza düştüm. Erdinç Bey'de beni gördü ve bana yardımcı oldu. Islak bir şekilde tekrardan salona dönemedim, çantamda yanımda değildi. Bu yüzden size haber veremedim. Terasta olan silahlı çatışmayı ilk defa sizden duyuyorum." diyerek yalan söyledim. Ciddi söylediğim yalanımla beraber babama döndüğümde tam gözlerimin içine bakıyordu. Galiba yalan söyleyip söylemediğimi anlamak istiyordu.

"Farkında mısınız bilmiyorum ama saat öğlene geliyor ve bizim önemli bir toplantımız var. Hazırlanmam gerek. İzninizle." diyerek oturduğum koltuktan kalkıp hızla salondan çıktım. Evin asansörünü kullanmak yerine merdivenlerden çıkmayı tercih ettim. 2. kattaki odama hızla çıkarken Levent'in sesini işittim.

"Yasemin. Bekle beni." dedi. Merdivenlerde durup Levent'in bana yetişmesini bekledim. Levent gelip tam önümde dururken konuştu.

"Yalanlarınla babamı kandırabilirsin ama beni değil. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın bana." dedi sertçe. Şuan beni deniyordu veya gerçekten yalan söylediğimi anlamış olmalıydı. Ona doğruları söyleyebilir miydim? Sanmıyorum.

"Her şeyi anlattım Levent. İnanıp inanmamak sana kalmış. Şimdi hazırlanmam gerek. Holding'de görüşürüz." diyerek merdivenleri çıkmaya devam ettim. Odamın önüne geldiğimde hızla kapıyı açıp içeri girdim. Arkamdan kapıyı kapatırken tuttuğum nefesimi dışarı verdim.

Sabah gelirken mağazadan aldığımız spor ayakkabıları ayağımdan çıkarıp kenara fırlattım. Üzerimdeki siyah pantolonu ve gömleği de yatağa fırlatırken gözüm omzumdaki yaraya kaydı. Sabah uğradığımız eczanede sargım yenilenmişti. Ciddi bir şey olmadığını birkaç güne kabuk bağlayacağını söylemişti. Günde 2 kerede sargımın değiştirilmesi gerektiğini de eklemişti.

Aynada saçlarıma baktığımda beni bugün idare edebileceğini anladım. Omzumdan dolayı banyo yapamazdım. Dolaptan çıkardığım kıyafetleri yatağa fırlatırken banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.

Üstümü giyinip, takılarımı takmamla hazırdım. Hafif dalgalı duran saçlarımı tarayıp daha düzenli bir hale sokarken çantamı ve telefonumu alıp odamdan çıktım. İçimden bir ses bugün oldukça sakin geçeceğini söylüyordu.

V U R G U N Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin