Limana gelmiştik.
Limanın duvarlarına doğru yürüdüm. Nereye gidiyoruz diye sormuştu. Susmuştum sadece gülümsedim.
On yedi kadına bunu yaşatsa m da hala içimi bir soğuk kaplar.
Yerden bir küçük beyaz taş aldım. Ve;
"Hadi duvarlara bir şeyler yazalım." dedim.
-Ne yazalım?
-Bugünü ölümsüzleştirelim mi?
-Nasıl olacak o?
-Görürsün.
Taşı aldım. Ve sordum saat kaç diye
16:16 dedi.
Harika!
Duvara "16:16" yazdım. Yeterli olacaktı.
Bunu iki şey için yapıyordum. Eğer benim gizemli avım beni takip ediyorsa bunu görecek. Görmez ise de bu aptal için bir küçük jest sayılacaktı.
Yüzelim mi diye sordum.
Dedi ki ama üstüm uygun değil ki..
Önemi yok diye cevap verdim. Kıyafetlerinle de girebilirsin diyerek devam ettim.
Çünkü ben öyle yapacaktım.
Tamam çıkışta şu mağazadan kıyafet alırız ama dedi.
Kafamı sallayarak onayladım. Sanki çıkışı görebilecek.
Bu limanda ne çok izim var, onlarca kadın onlarca aynı değişmez son.
Şortumun üstünden iç çamaşırımın içine koyduğum çakıyı kontrol ettim.
Tamam, oradaydı.
Sahile indik. Ben tişörtümü sahile bıraktım. Etrafa baktım yakınlarda pek yüzen yoktu. Gayet müsait.
Ayaklarımıza suyu değdirdik üşüme gelmişti. Gülüyordu. Saçları dalganın rüzgarında uçuşuyordu.
Gözlerine baktım.Çok çaresizdi. Yine vicdanım su yüzüne çıkmıştı. Tekrar derine indirdim vicdanımı.
Girince alışırsın dedim üşüdüğünü görünce.
Girmekten çekindi. Elini tuttum. Ellerim belki içini ısıtır dedim.
Gülümsedi bir yandan da
"Of of çok soğuk!"
Diyordu. Suda ilerledik deniz çabuk derinleşiyordu. Sarıldım ıslak açık tenli vücuduna.
-Şimdi daha sıcak mı?
Bana baktı ve gülümsedi. Kafasını göğsüme yasladı. Dedi;
"İyi ki varsın!"
Söylerken derin bir nefesi sertçe veriyordu. Ellerimle kahverengi saçlarını okşadım. Gözünden bir damla göğsüme ulaştı.
Hadi biraz daha ilerleyelim burası boyumuz değil dedim. Denizde yürümeye devam ettik.Bir tek kafamız dışarıda idi.
Suda tenim tenine değiyordu.
Sırtını göğsüme yasladım sarıldım ona.
-Şuan o kadar mutluyum ki.
-Bende keşke hiç bitmese.
-Hadi sarılarak suya batalım.
-Olur!
(İşte kritik an.)
Tam suya batarken onun kulağına;
"Saat avı gösteriyor." Dedim ve battık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AV
Mystery / ThrillerParçalandığında sarılabileceğin tek kol kendinki. Diğerleri önce acır sana, bir kez daha parçalanırsın. Elde var iki, nerene neyine paylaşırsın ki acını? Duvarların dili yok, kahve içtiğin kupalarında ağzı lekeli. İnsanların hem dili hem ağzı var, a...