Onu... Onu her şeyden çok seviyordum. O yüzden ayrılmak zorundaydık. Ama o bunu anlayamıyordu, muhtemelen hiçbir zaman da anlayamayacaktı. Benim abim, George, bir avcıydı ve bizi öğrenmişti. Daha doğrusu, Sam Winchester ile beraber olduğumu öğrenmişti. Eğer onunla birlikte olmaya devam edersem ikimizi de avlayacağını söylemişti. Kendi hayatım umrumda bile değildi ama benim yüzümden ona bir şey olmasına katlanamazdım.
Ginny'nin yanında yaklaşık üç saattir ağlıyordum. Üç saat önce Sam'le olan yaklaşık bir buçuk yıllık ilişkimizi sonlandırmıştım. Buna dayanamıyordum. O kadar yaşadıklarımızdan sonra... Gözümü kapatsam sevdiğim adamın kucağımda uyuyuşunu görüyordum, elim güneşte parlayan açık kahve ipeksi saçları arasında geziniyordu. Tekrar açıp kapatsam birlikte sinemada film izliyorduk, kolunu arkadan boynuma sarmış bense başımı göğsüne yaslamıştım, ellerimiz mısır kovasına uzanırken birbirine değiyordu. Canım nasıl yanıyor anlatmaya çalışsam eminim ki kelimelere dökemezdim.
Abimin neden ona bu kadar karşı olduğunu da bilmiyordum. Önceki erkek arkadaşlarımın da çoğunu biliyordu. Tepkisi biriyle birlikte olmama değil, Sam Winchester ile birlikte olmamaydı. George, Sam'in ismini duyunca deliye dönmüştü.
3 saat önce
"Sam Winchester mı?! Winchester! Onlara bulaşmamalısın Alicia, asla! Hemen ondan ayrılıyorsun! Hemen!"
Bense bir süre sadece bakakalmıştım. Sonrasında ise,
"Ama neden?!"
"Sana şu kadar söylüyorum Alicia eğer ondan ayrılmazsan ikinizi de avlarım! Ve mecazi anlamda değil!"
"Ama George, daha onu tanımıyorsun bile..."
"Alicia, beni zorlama! O çocuğu bir daha asla yanında görmeyeceğim, adını ağzına aldığını bile duymayacağım, yoksa hiç de iyi şeyler olmaz ona göre.."
"George, biz Sam'le ciddi düşünüyoruz, bizim birlikte hayallerimiz var!"
"Alicia, hemen dedim! Bilmediğin şeyler var. O çocuğun kanının ellerime bulaşmasını istemiyorsan ayrılıyorsun ondan! Şimdi!"
Başka bir seçeneğim yoktu. Sam'le aralarında her ne varsa bu olay fazlasıyla ciddiydi. George'a daha fazla karşı gelemezdim.
Ağlayarak Sam'i aradım.
"Sam ko-konuşmamız lazım. George bizi öğren-öğrendi. Hep gittiğimiz parkta buluşsak o-olur mu?"
Bir iki saniye için söylediklerimi anlamlandırmaya çalışarak duraksadı. Sonra endişeli ama yumuşak bir ses tonuyla konuştu.
"Sevgilim tamam, sakin ol, birlikte üstesinden gelebiliriz. Lütfen ağlama, geliyorum."
Anlamıyorsun. Bunun üstesinden gelemeyiz işte. Sana bişey olursa ben... Ben yaşayamam.
"Tamam, gö-görüşürüz."
Telefonu kapattım. Ağlarken bir yandan giyinmeye çalışıyordum. Son kez Sam'in en sevdiği tişörtümü giydim. Altına da siyah dar bir kot çektim. Uzun, kumral saçlarımı önümde çok ufak bir perçem bırakarak yukarıdan atkuyruğu topladım. Fazla makyaj yapmadan sadece açık renk bir ruj sürüp dışarı çıktım. Sam hep bu rujun dudağıma çok yakıştığını söylerdi.
Yürüyerek parka vardığımda Sam bankta oturmuş, ayağını hızlı hızlı yere vurarak huzursuzca beni bekliyordu. Gözlerimiz buluştuğunda ayağa kalktı, hızlıca yanıma doğru yürüdü, zaten onun bir adımı benim üç adımım ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Help For Love (sammy fanfic)
Fanfiction"Ben ilk kez bir adama aşık olmuştum, ve o şimdi ellerimden kayıp gidiyordu..."