2.

133 9 0
                                    

   Ayrılmamızın üstünden bir hafta geçmişti. Bir haftada insan ne kadar zayıflayabilirse o kadar zayıflamıştım. Hiçbir şeyi istemiyordu midem. Sürekli odama kapanıp diziler, filmler izliyordum. Gerçek dünyadan uzaklaşmaya çalışıyordum sanırım. Ders çalışmayı bile bırakmıştım. Neyse ki bu hafta çok dersimiz yoktu, tatil sayılırdı. Aslında Sam'le bir yerlere gitmeyi planlamıştık bu hafta için ama ayrıldığımızdan beri evden bile çıkmadığım için onu da görememiştim. Hoş, görsem de bu olanlardan sonra hiçbir şey olmamış gibi tatile gidemezdik muhtemelen.

   Ginny ise beni her gün arıyordu. Hatta iki kere falan buraya gelmiş ve birbirimiz için endişelendiğimizde yaptığımız gibi anne rolüne bürünüp bana bir şeyler yedirmeye çalışmıştı. Arada bir de Alec arıyordu. O da Ginny gibi benim uzun zamandır yakın arkadaşımdı. Bugün onunla akşam yemeği yemem için bana yalvarmış, bütün diretmelerime rağmen söz verdirtmişti.

   Eğer Alec değil de başka bir arkadaşım olsaydı muhtemelen arayıp gidemeyeceğimi söylerdim ama Alec'i kırmak istemiyordum; hem çok özlemiştim onu, belki bana da iyi gelirdi. Çok uzun zamandır arkadaştık ve onun bende özel bir yeri vardı. Üzülmesini hiç istemiyordum. Hâlâ kırmızı olan gözlerimi ve mor göz altlarımı görünce daha çok üzülecekti ya neyse.

   Zorla da olsa kalkıp dolabımdan bişeyler geçirdim üstüme. Eskiden sadece bir arkadaşımın yanına gitsem bile ne kadar uğraşırdım kombinime, kendime... Şimdiyse, üstümde durması benim için yeter de artardı bile. Fondötenle biraz gözaltlarımdaki morun en çirkin tonunu kapatmaya çalıştım. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerim içinse kocaman siyah gözlüklerimi taktım. Ve çantamı alıp odadan çıktım.

   Kapıda George'la gözgöze geldik. En sinirli bakışımı bir süre üzerinde gezdirdikten sonra gözlerimi kaçırıp yedek anahtarı alarak evden uzaklaştım.

   Alec'le buluşacağımız restoranın kapısını açıp yavaş hareketlerle içeri girdim. Güzel salaş bir restoran karşıladı beni, içerideki sakin, otantik detaylar çok hoş bir hava katıyordu mekana.  Alec köşedeki masada oturmuş elindeki menüye bakarken beni bekliyordu. Giyindiği keten rengi pantolon ve beyaz gömleğinin üzerindeki kahverengi pantolon askıları mekanla çok güzel bir uyum içerisindeydi.  Geldiğimi belli etmek için oturacağım sandalyeyi geriye doğru çektim.

   Kömür rengi gözlerini menüden ayırıp yüzüme baktı. Gülümseyerek masadan kalkıp bana kocaman sarıldı. Sadece ona sarılmak bile bana iyi hissettirmişti. Ben de gülümsemesine karşılık vermeye çalıştım. Hayatımın en kötü bir haftasından sonra çok yabancı gelen bir mimikti bu.

   "Alicia ya çok özlemişim..."
   "Ben de öyle..."

   Elini uzatıp gözlüklerimi çıkardı bir anda ve yüzü şaşkın bir hal aldı.

   "Alicia, nolur bunun ayrılığınızdan dolayı olduğunu söyleme"
   "Aslında bu iyi halim bile"

   Dudağını ısırdı. Sam de bunu endişeliyken yapardı.

   "Sakin ol Alec iyiyim ben"
   "Gözlerin öyle söylemiyor ama"
   "Ben sadece... George'u bizi ayırdığı için öldürmek istiyorum."
   "Ben de seni bu hale getirdiği için öldürmek istiyorum."

   Onun endişeli bakışlarından gözlerimi kaçırmaya çalıştım. Onu da üzmüştüm işte. Ama yapabilecek bir şeyim yoktu. Canım çok yanıyordu.

   Yemeklerimize karar verip garsona siparişimizi verdikten sonra bir süre konuşup özlem giderdik. Yaklaşık bir aydır görüşmemiştik, çocukluktan beri birlikte büyüyen insanlardık biz, bu süre bizim için uzun sayılırdı.

Help For Love (sammy fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin