TATLI GÜNLER

217 7 2
                                    

Ben ,Doğu Anadolu'nun bir dağ köyünde doğdum.Köyümüz başı karlı ve dumanlı bir dağın eteklerindedir. Kışlarımız hep karlı geçer;kısa süren yazımıza da doyum olmaz.Bizler yazı sabırsızlıkla bekleriz;çünkü hepimiz yaza, o tatlı sıcağa hasretiz. Hele biz çocuklar! Yaz aylarında kışın birikmiş olan enerjimizi yüksek kayaların tepesinde ya da aşağıdaki ovada akan çayda harcarız. Korkunç kayalıklar bizim oyun yerlerimizdir. Bazen keçiler gibi dağa tırmanır,yankı yapan kayalara sesleniriz:
-Heyyyy!Sen kimsin?Cevap versene!...
Seslerimiz değişmiş,korkunçlaşmiş,karışmış ve tanınmaz hâlde uğuldayarak geri döner:
-Heyyy!Heyyyyyyy!...Sen kimsin ?Kimsiin ?Kimsiiin?Cevap...Vap...Vap...Verseneeee!Seneee!Seneeeeeee!
Oldu böyle sürer gider. Bizim ürkeriz. Bazen de kahkahadan kırılırız .Sonra yine devam ederiz:
-Ben Dağlar Padişahıyım!...
-...dağlar padişahıyım;hıyım!... hıyım!...
Dağlarımızda karanlık ağızlı korkunç bir mağara da vardır. Bazı günler bu mağaranın içine girer giderek koyulaşan karanlıkta biraz ilerler sonra da korkarak çığlık çığlığa geri kaçarız.Bu mağarada define olduğunu hayal ederiz .Çay kıyısında ayaklarımızı suya sokar ve birbirimize bulduğumuz defineyle neler yapacağımızı anlatırız. Köyümüze daha büyük okul,cami ve rahatça yurunebilecek bir köprü,fakir hastaların bedava bakilacaklari bir hastane yaptırır;altınların bir kısmını fakir fukaraya dagitiriz.Anamiza babamiza ve yakinlarimiza da bir sürü hediye alırız...
kırlara ve oyunlara doyamaz akşamları sofra başında yorgunluktan uyuyakalır; genellikle kucakta yatağa taşındığımızda farkına bile varamayız. Toprak ve hayvancılık işlerinde ailemize yardımcı olduğumuz zamanların dışında doyamadığımız yaz günlerimiz hep böyle geçer.
Babam inşaat isçisidir. Yazları ilçeye giderek çalışır; kışın iş olmadığı için evde oturur genellikle yazın kazandığı para ile geçiniriz. o ile yarı, bıyıklı ,Yiğit bir adamdır. Herkesin yardımına koşan çok ama çok iyi bir insandır . Köyümüzde onu sevmeyen tek bir kişi bile yoktur. Ilçeden eve gelirken bize şekerler helvalar köyümüzde olmayan yiyecekler getirir. Onun gelmesini sabırsızlıkla beklerim. Tabii yalnız getirdiği yiyecekler için değil onu çok sevip özlediğimden...
Anam da çok iyi kalpli şefkatli güler yüzlü ve tatlı sözlüdür. Yalnız bize karşı değil herkese karşı böyledir. Bir komşumuzu hasta görmesin. Hemen eve koşar alelacele duvardaki çividen indirdiği tavayi ocağın üzerine yerleştirilir bol yağlı bir çorba hazırlar. Bunu bakır tasa doldurarak sıcak sıcak hasta komşumuza yollar. Annemin elinden her iş gelir. Komşumuz Kezban nine onun için "çok becerikli taze" der. Anam ineklerimizi sagar Peynirimi yağımızı ve Yogurdumuzu yapar. Tavuklarımızı kuluçkaya yatırılır.
Babamın kerpiçten yaptı 3 göz odalı bir evde otururuz. Iki ineğiniz ve 15 20 tavuğumuz var. Tavuklarımız evimizin bitişiğindeki ahırın etrafında dolaşır yem ararlar. Bahçemizin ortasındaki Şirin kuyumuz neşeli çıkrık sesleri ile çevresini Hayat saçar.
Baharı civcivler bahçemize başka bir hava getirir. Öteye beriye koşan Sarı beyaz ve kara civcivleri kardeşim Hatice ile pay ederiz:
-Şu beyaz ile şu kınalı benim!
-Hayııııyy!Benim!
3 yaşındaki kardeşim henüz bazı harfleri söyleyemez. Bu yüzden bazen ne söylediğini anlayamayız. Böyle durumlarda anlaşmamızı onun her söylediğini hemen anlayan annem yardımcı olur.
Sahi söylemeyi unuttum benim adım Mehmet ;Karamehmet derler bana. 11 yaşındayım 4. Sınıfa gidiyorum. Okumayı çok severim öğretmenimin verdiği ve Ankara'daki bir kardeş okulun gönderdiği bütün çocuk kitaplarını zevkle okudum. Anamda babamda okula gitmemişler. Bu yüzden ödünç aldım kitapları onlarda okumamı isterler. Ben okurken onlar da merakla dinlerler. Kemalettin Tuğcu'nun kitaplarını Define Adası'nı, çalınan tacı ,80 günde dünya turunu çok sevdiler. Babam Akşamları kar yağarken "Haydi bakalım Mehmet oku kaldığımız yerden" deyince bir gece evvel bıraktığımız yerden kitaba devam ederiz . Dışarıda rüzgar uğuldayarak ve küçük evimizi sarsarak eserken köpek ulumaları duyulur ocağin üstündeki çaydanlık fokurdarken ben okurum. Onlarda bütün dikkatleri ile beni dinlerler. Bazen babam kitapları kötü kişilere kızar söylenir. Anam da acıklı yerlerde ağlar ama bize belli etmek istemez. Baş örtüsünü ucu ile gizlice gözyaşlarını siler. Örgü kazaktan başını kaldırmaz. Babam kitabı uzandığı sedirde dinler .Kitabımız güzel bir şekilde bitince rahat bir nefes alırlar. Sanki olay kendi başlarından geçmiş gibi sevinirler. Anam çok güzel bazlama açar. Babam doyamaz onun yaptığı bazlamalara. Neşe içinde karnımız duyururken yoksullara aç bırakmaması için yüce Allah'a dua ederiz hep birlikte.

Yankılı Kayalar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin