4.BÖLÜM : TEKİLA

114 4 3
                                    

Tamam, beni dünyadaki en şanslı kişi ilan edebilirdiniz çünkü geride kalan 18 yılımı yaşadığım yerden ve durumdan nefret ederek geçirdikten sonra bu okul tam anlamıyla benim için cennet olacaktı.

 Yatağı, dolabı, çalışma masası, tuvalete açıldığına inandığım bir kapısı olan cennet. Orada öylece durup aval aval etrafı seyretme seansımı bitirdikten sonra yatağa uzandım.

 Üzerimi bile değiştirmeden örtünün altına girdim. Burasının nasıl bir yer olacağı ile ilgili kaygılarım vardı. Ani kararlar vermekte üzerime yoktu. Ailemi özleyeceğimi düşünüyordum –öyle bakmayın, ben onlar gibi değilim- ama evden kurtulduğum için de rahattım. Eğer Araz bana çarpmasaydı ve ben o seçmelere gitseydim yaklaşık 7 ay kadar daha onlara katlanmak zorunda kalacaktım, daha senenin başındaydık.

 Araz. Şimdi her şeyi ona borçlu hissediyordum.

 Bir de Berrak vardı. Ona doğru düzgün bir veda bile edememiştim. Hatta ona veda etmemiştim. Berbat bir arkadaştım, onu aramam lazımdı. Uyandığımda saat henüz 6.20’ydi. Henüz yerleştirmediğim valizden elime gelen ilk şeyi aldım ve duşa girdim.

 ***

 Kısa bir duşun ardından, çok erken olmadığını umduğum bir saatte yurttan çıktım. Bana yönelen bakışlara aldırmamaya çalışarak okulun içine girdim. Arslan Bey ‘in odasını bulma umuduyla ilk koridordan döndüm.

 "Hey!." Arkamı dönüp bana seslenen kıza baktım. Elini uzattı.

 "Merhaba, Ben Yeliz. Sende şu meşhur kemanist olmalısın."

 Boş bakışlar attım.

 "Burası hiçte kalabalık olmayan bir okul, dedikodular çabuk yayılır. Asıl bomba seni buraya taşıyan kişinin Araz olması sanırım. Bilirsin, o buraların Her şeyin Tanrısı Benim diye dolaşan çocuğudur. Ve kabul etmek gerekirse haksız da sayılmaz."

 Kendimi aptal bir yabancı dizide gibi hissediyorum, harika.

 Uzattığı elini sıktım. "Taze bilgiler için teşekkürler, ben Esila."

 "Eğer müdürün odasını arıyorsan sol taraftan dönmelisin. Aynı sınıftaysak görüşürüz."

***

Arslan Bey ile okula kayıt hakkında birkaç şey konuştuktan sonra odasından çıkabilmiştim. Matematik sınıfına dönmem iki üç dakikamı almıştı. Ders başlamamıştı. İçeri girince sınıfta bir sessizlik oldu. Gözlerimle sınıfı taradım, Yeliz burada değildi. Sarışın bir çocuk gelip elini uzattı.

 "Merhaba, adım Mete."

 Uzattığı eli sıktım. Eh, soğuk görünmenin de bir faydası olmazdı.

 "Bende Esila. Memnun oldum." diye fısıldarken sesler yavaş yavaş artmaya başlamıştı.

 "Biliyorum, Yeliz seni gördüğünden bahsetmişti."

 Küt, siyah saçlı bir kız, "Aynı sınıfta olmamız ne büyük şans! Yanımın boş olması da öyle tabii." diyerek beni arka sıralardan birine sürükledi. Yeliz olduğunu anlamam birkaç saniyemi aldı. Adının Mete olduğunu öğrendiğim çocuk ise arka sıramızda oturuyordu

 "Ee, dedikleri doğru mu?" dedi Yeliz. "Yani, Araz’ın sana çarpmasından bahsediyorum."

 Omuz silkip, "Ufak bir kaza olmuştu." dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin