Ertesi sabah uyandığında Akaashi'nin gitmiş olduğunu gördü Bokuto.
''Akaashi?'' diyerek indi yatağından tam o esnada doktor kapıyı araladı ve içeri girdi. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı.
''Yakını mısınız?'' sorusuna başını evet anlamında salladı Bokuto.
''Nerede olduğunu biliyor musunuz?'' içindeki endişe git gide büyüyordu. Doktor gözlerinde acıma ile Bokuto'ya baktı.
''Bu sabah acil odasına almak zorunda kaldık. Durumu giderek daha da kötüleşiyor artık vücudu ona verdiğimiz tedaviyi reddetmeye başladı.'''
Bokuto konuşamadı hatta en ufak bir ses dahi çıkaramadı.
''Ciğerleri her geçen gün zayıf düşüyor. Yaşadığı süre boyunca onu hastanede bir monitöre bağlı tutarak hayati değerlerini gözlemlememiz gerekebilir. Şu anda onu kurtarmak için yapabileceğimiz tek şey bu çok üzgünüm.''
''Yapabileceğiniz tek şey bu mu?! Ne demek elinizden gelen tek şey bu?! Onu kurtarsanız iyi olur. Eğer o ölürse sizi de teker teker öldürürüm.'' Elleri sinirden dolayı yumruk olmuştu,siniri sesinden anlaşılıyordu. Bütün bunlara tezat bir şekilde yaşlar gözünden akıyordu. ''Hiçbir şey henüz bitmedi. Bunu bana söyleyemezsiniz. Yapamazsınız. Doktor değil misiniz?! Öylesiniz değil mi? Mademki öylesiniz gidin ve ona yardım edin.'' Bokuto oturduğu yerden kalkıp doktorun karşısına dikildi.
''Akaashi'yi kurtarmak için her şeyi yaptığınıza emin olun, çünkü yapmazsanız...''
Bokuto yüzünde korkunç bir ifadeyle doktora baktı ve devam etti.
''Eğer yapmazsanız her biriniz ölmüş olmayı dilersiniz.''
Sözlerinin ardından topuklarında döndü ve odadan çıktı. Çıkmasıyla kapının sertçe kapanması bir oldu. Bokuto elleri ceplerinde etrafta amaçsızca dolaşırken Akaashi için pozitif kalmaya çalıştı. Gerçi pek başarılı olduğu söylenemezdi. Acil odasının önündeki banklardan birine oturdu. Akaashi? İçeride miydi? İyi miydi? Bokuto'nun en ufak bir fikri bile yoktu.
******
Bokuto sarsılarak uyandığında az önce tehdit etmiş olduğu doktoru gördü.
''A-arkadaşın odasına geri döndü.'' Bunları söylerken Bokuto'nun gözlerine bile bakamıyordu.
''Ne oldu?'' Bokuto'nun içindeki ses bir şeylerin yolunda gitmediğini haykırıyordu.
Doktor duraksadı sanki düşüncelerini tartarmış gibi bakıyordu. Endişesi gözlerinden okunuyordu.
''Artık söyleyecek misiniz?!'' diye bağırdı Bokuto. Meraklı gözler çoktan onları izlemeye başlamıştı.
''Ü-üç gün!'' diye panikle geri çekildi doktor. Sanki Bokuto ona vuracakmış gibi kendini koruyordu.
''Sadece 3 gün daha yaşayabilir.''
Bokuto olduğu yere çakıldı. Tüm dünya durmuştu sanki. Korku yavaşça onu ele geçiriyordu. ''Hayır hayır hayır! Bana onu kurtarmak için her şeyi yapacağınızı söylediniz! Neden yapmadınız bunu? Neden yaşamak için sadece 3 günü kaldı?!'' doktoru sarsarak bağırıyordu ona.
Çok geçmeden güvenlik görevlileri geldi, Bokuto'yu Akaashi'nin odasına fırlatıp gittiler.
Bokuto sinirle etrafı dağıtmaya başladı. En sonunda fırlatacak bir şeyi kalmayınca yere çöküp kontrolsüzce ağlamaya başladı.
3 gün içinde en çok değer verdiği iki şeyi kaybedecekti.
Görme yetisini
Ve Keiji Akaashi'yi, aşık olduğu kişiyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Even When The Sun Stops Shining (ÇEVİRİ)
Fanfiction''Bulutlar gökyüzünü kaplasa bile, yıldızlar Dünya'nın muazzam yerlerine düşmeye başlasa bile,galaksiler patlayıp milyonlarca minik lekeye dönüşse bile, Güneş parlamayı kesse bile ve görebildiğin tek şey karanlıksa Senin için burada olacağım. Sonsuz...