Akaashi uyandığında ilk fark ettiği şey yine taktığı oksijen maskesiydi. İkincisi ise yaşamak için 2 günü kaldığıydı ve son olarak üçüncüsüyse battaniyelere sarınmış bir şekilde uyuyan -daha çok horlayan- Bokuto idi.
Bakışlarını tavana doğru çevirirken iç çekti. Hala yaşamak için 2 günü olduğunu tam olarak idrak edemiyordu. Sanki bir arabayı izliyordu yavaşlatılmış bir görüntü gibi yavaşça normal hızına dönüp ona sertçe çarpmış gibi hissediyordu. Öleceği düşüncesi yüzüne vurunca korkmadığını ya da üzülmediğini fark etti.
Bunun nedeni büyük ihtimalle tüm düşüncelerinin Bokuto'yu yalnız bırakıp gideceği gerçeğine yoğunlaştığı içindi.
Bokuto... Muhtemelen Akaashi hayatını kaybettiğinde görme yetisini de kaybedecek olan,Akaashi yüzünden hayallerini kovalayamayan,hala ülkenin bir numaralı smaçörü olma hayalleri kuran Bokuto.
''Bir gün seninle evleneceğim ve seni dünyanın en mutlu insanı yapacağım.''
Beraber oldukları gece Bokuto ona bunun sözünü vermişti ama Akaashi yüzünden bu sözünü tutamayacaktı.
''Akaashi uyanmışsın!''
Bakışlarını Bokuto'ya çevirirken gözlerindeki hüzne rağmen kendine gülümsediğini gördü.
''Nasıl hissediyorsun?'' dedi Bokuto yavaşça Akaashi'nin elini tutarken.
''İyiyim'' diye cevapladı Akaashi kendini Bokuto'nu elini tutabilmek için zorlarken.
''Uyurken ölü gibi görünüyordun. Eğer dakikada bir monitöre bakmasam nefes almadığını düşünecektim. Göğsün neredeyse hiç kıpırdamıyordu. Tanrım gidip doktor çağırmamak için kendimi zor tuttum.''
Akaashi gülmeye çalışsa da başaramadı. ''Ben iyiyim Bokuto-san. Sen çok endişeleniyorsun.'' diyerek güven vermeye çalıştı.
Kafasını kaldırıp Akaashi'nin alnına bir öpücük kondurmak için yaklaşırken''Beni çok endişelendiriyorsun'' diye mırıldandı Bokuto ve ayağa kalktı.
''Nereye gidiyorsun?'' diye sordu Akaashi. Bokuto sırıtarak Akkashi'nin yanına.yattığı yatağa.kıvrıldı.
''Bu kadar tırsık görünme Akaashi.'' kollarını açtı ve Akaashi'yi sardı.
'' Çünkü ne zaman bulutlar dünyanın yüzeyini sarsa, yıldızlar bu muhteşem dünyanın üstüne yağmaya başlasa galaksiler patlasa ve bir şekilde minicik parçalara dönüşse, güneş parlamayı kesse görebildiğin tek şey karanlık olacak.'' Bokuto bunu söylerken Akaashi'nin gözlerine baktı ve gülümsedi.
''Hep yanında olacağım, seni asla bırakmayacağım. Sonsuza dek elini tutacağım ve seni eve götüreceğim. Seni kalbime götüreceğim ve herşey sona erene kadar orada kalmanı sağlayacağım.''
Akaashi kalbinin normalden kat be kat daha hızlı attığını hissetti tam da bu sırada Bokuto yüzünde kocaman bir gülümseme ile şapşal şapşal ona sırıtıyordu. Akaahi,Bokuto'nun koluna yavaşça vurarak ''Sanırım bunu söylemesi gereken benim ayrıca yaptığın o dramatik konuşma da neydi öyle?'' dedi.
Bokuto kıkırdadı. ''Sana bunu rahatlıkla söyleyebileceğimi biliyorsun çünkü...'' Sanki daha fazla konuşmak istemiyormuş gibi bir yüz ifadesine sahipti şu an. Hatta gülümsemesi yavaşça yüzünden siliniyordu. Akaashi elbette bunun neden olduğunu biliyordu. Güneş bile parlamayı kestiğinde görebileceği tek şey karanlık olacaktı.
Kısaca söylemek gerekirse Bokuto, Akaashi'nin gözlerini kapatıp bir daha açamayacak olmasına atıfta bulunuyordu.
Birkaç dakika sessizliğin sonunda Akaashi yeniden konuştu. ''Teşekkür ederim Bokuto-san. Bana bir şans verdiğin,beni sevdiğin ve sonsuza dek benim yanımda olduğun için, en çok da benim olduğun için sana çok teşekkür ederim.''
Bokuto gözyaşlarının ondan habersiz bir şekilde yanaklarında oluşturduğu yolu fark etti ve Akaashi'ye sıkıca sarıldı.
''G-gitmeni gitmeni istemiyorum.'' bunu söylerken sesi çatlıyordu. ''Hala benim en iyi smaçör olduğumu görmen lazım.'' bütün bu söylediklerini bir hıçkırık takip etti.
''Hala seninle evlenmek istiyorum.''Akaashi hiçbir şey söyleyemedi. Bütün cesaretini -ve nefesini- topladı ve oksijen maskesini çıkardı. Bokuto'nun yüzüne bakmasını sağladı ve onu öptü. Bokuto hiç tereddüt etmeden karşılık verdi. Öyle bir öpücüktü ki bu onlarca özlem ve acı barındırıyordu. Bu durum Akaashi'nin ciğerlerinin acımasına neden olmuştu. Bokuto hızlıca
kendini çekti ve oksijen maskesini Akaashi'ye taktı.
''Seni seviyorum.'' dedi Bokuto başka bir şey diyemeyecek kadar aciz bir durumdaydı. ''Ben seni daha çok seviyorum.'' diye cevapladı Akaahsi. Gözleri yavaşça kapanırken bir fısıltı şeklinde terk etmişti bu sözler dudaklarını.------Bokuto uyandığı sırada Akaashi'nin nefes almak için çabaladığını gördüğünde içinde yükselen dehşete engel olamadı. Bir hışımla kalktı ve koridora çıktı.Yardım istemek için bağırırken aynı
zamanda doktoru çağırmak için kullanılan düğmeyi yumrukluyordu..
Çok geçmeden doktorlar içeri girip Akaashi'yi götürdüler.
''Benim için savaş!'' diye bağırdı Bokuto. Aynı zamanda Akaashi'yi takip ediyordu ama doktorlar onu çoktan acil servise almıştı.
''Her zaman...''
Selam gençlik. Öncelikle bir yılı aşkın süredir burayı aksatmamdan dolayı herkesden özür dilerim. Ancak bildiğiniz üzere ülkemizde üniversite sınavı diye bir gerçek var ve şu anda onu atlatmış bulunuyorum. Bunun anlamı ne demek hepimiz gayet iyi biliyoruz. SAHALARA GERİ DÖNDÜM BEBEĞİM. Son 1-2 bölümümüz kaldı bundan sonra yepisyeni bir kitaba devam edeceğiz. Mussmutlu günler dilerim. Luv u <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Even When The Sun Stops Shining (ÇEVİRİ)
Fanfiction''Bulutlar gökyüzünü kaplasa bile, yıldızlar Dünya'nın muazzam yerlerine düşmeye başlasa bile,galaksiler patlayıp milyonlarca minik lekeye dönüşse bile, Güneş parlamayı kesse bile ve görebildiğin tek şey karanlıksa Senin için burada olacağım. Sonsuz...