(( Merhaba arkadaşlar bu arada bu yeni hikayem :) okumanızı şiddetle tavsiye ederim . Medya'da Ayça'nın üstündeki kıyafet var . İYİ okumalar ))
Gene geç kalmıştı . Koşarak indi merdivenlerden , üstünde dar siyah kotu , salaş tişortu ve nike ayakkabıları vardı . Elinde sıkıca kavradığı çantası , takmaya çalıştığı kocaman camlı gözlüğü , son nefes koşuyordu . Yetişmesi lazımdı yoksa gene iki katını ödemek zorunda kalıcaktı . Kadıköyün sokaklarını boydan boya koşuyordu . Sonunda varabilmişti kendini direk dükkanın kapısını açmaya çalıştı . İçerdeki müşteriler ve kasiyer tüm dikkatle kapıdaki gürültüye bakıyorlardı . Kimse yerinden kıpırdamıyorlardı . Ayça ise kapıyı zorlamaya başladı .
"Hadi ama aç şu kapıyı "diye seslendi . Kasiyer "Açamam abla "dedi hissetiği derin korkusuyle ,
Ayça "Kapıyı açman lazım yoksa , kırarım kapıyı "dedi ellerini beline yerleştirerek , Kasiyer yutkundu , " Abla valla açamam patronun kesin emri var "dedi yalvarırcasına , "Çağır bana onu hemen "diye bağırdı . Kasiyer hemen telefona davranıp , patronu aradı .
Kasiyer " Ömer abi , o geldi " dedi ve telefonu kapatı . Dükkanın arka tarafından bir adam kasaya doğru yaklaştı . Kasiyer " Abi , bak işte bu 5 müşteriyi , 2 kere de beni döven kontak abla dedi titreyen sesiyle , Ömer bey , bütün olan kaşlarıyla ve Kadir İnanır bakışı atar ve Ayça'ya vurulur "Allahım , şu güzelliğe bak hiç böyle bir hanımefendiyi görmedim ."dedi kasiyere , " Abi , güzellik mi ? Ne diyorsun valla kapıyı , camı indiricek " dedi ama Ömer bey hiçbirşey duymuyordu . O ,Ayçayla kurduğu yuvasını , beraber yicekleri acılı kebabları , omuz omuza haraç kestiklerini düşünüyordu . Kasiyer " Abiii !! dünyaya dön , birazdan 3.mahalle savaşı başlıcak bişey yapman lazım " dedi hala kapı da duran Ayça'ya bakarken . Ayça , onun için o günden itibaren artık çok özledi.Ömer için , ne zaman Ayça iş yerine gelse etrafında dört dönerdi . Ömer'in ilk aşkıydı . Ayça'ya göre ise Ömer japon yapıştırıcısından bir farkı yok gibiydi . Kapıya doğru yaklaştı Ömer ve yüzünde kocaman bir gülümsemesiyle 32 dişinin hepsini sergiledi . ''Kusura bakmayın , güzel bayan çalışanımız biraz şey , yani anlarsınız ya ,dedi Ömer göz kırparak , Ayça ' gözlerini kısarak karşısındaki adamı incelemeye başlar ve 'Bence , sizde bir tühaflık var . Polisi mi aradınız ? '' der , Ömer ' Olurmu efendim ? Siz birşey yapmadınız kı ! son zamanlarda kapı sorun çıkarıyor birkaç müşterimize de böyle yaptı kendini kapatıp açılmıyor sanki biz kapatmişiz gibi ''der hala 32 dişini gösteren gülümsemesiyle , Ayça ' Aaa , doğru bu arada Fatihi alabilirmiyim ? 'dedi . Ömer şaşırmış bir şekilde Ayça'ya bakar ve 'Fatih kim ? ' diye sordu . Ayça tek kaşını kaldırdı ve 'Fatihin kim olduğunu bilmiyormusun? 'dedi , 'Hayır , kim olduğunu bilmiyoru...'diyemeden , ''Benim Fatih , özür dilerim '' herkes sesin geldiği tarafa çevirmişleri gözleri kitap okuma köşesindeki masanın altından geliyordu . Ayça içeri girdiği gibi masaya yaklaştı ve örtüyü kaldırıp 7,8 yaşlarında bir çocuğu çıkardı ,Ömer '' Efendim çok tatlı çocuğunuz var '' dedi Fatihe ne kadar iyi babalık yapıcağını aklından geçiriyordu ki çocuk bağırmaya başladı . '' Yooo , olamazzz bennn Ayçanıınnn çoçuğuuu değilimmm ' diye , Ayça ''Fatih ,annen seni deli gibi arıyor . Hadi düş önümeee !! 'dedi . Ömer '' Özür dilerim ben sizin çocuğunuz sandım , bu minik afacanı ''der, Fatih '' Sensin afacan ! Ben Ayça'nın boyfriendiyim 'der ve Ömer'in ayağına sertçe vurur . Ömer '' Ben senin yavrum canını seveyim . Ayça hanımın tatlı beyfrendi , bayfarndi , sin anladım .' der Acısını içine gömeye çalışır . Fatih Ayça'nın elini tutar ' Ayçacım artık mahallemize gidebiliriz . Yoksa elimden bir kaza çıkıcak 'der Ömere bakarak , Ayça '' Fatih , uslu dur bir daha böyle yapma beyefendiden özür dile ' der , Fatih ' Hayatım , özrü sonra da dilerim okula yetişmem lazım gidelim . '' der ve kapıya doğru çekiştirdi . Ayça sonunda küçük beyden kurtulmuştu . Saatine baktı . Okula daha 2 saatti vardı. Bu boşluğu nasıl doldurucağını düşünyordu . Çantasından telefonunu ve kulaklığını çıkardı . Bugün farklı şeyler yapmaya karar verdi. Mesela tüm müzik listesini hiç değiştirmeden dinlicekti sırayla , sonra kitapçığa gidip roman alıcaktı . Ne kadar nefret etse de yapıcaktı . Ayça , Mimar sinan güzel sanatlar fakültesinde 2 . sınıf öğrencisiydi . D&R 'nın yolunu tutu , saatine tekrar baktı . İndirimi çoktan kaçırmıştı. İlerlerken havanın ne kadar güzel olduğunu düşünmek istiyordu . Ama nafile onun için güzel havalar annesi öldüğün de ve babası evi terk ettiğinde bitmişti . Ayça , kendini karanlığa vermişti . Ailesinin kararlarının cezasını üstlenmişti. Onu için mutluluk yoktu . Kaybetmekten korkuyordu , Sonunda D&R'ye ulaşmıştı . Derin bir nefes aldı. Gene kürkçü dükkanına gelmişti . Kapıdan içeri girince burnuna o çok sevdiği kitap kokusu çarptı . Etrafta bir kaç insan vardı. Ayça , Roman bölmesine ilerledi . Raflardaki kitapları incelemeye koyuldu . Ve işte dikkatini çeken kitabı eline aldı , galiba bütün hafta okuycağı kitabı bulmuştu .Kış bahçesi adlı kitabın kokusunu içine çekerek , onu dikkatlice inceleyen adamı görmezden gelmeye çalışarak kafasını kaldırıp kasaya doğru yürüdü. Bugün kimseyle kavga etmicekti normal bir gün geçiricekti , emindi ve kararlıydı . Sorun Ayça'da değil çevresindeydi herkes ona yapışır , yavşardı . Onlarla nasıl baş edeceğini artık iyi biliyordu . Hayatta her taraftan tutunmaya çalışıyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Adın Zambak
Romance* Ey sevgilim, Benim hikayem. Seni tanıdığımda başladı. ufuk çizgisinde, son nefeste,ilk aşkta, ilk bakışta başladı.Umudum bittiğinde sana sarıldım.Hayallerim tükendiğinde tatlı rüyamın,tatlı konusuydun . Taşlaşan kalbime uzaktan dokunan, etrafıma...