Zengin bir ailede büyüdüğü ve etrafında herkes tarafından sevildiği için hiç kimse Jungwoo'nun hayatının mükemmel olduğunu inkar edemezdi.
Güzel bir yüzü ve en az yüzü kadar da güzel olan vücudu dışında aynı zamanda oldukça güvenilir, olgun, zeki ve hareketlerinde oldukça kontrollü bir insandı.
Etrafında ki herkes, onun gelecekte Kore'nin en büyüklerinden olan babasının şirketinde CEO olacağına kesin gözle bakıyordu.
Fakat her insanın hayatında olduğu gibi Jungwoo'nun hayatında da bazı zorluklar vardı.
İnsanlar ona hep herkesin beklentilerini karşılamanın ve her gün çalışmanın zorluğunu soruyordu fakat Jungwoo her seferinde bu sorulara büyük bir alçakgönüllülük ile hayır cevabını veriyordu.Jungwoo her zaman elinden gelenin en iyisini yaparak sanki çalışmak onun tutkusuymuş gibi çalışıyordu. Böylelikle insanlara zorla çalışmadığının, aksine tutkuyla çalıştığı algısını veriyordu. Ki bu algı da kesinlikle doğruydu.
Bir gün bile rutinini aksatmadan erkenden uyanır ve gece uykusu gelene kadar azimle çalışırdı. Ayrıca planlı bir insan olduğu için çalışmaları bittiği zaman ulaştığı noktalar ile kendisine tecrübe olacak yeni bilgiler onu mutlu ediyordu.
Fakat bazen hayat planlanan şekilde gitmez. Jungwoo, Yukhei ile tanıştığı ilk günde bu gerçek yüzüne sert bir tokat gibi çarpmıştı.
-
İnsanlar genellikle her insanın kendi kişiliğine benzeyen bir ruh ikizi olduğunu söyler fakat Yukhei, Jungwoo'nun kişiliğine uzaktan yakından alakası olmayan kişiliği ile kesinlikle onun ruh ikizi olamazdı.
Yukhei kesinlikle bir baş belasıydı ve ayrıca parti delisiydi. Bir sürü arkadaşı vardı ve tam anlamıyla sosyal bir kelebek olmaya bayılıyordu.
Fakat insanların onun hakkında daha farklı düşünceleri vardı. Herkes gelecekte babasının Çin'in en büyüklerinden olan şirketinin gelecekte CEO'su olacağından şüpheliydi.
Yukhei zeki ve atletikti ayrıca herkesin uğruna öleceği bir yüze sahipti fakat tüm bu pozitif özelliklerini genellikle tüm gece partilemek dışında bir şey yapmamak ile harcıyordu. Bazı insanlar onun bu kadar sosyal olabilmesini övüyordu, bazıları da ailesi için bir utanç kaynağı olması ile onunla dalga geçiyordu.
Yukhei ve Jungwoo tamamen zıt karakterde iki insandı, fakat babaları sonsuza kadar en yakın arkadaş oldukları için onlar sayeside bir aile tatilinde tanışmışlardı.
Jungwoo gözlerini kendinden yaşça küçük olanda gezdirdi. O uzun boyluydu ve giydiği kolsuz siyah tişört ile uzun siyah pantolonu ile yakışıklı görünüyordu. Jungwoo bir insanın bu kadar yakışıklı olmasına alışkın olmadığı için bir kaç gözlerini kırptı ve sonunda cesaretini toplayıp belki de gelecekte iş arkadaşı olacakları için onun adını sordu.
"Merhaba, adım Jungwoo. Senin adın ne?"
Jungwoo dudaklarında bir gülümseme ile uzun olana elini uzattı.
Uzun adam bir kaç saniye boyunca kendine uzatılan ele baktı ve ardından ortam tuhaf bir hale bürünmeden onun elini sıktı.
"Selam yumurta kafalı, bende Yukhei."
Sırıtarak onu cevapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Faux Pas ✖️ Luwoo
FanfictionZengin bir ailede büyümek ve hayat boyunca şımartılmak insanı her zaman bencil ve kötü bir insan yapacak diye bir kural yoktur. Bir kişi bunu kanıtlıyordu, diğeri ise kanıtlamıyordu. Baş belası Yukhei ile ucube Jungwoo'nun aşk ve nefret hikayesi. ...