"Sana düzgün davranmanı söylememiş miydim Yukhei?"
"Sadece biraz dışarı çıktım ve sorun çıkartmadım bu yüzden kızmak zorunda değilsin baba"
Yukhei, babası tarafından azarlanmayı ne kadar sevmediğini gösterircesine gözlerini devirdi. Yaşlı adam kollarını birleştirmiş, ve kaşlarını çatmış bir şekilde tam önünde duruyordu.
Saat gece yarısını gösteriyordu ve Yukhei odaya dağılan alkol kokusu ile yeni dönmüştü. Saçları ve kıyafetleri oldukça karışmış olduğu için babasının o dönmeden önce ne yaptığını tahmin etmesi pek zor olmamıştı. Yukhei, babasının azarlayan sözlerini umursamaz bir şekilde koltuğa oturup onu dinlemedi.
"Her gece bara gidiyorsun ve alkole bir sürü para harcıyorsun, hâlâ bir sorun yok gibi mi davranıyorsun?"
Bay Wong sesini yükseltti.
"Fakat kendi paramı kullandım" Yukhei kendini savundu.
"Kumardan kazandığın parayla mı? Onu oynamak için kimin parasını kullandın peki? Elbette benim paramı."
Bay Wong derince iç çekti. İçten içe sinirleniyordu ve oğlunun bu kadar kötü davranabilmesi onu düşündürüyordu. Yukhei oldukça zekiydi, yakışıklıydı ve atletikti. Bu pozitif özelliklerini kumar oynamak, partiler yapmak ve illegal işler ile harcamak yerine daha düzgün bir şekilde davranması için her şeyini verirdi Bay Wong. Tek oğlunun bu şekilde davranması için tek bir sebep bile görmüyordu.
"Yüce tanrım.. keşke davranışların biraz Jungwoo'ya benzese" Adam homurdandı.
"Yine o çocuk mu?" Yukhei babasına rahatsız olmuş bakışlarını attı. Bu, bay Wong'un Yukhei'nin önünde ilk defa bir yabancının adını anması değildi. Genç adam Jungwoo'nun kim olduğunu bile tam olarak bilmiyordu ve Tanrı aşkına.. bilmek de istemiyordu. Fakat babasının onu bir yabancı ile karşılaştırması oldukça sinirlerine dokunuyordu.
"Öyle isterdim ki Jungwoo'nun babası gibi oğlum ile övünebilmeyi."
"Elbette, övünmek. Sadece başkalarına övünmek için benim doğru bir şekilde davranmamı istiyorsun. Nasıl da bencil bir babasın."
"Bunu her zaman bencil davranan sen mi söylüyorsun?"
"Meyve hiç bir zaman ağaçtan uzağa düşmez değil mi?" Alayla gülümsedi.
"Yalnızca böcekler ile enfekte olduktan sonra düşer."
Siktir, onun asla böyle bir cevap vereceğini düşünmemiştim.
"Sen yalnızca bir hatasın, Yukhei. Bir faux pas ve ailemizin hayal kırıklığı. Yaşlı adam yüksek sesle tıslayarak ve oğlunu baştan aşağı süzerek söyledi.
Yukhei başını geriye attı ve histerik bir şekilde güldü.
"Sonunda söyledin. Bu acıyor, biliyor musun?"
Yukhei ayağa kalktı ve ellerini kahverengi saçlarına atarak babasının önünden geçti. Babasının onun adını bağırdığını duymuştu fakat artık önemsemiyordu. Her şeyden bıkmıştı.
-
Yukhei boş yatak odasına girdi. Karanlıktı fakat ışığı açmaya üşendiği için direkt olarak yatağa yürüdü. Ağlamak yerine sessiz kalıp sinirini içinde yaşamaya karar verdi.
Kaos, o an düşünebildiği tek şey buydu.
"Bir faux pas, öyle mi?" Kendi kendine sayıkladı ve istemsizce babasının ona dediği sözleri tekrarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Faux Pas ✖️ Luwoo
FanfictionZengin bir ailede büyümek ve hayat boyunca şımartılmak insanı her zaman bencil ve kötü bir insan yapacak diye bir kural yoktur. Bir kişi bunu kanıtlıyordu, diğeri ise kanıtlamıyordu. Baş belası Yukhei ile ucube Jungwoo'nun aşk ve nefret hikayesi. ...