Bölüm 3

51 34 2
                                    



The Greatest Showman- This is me

Tepki vermeme ya da herhangi bir mimik göstermeme ve birçok duygunun birbirine karışmasıyla oluşan bir hissizlik vardı içimde. Belki kızmalıydım. Salya sümük ağlamalıydım. En azından konuşmak için çaba harcamalıydım. Fakat sadece sakince oturdum.

En önden ilerleyen esmer çocuk masanın tam karşısına geçti. Ellerini masaya yaslayıp dik dik bana baktı.
"Ad, soyad?" Aral'ın varlığını yok saymaya çalıştım. Tabi ki başarısızdım.

Dudaklarım iki yana alayla kıvrıldı.
"Avukatımı aramak istiyorum." Aral oldukça sinirli gözüküyordu. Yanıma yaklaştı.
"Bizimle alay etmeyi kes. Tek işimiz sen değilsin. Seri cevaplar istiyorum. Ad,soyad?"

Toprak kıkırdadı.
"Kendine hesap soruyormuş gibi gözüküyorsun." Hoş, hiçkimse onu takmamıştı.

"Neredeyiz?" Diye sordum. Aral sert sesiyle cevap verdi.
"Sana söyleyemem. Soru sormayı kes ve cevap ver." Bu çocuk ne zamandır bu kadar kabaydı? Ona baktıkça nefes darlığı çekiyordum. Bu sebeple dürüst olmaya karar verdim.

"Beni en iyi sen tanırsın Aral. Adım Anka Aran." Toprak kahkaha atmaya başladı. Belli ki inanmıyordu.
"Sen Anka'nın tırnağı bile olamazsın." Ben de gülmeye başladım.
"Teşekkürler." Bu sefer gülmeyi kesmişti. Sessizdi. Odadaki herkes gibi.

Aral gözlerini kıstı.
"Hayır" dedi. "O olamazsın." Aynı şekilde baktım.
"Emin misin?" Çok şaşkındı. Gözlerine bakarsak sevgisi ve öfkesi daha ön plana çıkıyordu. Kendi kendine şaşkınlık ve sevgi ifadelerini sakladı. Artık sadece sinirliydi.

"Bana öyle bakma. Kiralık bir katil değilim. Sadece kötü adamların parasına el koyuyorum o kadar." Benimkiyle aynı olan mavi gözlerini suçlayıcı bir şekilde üzerime dikti.

"Yani dolandırıcısın." İtiraz edemedim, edemezdim. Kollarını göğsünde birleştirdi.

"Sana inanamıyorum." İfadesiz ve sakin kalma çabalarım buraya kadardı. Bir sandalyede bağlı olduğumu umursamadan üstüne atlamaya çalıştım. Bu yakıcı bir öfkeydi. Sesimi yükseltmemi sağlayan bir öfkeydi.

"Asıl ben sana inanamıyorum. Sen ölmüştün be! Beni arkanda bırakıp gitmiştin. Şimdi karşıma geçmiş hayatta kalma çabama kızamazsın! Buna hakkın yok." Benim gibi bağırmaya başladı.

"Hayatta kalma çabanın ne olduğunun farkında mısın?!" Nefesimi kontrol altına aldım ve arkama yaslandım.

Hiçbir şey olmamış gibi sarışın çocuğa döndüm.
"Tişörtünü sevdim." Stranger Things baskılı siyah tişörtünden bahsediyorum.
"T-teşekkür ederim."

Esmer çocuk olaya el atmaya karar verdi.
"Abi Aral, Demir bir kendinize gelin. Toprak. Duygusal algılarınızı kapatın. Sadece sorgulamamız gereken, Aral gibi gözüken bir manyak." Sırıttım.
"Bence de onu dinleyin."

Sarışın olan soru sormaya devam etti.
"Ne zamandır bu işi yapıyorsun?"
"İki buçuk yıldır."
"Ortakların kim?" Güldüm.
"O kadar da manyak değilim."

"Sorunun cevapları dışında kapa çeneni!" Gözlerimi karşı duvara dikip sustum.

"Ortakların kim?" Sessizlik.
"Neden bu işi yapıyorsun?" Sessizlik.
"Stranger Things izledin mi?" Sessizlik değil. Gözlerimi odağından çekmedim.
"Evet." Herkesin göz devirdiğini hissettim.

"Burada bekle seni almaya birileri gelir." Kapının açılma sesini duydum. Tek tek dışarı çıktılar. Hâlâ karşı duvara bakıyordum. Kapı kapanmadan önce Aral'ın sesini duydum. Biraz pişman gibiydi.
"Özür dilerim."

Hedef-i BulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin