Bölüm 2

75 40 6
                                    




R. City- Locked Away ft. Adam Levine

Perdeden içeriye sızan güneş salonun belli bir kısmını aydınlattı. Aydınlattığı kısımlarda tozlar havaya yayılmıştı. Küçüklükten beri sevdiğim bir görüntüydü. Telefonumdan gelen kısık sesli klasik müzik bana huzur veriyordu. Annesinin kucağında olan minik bir bebek gibi mayışmıştım.

Hissettiğim küçük bir sızıyla çığlık attım.
"Ne yapıyorsun Defne Teyze. Belimi deldin." Elindeki tonlarca iğneyi elbisemin üstüne batırmaya devam ederken bana laf yetiştiriyordu.

"Ne var kızım? Yaşlandık biz de. Hem şuna bak. Geldiğin her hafta bedenin küçülüyor. Yenisi dikmek zorunda kalıyoruz. Bir dahaki randevuya kadar kilo verirsen seni pencereden aşağı atarım."

Çoğu kişinin kilo vermek için uğraştığını biliyordum. Ben ise hiç uğraşmadan veriyordum. Tatlı yemezdim. Şekerli şeyler içmezdim. Bir de parkur koşucusuydum. Yani pek emek harcamadan kilo verirdim.

"Zemin kattayız teyze." İnce çerçeveli gözlüklerinin üstünden bana baktı. Sanırım onu bozmaya devam edersem elindeki tüm iğneleri bana saplayacaktı.

Gayet şık olan bej rengi perdeleri takmaya çalışan Toprak kahkaha attı.
"Ankacığım lütfen dalga geçme. Sonra senin de sonun benim gibi olur." Evde o kadar çalışan olmasına ve Toprak'ın perde takmakta çok yavaş olmasına rağmen aldığı cezayı kastediyordu.

"Çok doğru."

Su, hangi ülkeden geldiğini bilmediğim garip desenler içeren halının üstünde oturup önündeki koca kutunun içinden renkli kumaşları karıştırıyordu. Bir yandan da bizi dinliyor fakat bir yorumda bulunmuyordu.

Çok kıpırdamamaya çalışarak zarif gümüş bilekliğimi çıkarıp Su'ya fırlattım.
"Sohbete katıl sinsi kız."

Açık kahverengi tonlarında fönle düzleştirilmiş gibi olan saçlara sahipti. Ne yaparsa yapsın saçı bozulmuyordu. Onu çok güzel gösteren kâküle sahipti. Kâküllerini ela gözlerini ortaya çıkarmak amacıyla kenara çekti. Gözlerini kısarak bana baktı.

Elin parmaklarını geçmeyen
arkadaşlarımdan biriydi. Bazen onlarda yatıya kalırdım. Kocaman evleri içinde havuz bulundurmasından dolayı benim için harika bir evdi.

"Sinsi değilim. Sadece uykum var. Okul çok yorucu geçiyor. Öğretmenlerimiz çok... patates ezeceği gibi."

"Öğretmen oldukları için gayet normal. Siz hangi okula gidiyordunuz?"

Su kafasını çevirip Toprak'a baktı. Kısa süre bakıştılar. Su tam ağzını açacaktı ki Nefise teyze salona giriş yaptı.

"Üç gün sonra yeni dergi için çekim var tatlım. Saat 10.15'te orada olmalısın." 

Vitrinde bulunan büyük aynadan kendimi inceledim.

"Ne kadar sürede biter?"

"Bir fikrim yok ama geç saate kadar sürebilir." Kafamı salladım.

***

"Çok fazla para olacağını söyledin. Bunun nesi sorun?"

Tüm duvarı kaplayan giysi dolabının kapağını açtım. En köşede bulunan kısma parmağımı bastırıp geri çekildim. Melisa harika Amerikan aksanıyla cevap verdi.

"Şüpheli gözüküyor. İçimde kötü bir his var. Bunu yapacaksan bile çok dikkatli ol."

Dolap kendi etrafında dönerek yeni bir odaya açıldı. Benim gizli işlerime hazırlanmak için idealdi. İlk başlarda bu işlerden nefret etsemde babamın yaptığı borçlar azımsanamayacak kadardı ve buna mecburdum. Yüklü bir para kazanmanın en kolay yoluydu. Gel gör ki zamanla alışmıştım.

Hedef-i BulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin