- 3 - Bölüm

34 9 2
                                    

"Merida! Kalk hadi geç kalacaksın." Annemin seslenmesiyle o tatlı uykumdan sersemlemiş bir şekilde uyandım. Annemin söylediği sözü 2-3 saniye düşündükten sonra şaşırdım. Neye geç kalacaktım ki? Mutfağa girdim.

Merida

- Neye geç kalacağım Gönül sultan?

Gönül Hanım

- Bugün okulun ilk günü ya kızım.

Merida

- Ne okulun ilk günü mü? Unutmuşum.

Diyerek odama koştum. Birkaç şey üzerime geçirip, saçımı dağınık topuz yaptım. 

Babamın yeni aldığı arabaya binip okula doğru yol aldık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Babamın yeni aldığı arabaya binip okula doğru yol aldık. Sonunda okula varmıştık. Etrafa biraz göz gezdirdim. Okul düşündüğümden daha büyüktü. Babam arabasını park etti. Sorup soruşturup müdür odasının kaçıncı katta olduğunu öğrendik. Müdürün odası 2. kattaydı. Merdivenleri hızla çıkıp, müdürün odasına yöneldik. Kapıyı 2-3 kez tıklattıktan hemen sonra, içerden "Girin" sesini duyduk. Kapıyı yavaşça açıp, içeri girdik.

Müdür Bey

- Buyrun, niçin gelmiştiniz?

Kayhan Bey

- Ben yeni edebiyat öğretmeniyim. Bir de kızımın kayıt işlemleri için geldik.

Müdür Bey

- Sizin öğretmenlik işlemlerinizi dün bitirmiştim. İsterseniz kızınızın kaydını yapalım.

Babam ve müdürün birkaç diyaloğundan sonra odadan çıktık. Sınıfım 11 - B idi. Sınıfıma gitmeden önce kantine inip çay ve simit aldım. Sınıfa yürümeye başladım. Geldiğimde öğretmen daha sınıfa girmemişti. Boş bir yere geçip, hocayı beklemeye başladım. O sırada kulaklıklarımı takıp, Yalın'ın 'Sensiz Ben Ne Olayım' şarkısını dinlemeye başladım. Birden kapı açıldı sarışın bir kadın içeri girdi ve herkes ayağa kalktı. sonra kadın konuşmaya başladı.

Meryem Hoca

- Good morning class!

Sınıf

- Good morning teacher!

Meryem Hoca

- Sit down!

Deyince hepimiz oturduk. Daha sonra hoca, yerine oturup yoklama almaya başladı.

-Eda Çukur!

-Here!

-Semih Alaca!

-I'm here!

-Beyza Tekin (Aybars'ın kız kardeşi)

-Here!

Bla bla bla...

-Merida Önay!

-I'm present!

Meryem Hoca

- Sen yeni misin Merida?

Merida

-Evet.

Meryem Hoca

- Introduce yourself.  

Merida

- I'm Merida ÖNAY.  I'm 17 years old. I came from Izmir.

Meryem Hoca

- Well. Sit down.

-Barut ALK...

O sırada kapı sertçe açıldı ve içeriye biri girdi. Kalın sesi ile "BURADA" deyip, çantasını bir boş yere fırlattı. Bu çocuk cahil miydi "HERE" demesini bilmiyor muydu? Hocaya aldırış etmeden, çantayı attığı sıraya oturdu. Meryem Hoca çok sinirli görünüyordu. Adı Barut olan çocuk yerine oturduktan sonra etrafı gözlemeye başladı. Gözleri benim gözlerimde durdu. Kaşlarını çatıp, bana gülümsedi. Bende ona yapmacık bir tebessümle karşılık verdim... 

Teneffüs zili çalmıştı ama benim hala bir tane bile arkadaşım yoktu. Çok mu zordu arkadaş bulmak? Değildi, sadece ben bulamıyordum öyle hemen. Neyse deyip kantine indim. Boş bir masa bulup oraya oturdum. Etrafı izlemeye başladım. Sonra gözüm bir kişide takılı kaldı. O kişi ise hani şu ismi Barut olan çocuktu. Yanında 2 kız 2 erkek vardı. 15 dakika gibi bir süre sonra Barut bana gülümseyip iki erkek arkadaşıyla masadan kalkıp gittiler. O masada oturan iki kızdan biri sınıfta gördüğüm adı Beyza Tekin olan kızdı. İkisi de bana bakıp gülümsediler. Bende onlara aynı şekilde karşılık verdim. 2-3 dakika sonra onlarda masadan kalkıp yanıma geldiler.

Beyza 

- Merhaba. Okulda yenisin galiba. Bu arada ben Beyza.

Merida

- Merhaba. Bende Merida. Memnun oldum.

Buse

-  Bende Buse.

Deyip elini uzattı. Yavaşça elini sıkıp,

- Memnun oldum.

Dedim. Birkaç soru-cevap faslından sonra, arkadaş olmuştuk. İkisi de canayakın ve sevecen idiler. Sevmiştim onları.

                                                      ✿✿✿

İlk gün olduğundan, fazla ders işlenmemişti. Erkenden eve gönderdiler. Babam yeni edebiyat hocası olduğundan, okulda işleri vardı. Bu yüzden otobüsle gelmek zorunda kaldım. Otobüste boş bir koltuğa oturup Yüksek Sadakat'in ' Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer'  şarkısını dinlemeye başladım. Eve geldiğim zaman hemen mutfağa koştum. Annemin yaptığı yemekleri iştahla yemeye başladım o sırada da anneme okulda neler olup bittiğini anlatıyorum yani aslında...(Anlatamıyordum)

Merida

- Olk göndon oko orkodos odöndöm. 

Gönül Hanım

- Ağzındakini bitirip öyle konuş boğulacaksın. Söylediklerinden bir şey anlamıyorum.

Ağzımdaki lokmayı yutup düzgünce konuşmaya başladım.

Merida

- Diyorum ki Gönül sultan ilk günden iki arkadaş buldum. Çok tatlı kızlardı. 

Deyip yemek yemeye devam ettim. Yemeğimi bitirip, annemin sofrayı toplamasına yardım ettim. Yemek yemeyi bitirdikten sonra anneme bulaşıklarda yardım ettim bütün olanları tek tek anlattım. Anneme iyi geceler deyip odama gittim. Pijamalarımı çıkarıp giydim. Saçımı açtım, masama geçtim bir hikaye yazmam gerekiyordu. Babam bütün emeklerimi çöpe atmıştı. Nasıl bu kadar bencil olabilirdi? Aklıma fikirde gelmiyordu. Yatağıma uzanıp, kitap ismi düşünmeye başladım bir başlamışım ki başlayış o başlayış kendimi uykunun kollarına bırakmışım...




Tut Elimi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin