Kafama bişey takılmıştı.silahlarımız nerde?
''Justin silahlar nerde?''
''arkada sevgilim şimdi alıcaz'' diyip yolun ortasında arabayı durdudu.arabadan indi ve arkadan getirdiği silahları ellerimize dağıttı.ardından arabaya binip sürmeye devam etti.Karşımıza depoya benzeyen ama daha da eski bi barınma yeri çıktı.kapısının önünde 2 tane adam dikiliyordu.bizim arabayı gördüklerinde silahlandılar ve silahlarını arabaya doğru yönelttiler.Justin kafasını ve bi elini camdan dışarı çıkartıp ateş açtı.kapıdakilerden birini vurmuştu.o sırada Alison omzumdan tutup
''bu senin ilk görevin başarılar'' dedi ve göz kırptı.ardından o da kolunu camdan çıkartıp ateş etmeye başladı.bizim arabanın arkasında diğerleri de belirdi.Justin arabayı kenara çekti.hepimiz indik.bazımız arabanın arkasına bazımız büyük varillerin arkasında savunma durumunu aldık.ben hemen Justin'in yanındaydım.bi kaç saniye sonra içeriden yaklaşık 15 kişi çıktı.hepside o eski deponun duvarlarına saklandılar.bizim grup dağılmıştı.şimdiye kadar kapıdakiyle beraber 5 kişinin işini halletmişlerdi.oysa ben ateş bile etmemiştim.para,zenginlik istediğimden değildi ama Kraliçe'yi görmek istiyordum.onun gözüne girmenin kolay olmayacağını sanıyorum.ama bu kadar kişi başarmışsa bende başarabilirim dedim içimden ve Justin'in yanından ayrıldım.ellerimde iki silah vardı ve arkası ve önü boş olan bi varilin arkasına koşup yerleştim.geriye kalan 11 kişi ortalıkta ateş ediyolardı.ben tam benim önüme kadar gelen orospuyu 2 kurşunla geberttim.havada silah sesleri yükseliyordu.bi ses...farklı gelmişti.Justin'lerin tarafına baktığımda Aman Tanrım!! Justin'in kolu! bunu size ödeticem piç kuruları! diyerek ortaya doğru koştum elimdeki iki silahla 2 kişiyi öldürdüm.tam önümde duran orospu silahı bana doğrulttuğunda eğildim,yuvarlandım ve ateş ettim.evet ölmüştü.geriye kalanların hepsinin işini aynı hareketlerle becerdim.vay canına sinirliyken iyi kavga ediyorum.Justinlerin tarafına baktığımda herkes bana bakıyordu.Justin bile kolunu bırakıp gözlerini bana dikmişti.onlara ilerlediğimde aralarında ses çıkaran sadece Crash'ti.
''Aman Tanrım! sen bizim önümüze neden daha önce çıkmadın ki? o hareketler,o cesaret bende yok amına koyıyım''
''Crash! ona sadece ben koyabilirim sevgilimden uzak dur!'' diye gülerek araya girdi Justin.ardından ayağa kalkıp burnumun dibine kadar gelip hemen dudaklarıma yapıştı.yaralanmayan kolundan doğru tutup ittim.
''Justin...kolun sakat şuan olmaz,sen iyi misin?''
''öpmeme izin verirsen iyi olucam''
''of Justin...'' dedim ve hemen ardından belimden tutup beni yere yatırdı.üstüme çıktı ve saçlarımdan tutup boynumu emmeye başladı.ellerimle ittiriyordum ama işe yaramayacağını biliyordum.kafasından tuttum ve dudaklarıma çektim.çünkü boynumun morardığını hissetmiştim.Justinin acımasızca öpüşmelerini çalan telefonu durdurdu.ayaklanıp telefonunu açtı.
''Kraliçem?''
''evet tabiki sağlam 1 kişi bile kalmadı''
''ımm toplam 17 kişiydiler''
''kapıdakini ben vurdum 5 tanesini grup üyeleri vurdu''
''11 tanesi mi?''
''kolumdan yara aldım ve Ashley geri kalanların canına okudu.
''hayır hayır şaka yapmıyorum''
''evet bunu size söylemiştim''
''nasıl isterseniz Kraliçem''
''pekala 10 dk'ya ordayız'' ve telefonu kapattı.bütün konuşması boyunca gözlerine bakmıştım.hala bakıyordum.neler olduğunu sormama gerek bırakmadan bakışlarımdan anladı ve cevapladı
''Sevgilim anlattıklarım Kraliçeyi çok mutlu etti ve hemen seninle tanışmak istediğini söyledi''
''oha şimdi Ashley yeni grup üyemiz mi?'' diye araya Lexy girdi.
''evet Lexy artık o da bizden''
''Ashley buna inanamıyorum''
''neye?''
''senin grupta olmana,o kadar kişiyi öldürdüğüne,Kraliçe'yle tanışçağına...''
''doğrusunu istersen bende öyle Lexy'' dedim ve bu gruptaki herkesten teker teker tebrik aldım.
''hadi oyalanmayalım Kraliçe bizi bekliyo''dedi Justin ve hareketlenip arabalara dağıldık.herkes gülümsüyordu.Justin hariç.
