En sevdiğim. Güneş gülümsüyo ve sanki mutluluktan, penceremden beni uyandırmak için en çok beni lşlnlandırıyo. Tenimde bir sıcaklık hissediyorum, rahatlatıcı bir sıcaklık. Kafamı kaldırınca penceremden güneşin ve bulutların huzuruyla karşılaşıyorum. Hafif bir tebessüm sarıyor dudaklarımı ve rüzgarın verdiyi o esintiden sallanan ağaçların yazdığı besteyi dile getiriyor kuşlar. Sabah. En sevdiğim işte böyle uyanmak. Yanımdaki saatte bakarak içime bir telaş ve acele giriyor. Bir saat sonra babamla kahvaltıya buluşucaz. Babamla malesef birlikte yaşamıyoruz. Ben küçükken annem hayatını bitirmeyi karar verip nefesine bir son vermiş. Babam ise işinden dolayı hep başka bir ülkede toplantıda ve oyüzdsn bana bakma imkanı yoktu. Bana Hale bakdı. Hale aslında teyzem ama kendisine ismiyle hitap etmemi istemişti. Tek hatırladığım şey ona teyze dediğimde bana karşı olan öfkesi.
"Teyze? Bundan sonra sizle mi yaşıyacağım?"
"Teyze değil. Hale. Adım Hale."Bana karşı olan öfkesi işte ozaman başladı ve hâla öyle hissediyo. Ve kendisini kardeşim gibi gördüğüm Öykü. Tabi beraber büyüdüğümüz için herşeyide beraber yaptık.
Otobüs yolculukları, benim için hiç sıkıcı geçmez. Bugünki gibi hep arkalarda otururum. Orada otobüse giren insanların hallerini gözetlerim.
Arkaya doğru yürürken kendimi, ilk kez catwalk'ın üstünde yürüyen tecrübesiz sıradan bir manken gibi hissederim. Yanlarımdada oturan insanların meraklı bakışları, ve sen önden arkaya yürüyünceye kadar bakıyorlar. Sen bittikten sonra sıkıcı bir şekilde sıradakini beklerler.Oturduğum an eski ve artık rengi solmuş kullaklıklarımı çıkarırım ve müzikle beraber kayıp olurum.
"Don't you forget about me, don't, don't, don't... would you recognize me or call my name..."
İçeri binen siyah takım elbiseli bir adam. Sarıya kaçan kahverengi saçları düzgün bir şekilde arkaya jölelenmiş, kaşları ise okadar inceki , sanki hiç yoklar. Mavi gözleri uykususluktan küçülmüşler ve göz kapakları ağırlaşmaktan, gözlerini kapalı tutmasından başka bir şey dilemiyorlar. Gözaltları karanlık bir maraya dönüşmüşler. Sivri burnu ve kurumuş dudakları nefes almaktan yorulmuş gibiler. Acena bu adamın nasıl bir hayatı bar? Parmağındaki yüzüğü şimdi fark ettim. Belki karısıyla kendilerinin bir beneği oldu. Bebeğin tüm gece ağlamasından adam uykusunu alamamıştır, yada başka bir nedenden.
Otobüsden indikten sonra uzaktan, dışarıya oturmuş beni bekleyen babamı görüyorum. Sihay be gür saçları beyazlaşmış, yüzüde gittikce kırışıyor..
"Beste! Kızım, geldinmi nihayet."
Hızlı adımlarla kollarını açmış babamın yanına gidiyorum."Nasılsın baba? Uyku ilaçlarının faydasını görüyor gibisin."
"Evet öyle. Asıl sen nasılsın güzel kızım?"Yemeğimiz bittikten sonra tam kalkıcaktımki babam elimi tuttu.
"Dur kızım. Sana bir şey vericem."
"Baba paraya ihtiyacım yok, gerçekten."Aslında vardı. Hemse yeryüzünde en çok paraya ihtiyacı olan bendim. Yeni girdiğim işden kuvuldum, hep geç geldiğim için. Halede sürekli para istiyo, sözlerini asla unutmayacağım.
"Bizimle yaşamaya devam etmek istiyosan, seninde bu eve bir katkıda bulunman lazım."
Temizlikten filan bahsetmediği kesindi.
"Ama hem okuyup hem çalışmak zor olmazmı?", diye baktım, tüm hissleri ölmüş olan kalpsiz kadının gözlerine. Baktım, belki bir vicdan yada bir acıma duygusu bulurum belki diye ama gözlerinde sihay bir çukurdan başka bir şey bulamadım."Kızım nolur al şu parayı, zaten sana göz kulak olamıyorum doğru düzgün. Ve sakın Hale denilen o kadına bir kuruş bile verme."
"Tamam babacım, senin söylediğin gibi olsun."
"İşler benim söylediğim gibi olsaydı, beni dinleyip ayrı eve çıkardın."
"Baba bu konuyu kaç kere konuştuk, ben Öyküye alıştım bi kere."
"Beste..."
"Baba burdan sonra Öyküyle bi Cafe'de buluşucaz, geç kalıcam. Hadi görüşürüz, öptüm."
"Kendine iyi bak ve söylediklerimi lütfen bir daha düşün."
"Tamam.""Ay kızım berde kaldın?!"
İşte en sevdiğim insan Öykü. Benim dilimden anlayan tek kişi, duygularımı paylaşdığım tek kişi ve bu hayatta güvendiğim tek kişi. Aslında çok farklıyız ama bi okadarda aynıyız. Öykünün saç rengi kızıla kaçan sıcak bir kahverengi, benimki gibi. O saçlarını hep kat, ben ise düz kestiririm. Ten renklerimi biraz esmer ama benim burnumda başlayan ve yanlara doğru dağılan hafif ve belli olmayan çillerim var. Benim gözlerim ela, ve Öyküyü dünyanın en güzel kızını yapan özelliklerinden biri, yemşeil gözleridir. İkimizin kirpikleri gür ve uzun ama onunkiler dahada sihay. Ve her gülümsediğinde elmacık yanakları ortaya çıkar ve bu güzel tabloyu tamamlayan, gözlerini kamaştıran beyaz ve beni sürekli diş macın reklamını anımsattıram o dişleri.
"Beste beni çok beklettin, küsücem sana."
"Abart canım. Seninle her buluşmamıza geç geldiğini bildiğim için şimdi geldim."Evet sürekli saçma şeyler için tartışırız ama sonunda gülmekten ölür gibi olup birbirimizi övmekle duramayız.
İçeceklerimiz bitmişti, hava bulanmış ve bulutlar üzüntüsünden yeryüzünü gözyaşlarıyla boğmaya çalışıyordu. Aklımdaki tek şey: Otobüsün hemen gelmesi bizimde eve geç kalmamamız.
"Beste ben bi lavoboya gidiyorum sonra hessabı öderi."
"Çabul yap, eve geç kalırsak annen öldürür bizi," demeden gitti.
Tam cüzdanımı çıkarırken çantamı düşürdüm ve cafedeki cam kapının üstündeki ziliyle kapının açılıp ve kapandığını duydum. Çantamı hemen yerde alıp kapıya baktım. Bir anda içim ısındı ve bi an için zaman durdu sanki. Sırım sıklam içinde ve benim yaşlarımda olan bir erken. Spor yaptığı geniş omuzlarından be duruşundan belliydi. Saçları kömür gibi sihay, heryeri ısıtan ve bana bakan gözleri gibi. Teni kar gibi beyaz, dudakları dolu, burnu...Hayatımda böyle mükemmel burın şekli görmemiştim!
Ve yüzüne şekil veren, hemen göze çarpan o çene kasları. Ama bakışındaki hissi anlamış değildim. Ciddi bir bakış, ama aynı zaman insanın kendini iyi hissettiren o bakış. Yanında biri daha vardı, belki en iyi arkadaşı. Gözünü hızlı bir şekilde benden alıp bir masaya oturdular."Beste ben ödedim. Hadi kalkda gidelim"
Ben hâla o gizemli oğlana bakıyordum ve önceki durumun tuhaflığını çözmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların altında
General FictionHayatı herzaman yolunda olmayan Beste gerçek mutluluğu arar. Beste bir gün Bulutla tanışır ve bir birlerine ağışık olurlar. Ama bu aşkın bitmesini isteyen kişiler girer araya ve Beste Buluta kavuşmak için bir yol bulmaya çalışır.