13

1.8K 203 133
                                    

rüzgarın hafif hafif estiği sırada dakikalardır sessisce oturan bakugou yüzüne değen saçlarla huylanarak bakışlarını yanındaki çocuğa çevirdi. kırmızı, yumuşak saçlar yüzüne öyle hafif değmişti ki şu an her açıdan hassas olmasa hissetmesdi bile. ve bu endişeli bakışları göremezdi de.

kirishima, saf endişe ve gözlerine serpilmiş yıldız gibi duran sevgi parçacıklarıyla bakugou'ya bakıyordu ve bu görüntü onu sarsmıştı. iyi mi kötü mü bilemezdi ama bu bakışları tekrar görmemek için mutluluk dışındaki her hissinden vazgeçmeye hazırdı. kendisinin de ağlamak üzere olduğunu biliyordu ve kesinlikle kendisine iyi diyemezdi ama az önce hissettiği hayal kırıklığını unutup karşısındaki değerli çocuğu teselli etmek istiyordu. aslında, iyice düşününce tekrar eskisi gibi olup sadece onunla takılmak istiyordu. arkadaş ya da sevgili olarak, fark etmezdi ama böyle arada kalmak onu çok yıpratıyordu. belli ki kırmızı saçlıyı da.

kendini sıkmaktan terleyen yüzünü elinin tersiyle sildi ve dudaklarına küçük bir teselli gülümsemesi yerleştirdi bu düşüncelerden sonra bakugou. nazikçe, daha önce kimsenin görmediği bir şekilde kirishima'ya baktı ve dudaklarını araladı. öyle ya da böyle dedi içinden, arası yok.

"neden bu hâlde olduğumu bilmek istiyor musun kiri?"

kırmızı saçlı hızlıca kafasını salladığında ise bu şirinliğe güldü, konuşmaya devam etti.

"son zamanlarda birinden hoşlanmaya başladığımı biliyorsun değil mi? yani, biraz fazla hoşlanmaya başladığımı."

karşısındaki oğlan tekrar başını sağladığında gülerek onun saçını okşadı. ardından zar zor devam etti, başladıysa bitirmeliydi.

"bu konuda bilmen gereken ilk şey kirishima, o kişi bir kız değil. gay miyim onu da bilmiyorum ama sadece, o kişi kalbimi çok zorluyor. bazen üzüyor, bazen sevindiriyor ama her türlü beni çok etkiliyor ve şu anda hayatımın kontrolünü farkına bile varmadan ele geçirdi."

bu sözlerin üzerine kirishima merakla sordu.

"bakugou, çevrende homofobik bir insan olduğunu düşünmüyorum. neden bu kadar çok sevdiğin bir insana hislerini itiraf etmiyorsun ki?"

tam bu sırada onun ellerini tuttu bakugou. sıkıca kavradı, sıcak havayı daha da ısıttı. nemli nefesi de araya karışınca kızıl saçlı bilinçsizce nefesini tuttu.

"aslına bakarsan, şu an ediyorum kirishima. bak, biliyorum, bu sana inanılmaz ve saçma geliyor ki ben bile hâlâ tam olarak kavramış sayılmam neler olduğunu. ama, sanırım senden hoşlanıyorum? hatta dur, seni seviyorum. güzel gülümsemeni, kirpi gibi olan saçlarını, aptal giyiniş tarzını ve susmak bilmeyen çeneni seviyorum. bir şekilde senin yanındayken hiç hissetmediğim gibi hissediyorum ve bana huzur veriyorsun."

bu güzel itiraftan sonra dakikalarca süren bir sessizlik çöktü ikilinin arasına. konuşmadılar ama gözleri ayrılmadı birbirlerinden. elleri hâlâ birleşikti ama hissetmedi ikisi de kalp atışlarından. nefesleri yetmedi ama nefes almaya korktu ikisi de. ve en sonunda kızıl saçlı kaçtı gitti.

arkasında ise karmakarışık bir aşık bıraktı. karmakarışık ve darmadağın bir aşık.

şey, yıllar falan oldu sanırım? ama cidden parmaklarım hareket etmedi bir türlü. yine de beklettiğim için özür dilerim

ve şey, umarım beğenmişsinizdir? bilmiyorum ama okuduğunuz için teşekkürleeer💘

I'LL KILL YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin