12

1.9K 219 132
                                    

"hayır hayır hayır ve hayır! böyle yapmacık bir şekilde durursanız nasıl gerçek bir şeyler çizmemi bekliyorsunuz ki? daha yakın ve daha gerçek olun. birbirinizi çok sevdiğinizi hayal edin."

pembe saçlı kız, arkadaşının dediklerine baş sallayarak "kız haklı beyler." diye ekledi. bunun üzerine ise kirishima ve bakugou bir süre birbirine baktı. kirishima çekiniyordu çünkü bakugou'nun buraya gelmek istemediğine emindi ve onu daha fazla rahatsız etmek istemiyordu. bakugou ise, biliyorsunuz.

yine de çizerin sözleri üzerine kirishima yaptığı şeyi hakkıyla yapmak adına kollarını bakugou'nun beline sardı ve ona bir adım daha yaklaştı. göğüsleri arasına birkaç parmaklık mesafe kalmışken ise yavaşça yüzünü sarı saçlının boynuna yaklaştırdı. nemli nefesi onun boynuna çarpacak kadar yaklaştığında ise durdu, derin bir nefes çekti içine.

bu sırada ise bakugou aklını kaçırmak üzereydi. hiçbir tepki veremiyordu çünkü boktan kafa her tarafını işgal etmişti.

boktan kafa ince parmaklarını onun beline yerleştirmiş, minik hareketlerle tenini okşuyordu. boktan kafa ikisinin ayakkabılarını birbirine değdirmiş, siyah ve beyazın uyumunu bir kez daha hatırlatıyordu. boktan kafa ona o kadar yakındı ki kuru cildini onun sıcak nefesi nemlendiriyor, kendisinin nefesini kesiyordu. midesi kasılmış, kalbi ritmini kaybetmiş, avuçları gereğinden fazla terlemiş ve vücudu kaskatı kesilmişti. şu an bulutların üzerindeydi ama her an yere çakılabileceği düşüncesi onu terk etmiyordu.

hatta şu an tüm zihnini işgal etmişti.

titreyerek geriye çekildi ve gözlerini kapattı. bununla beraber kirishima'nın kolları da kenara düşerken şaşkınlıkla bakugou'ya baktı. tam mina harekete geçecekkense arkadaşı, yuri onu durdurdu. mina ona durumu anlatmıştı ve bundan sonrasına da karışmak fazla olurdu.

"bakugou, sorun ne dostum?" (you bitch)

kızıl saçlının endişeyle sorduğu soru üzerine bakugou cevap vermedi. derin bir nefes aldı. titreyen dudaklarını kapatmak adına terli ellerini yüzüne götürdü. belki bu sayede yüzünün ıslaklığına bir bahane bulabilirdi. ya da tüm bahaneleri ve yalanları boşverir şurada hislerini söylerdi.

bu düşünceyle hızlıca başını sağa sola salladığında kirishima'nın omzundaki elini hissetti. ardından omzunun sıkıca kavranışını.

işte, tüm sorun buydu. insanların içinde bakugou'yu bu hâle getiren şey tam olarak buydu.

tüm bunlar, sahteydi ve karşısındaki güzellik her şeyi basit bir rol olarak görüyordu. özünde onlar dosttu. bugünün sonunda bir daha asla o kadar yakınlaşmayacaklardı ve her şey eskisi gibi olacaktı.

ihtimal varmış gibi.

"dostum, konuş benimle. ne oldu bir anda? çok mu yakındım? özür dilerim."

yine herhangi bir cevap alamadığında kirishima sıkıntıyla iç geçirdi. neler olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu ve bu onu bakugou'yu böyle görmekten daha çok yıpratıyordu. böylesine değer verdiği birisini bu kadar üzen şeyi bilmemek ve yardım edememek onu çok üzüyordu. ama yine de şu an karşısında âdeta büzülen, kalbindeki ağrı dışarıdan bile seçilen bu sarışın çocuk ondan çok daha kötü durumdaydı.

mina'ya dönerek bu işi ertelemeleri gerektiğini söyledi ve sarışına söz hakkı tanımadan onu çekiştirmeye başladı. bakugou, mutlu olduğunu belli eden biri değildi ve kesinlikle ağır bir tsundere'ydi ama kirishima onu tanıyordu ve kolay kolay yıkılmayacak olduğunu da biliyordu. bugünü ona ayırmaya karar verdi bu yüzden.

bakugou şu anda kendi düşüncelerinin saldırısı altındaydı ve bildiğiniz üzere kirishima mutlak kalkandı. ona yardım edebilirdi.

I'LL KILL YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin