Bir süredir hayatımda hiç inanamadığım şeyler oluyordu. Daha önce hiç olmadığım kadar mutlu, huzurlu ve enerji dolu hissediyordum kendimi. Bu değişimin sebebi, bir şey değil de biriydi. Doğan güneşi, açan çiçekleri bile ona bağlıyordum. O varken güzeldi hayat. Yalnızca o varken güzeldi nefes almak.Daha sadece birkaç haftadır tanıdığım birine karşı, ilk defa tattığım duygular besliyordum. Bu inanılmaz bir şeydi. Her şey o kadar güzeldi ki, tüm bunların sadece bir rüya olmasından deli gibi korkuyordum. Her sabah gözlerimi açar açmaz yaptığım ilk şey fotoğrafına bakmak ve şükretmek oluyordu. Bu gece her şeyin netleşmesini istiyordum. Aramızdaki bu büyülü duyguyu konuşmak, hislerimi ona anlatmak istiyordum. Hani dedim ya her şey yolunda gidiyordu diye.. Tek bir şey dışında.. Ellerimle hazırladığım güzel bir akşam yemeğinde saatlerdir karşımdaki boş sandalyeyle bakışıp duruyordum. Mumlar erimeye çoktan başlamıştı bile.
Gece yarısına doğru umudumu kesmiştim artık. Ona hem kızgındım, hem de endişeliydim. Başına bir şey gelmiş olmasından korkuyordum çünkü beni böyle sebepsizce bir başıma bırakacağına hiç inanasım gelmiyordu. İstanbul'un yakınlarında, bir ormanın içinde küçük bir evimiz vardı. Evin hemen önündeki uçurum da beni çok korkuturdu. Bir deli cesaretiyle oradan atladığımı düşünür sonra da gülerdim kendi kendime. Canım sıkıldıkça buraya gelir, huzur bulurdum. Bu evi sadece annem biliyordu. Ha bir de İlker.. Az önce yanlışlıkla telefonda konuşurken ağzımdan kaçırmıştım. Ondan hemen sonra da annem aradı. Buraya gelmesi için ısrar etmiştim çünkü kendimi pek de iyi hissetmiyordum.
Camdan dışarıya bakarken bir süre sonra arabasını görür görmez aşağıya indim. Hızlı adımlarla ona doğru ilerlerken arkasından gelen başka bir araba gördüm. İçinden iki tane takım elbiseli adam indi. Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki ne olduğunu anlayamıyordum. Annem dolan gözleriyle kafasını yana eğip bana baktıktan hemen sonra gelen silah sesleriyle gözlerimi kapattım. Yeniden gözlerimi açtığımda annem yerdeydi. Ve adamlar üzerime doğru geliyordu. Annemin yanına bile gidemeden ilk şoku atlattıktan sonra ormana doğru koşmaya başladım. Arkama bile bakmadan öylece kaçıyordum. Ben daha önce hiç bu kadar korkmamıştım. Son gücümle koşarken ayağım takıldı ve kendimi yerde buldum. Adamlardan biri yanıma kadar gelip silahını bana doğrulttu. Tam tetiği çekecekken gözlerimi sıkı sıkıya kapattım.. Bir silah sesi daha duymayı bekliyordum ancak mucizevi bir şey olmuştu. İki adamın da yerde etkisiz bir halde yattığını görünce hemen ayağa kalktım ve annemin yanına gidip dizlerimin üzerine çöktüm. Hıçkırmaktan içim dışıma çıkmıştı.
"Anne bırakma beni. Yalvarırım. Bana bak anne. İyi olacaksın. Söz veriyorum. Ne olur gitme. Bırakma beni anne."
"Özür dilerim." diyerek son nefesini verdi. Uzaktan gelen silah seslerinin hemen ardından İlker yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Hasret | ZeyKer
ActionGözüpek bir polis ve başarılı bir doktorun tutkulu aşk hikayesi... Tamam dedi genç kadın. İşte aradığım aşkı buldum. Adı kadar emindi buna. Her şeyin çok güzel olacağına inancı sonsuzdu. Hiçbir zaman umudunu kaybetmemişti zaten. Ta ki o geceye kadar...