Evim onun evinin hemen iki sokak arkasındaydı. Her sabah okula beraber gidiyorduk. Onunda tıpkı benim gibi sevdiği bir gezegeni vardı.
Yürürken biandan konuşurdu. Hiç susmazdı. Ben ise o gözlerden kendimi alı koyamazdım. Kalbimin derinliklerinde bir his vardı. Çok tuhaftı. Aşık mı oluyordum? Saçmalıyorum yine aşık olunası bir kız değildim ben. Ama içimde bir his olduğuna emindim.
İlk defa defterime yaşadıklarımı yazmıyordum. Çizim defterime onunla yan yana olan resmimizi çiziyordum. Gezegenin halkasında oturmuş uzayın boşluğunu izliyoruz. Hayallerimde yıllar sonra yalnız hissetmiyordum. Onunla bu hayalleri konuşmak çok istiyordum ama buna cesaretim yoktu.Alarmın sesine hemen ayaklanmıştım. Saat geçiyordu. Biraz daha oyalanırsam onu kaçıracaktım. Aceleyle camdan dışarı bakmıştım ama onu göremiyordum. Evden çıkmıştım etrafıma baktım yinede göremiyordum.Gitmişti. Koşmaya başladım. İlerde hızlı adımlarla okula gidiyordu. Görüyordum. Sesleniyordum ama beni duymuyordu. Epeyce yaklaşmıştım nefes nefeseydim. Elimi omzuna attığımda irkilmişti.
"U-Uzay sesleniyorum,sesleniyorum neden duymuyorsun beni...defalarda öküz gibi bağırdım arkandan."
"Özür dilerim miniğim. Şey müzik dinliyordum. Saat geçince gelmeyeceğini düşünmüştüm. Sende dinle hadi çok güzel şarkı ve benim en sevdiğim..."
Kulaklığın tekini alıp taktığımda duyduğum şarkı...benim şarkımı dinliyordu. "KAYIP EVREN ATLASI..." Bu şarkıda kayboluyordum. Okul yolu boyunca şarkıya eşlik edip kötü sesimle onu güldürüyordum. Gülümsemesini çok seviyordum. Onun bir küçük tebessümü benim kalbimi fethediyordu.Sınavlarımız yaklaşıyordu. Tabi ben çalışmıyordum. Ne yapacağımıda bilmiyordum. O benim gibi değildi. Aşırı zeki,çalışkandı. Doğuştan gelen bir şeydi sanırım. Okula varınca çocuklaşıyorduk. Sınıfa ilk kim varırsa kaybedene tüm gün dondurmalar ondandı. Bilerek kazanmamı sağlıyordu. Bunu anlıyordum. Sınıf kapısına geldiğimizde ise sımsıkı sarılıp girerdik sınıfa. Derslerde sürekli ona bakardım. Edebiyatçıda sürekli benimle uğraşırdı. Uzay biri bana bir şey dediği zaman kendini tutamazdı. Derste bile bişe dendiği zaman ağır küfür ederdi. Ve doğru müdürün yanına. Sınıftakiler ya da okuldaki çoğu kişi bizi sevgili olarak görüyordu. Kısa zamanda birbirimize çok alışmıştık. Onun da peşinde kızlar pervane gibiydi. Spor salonunda ,giyinme odasında, arada bir de olsa koridorlar da sürekli ona bakıyorlardı. Ama o bana söz vermişti asla bir kız aramıza girmeyecekti. Ben ona,o bana aitti...
Okuldan çıkmıştık ama sel gibi yağan yağmura yakalanmıştık. Birbirimize sarılıp hızlı adımlarla herhangi bir kafenin tentesinin altına sığınmıştık. O yağmuru izlerken ben o gözleri izliyordum. Üzerindeki ceketi benim sırtıma atmıştı. Yağmur dinene kadar konuştuk. Gözlerime baktı. Kalbim nasıl desem çok hızlı atıyordu. İlk defa bu kadar hızlanmıştı. Derinlerdeki o his artıyordu. Dudaklarından dökülen sözcükler hayalimdeki gibi değildi;
" Anlat bakalım adını kim koydu?"
Hafif tebessüm ederek anlatmaya başladım;
"Ben doğmadan önce babam beni rüyasında uzayın boşluğunda görüyor. Ve sonra ben doğuyorum,babamın aklına rüyası geliyor ve adımı Evren koymuş. 4 yaşından beri uzayı çok seviyorum özellikle de Satürn'ü. 6. Yaş günümde annemi kaybettim ve o günden sonra yaş gümlerimi kutlamadım. Venüs'e anlattım Satürn'ü çünkü annemin mezarlığının orda olduğunu biliyordum. İşte beni Satürn'e bağlayan olay. Birgün annemi göreceğim biliyorum. Ben o koca gezegende hayal kurarken yapayalnızdım. Halkalarında tek başıma ağlıyordum. Kimse duymadı beni. Hep deli olduğumu düşündüler. Ama benim umrumda değildi."
İşte böyle benim hikayem."O ve benim hikayem birebir aynıydı. Tesadüf olamazdı ya. Karşılaşmamız, her şey bir tesadüf müydü yoksa? Ona döndüm ve;
"Şey ...senin adını kim koydu?"
Duvara doğru diz çöktük;
"Adımı annem koymuş çünkü uzayı çok seviyor. Babam öldükten sonra uzayın derinliklerinde yalnız kaldım bende. Kendimi odama kapattım ve sürekli uzay boşluğunda Uranüs'ün tepesinde otururken çiziyordum. Rengi beni benden alıyordu...İşte benim hikayemde böyle.."
Bana tuhaf bakmaya başlamıştı. Daha değişikti. Kulağıma yaklaştı,hafifçe yutkundu ve fısıldadı;
" Sende benim çok hoşuma gidiyorsun..." dedi ve o sırada hıçkırıklara boğulmuştum. Burnuma öpücük kondurmasıyla yağmurun yavaşlaması normal miydi?
Sanki o bir daha öpse güneş açacak gibiydi. Ardından burnumun üstüne küçük bir öpücük kondurmasıyla yağmur duraklıyordu. Gözlerinin içine derin derin bakarak..."Mucize misin sen, nesin sen? Beni kendine nasıl aşık bıraktın. Gözlerinde kayboluyorum gel bul beni..." aklımdan geçen bu sözcükleri dilime dökememiştim.
Yağmurun durmasıyla yolumuza devam ettik. Yarın son sınavlarımızı olacaktık. Her zaman ki kafemizde ders çalıştık. Bir insan üstün zekaya nasıl sahip olabiliyor anlamış değildim. O aşırı zekiydi. Çalışmasa bile sınavlardan yüksek alıyordu. O anlatıyordu ben ise gözlerine dalıp gidiyordum. Saat geçiyordu ama umrumda değildi o an. Sonra anı mahveden babam aklıma gelmişti. Yine unutmuştum. Masadan kalkıp defterlerimi çantama koydum onun yanağına öpücekken yerin ıslak olduğunu farketmemişim ayağımın kaymasıyla dudağının yarısı dudağıma denk geldi aniden. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Kalp atışlarımı duyuyor muydu? Çok hızlıydı. Ritmi değişmişti. Aceleyle geri çekildim. Yanaklarımın elma gibi kızardığından emindim.
Arkama bakmadan koşarak eve gittim. Eve varır varmaz babamın evde oluşunu bile aldırmadan odama kaçtım. Kalbim tuhaf atıyordu. İlk defa böyleydi. Ona karşı tuhaf atıyordu...Penceremin kenarına oturup yarım kalan çizimimi bitiriyordum. Telefonum sessizdeydi. Gelen mesajlardan haberim yoktu. Çizime ara verip telefona bakmıştım. Ondan mesaj vardı. Bu kadar önemli ne olmuştu ki...
Kimden:Satürn Boy'dan 9 yeni mesaj;
"Evren."21:40
"Evren orda mısın?"21:55
"Ya kızım baksana şu telefona."22:00
"Uyumadığını ve şuan pencerende oturduğunu biliyorum."22:15
"Evren olaylar karışık acil bak şu telefona."22:30
"Evren Gökçe geri döndü..."22:40
"Bana mesaj attı ama bu hayatımı kökünden söktü."22:45
"Evren tak artık yeter..."22:55
"Beni ondan kurtarman,hayatıma tekrar girmemesi lazım."23:00
Gökçe'nin adını görünce şok olmuştum. Eski yaşadığı yerde sevgilisiydi ama neden ayrıldıklarını bilmiyordum. Aceleyle WhatsApp'a girip yazdıklarına cevap verdim.
Kim:Satün Kraliçesi~
"Uzay noldı???" 23:04✔️
"Gökçe İzmir'e mi gelmiş."23:04✔️
"Nasıl tekrar hayatına girmek istiyor."23:04✔️
"Şaka falan mı yapıyor bu kız??"23:04✔️
"Uzay mesajlarım neden tek tik????"23:05✔️Mesajlarım gitmiyordu. Dakikalar içinde noldu. Arıyordum ama ulaşamıyordum.
"Aradığınız kişiye şu an da ulaşılamıyor. Lütfen dah..."
Nerdeydi bu çocuk meraktan ölecektim. Aradan 1 saat sonra tekrar aradım...
"Aradığınız kişiye şu an da ulaşılamıyor. Lütfen sinyal sesinden sonra mesaj bırakınız..."
"Sen nerdesin? Niye açmıyorsun telefonunu. Saatlerdir sana ulaşamıyorum. Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirsin..."
Tüm gece ulaşamamıştım. Gece boyu ağlamıştım. Başına bişe gelmesinden korkuyordum. Sabah olur olmaz onu aramaya çıktım.
Gidebileceği her yere sırayla gittim. Kumsalda yoktu. Yalnız kalmak istediğinde gittiği kafede de yoktu. Her sokağı aradım. Saatler sonra yüzme havuzunda olabileceğini düşünüp oraya gittim. Suyun üzerinde öylece duruyordu...
"Uzayy ... kalk çık şu sudan. Nasıl böyle davranırsın. Kalk dedim sana..."
Üzerimdeki ceketi çıkarıp kenara bıraktım. Yıllardır girmediğim suya onun için giriyordum. Yavaş bir şekilde ona doğru yüzdüm.
"Kalk Uzay konuşmamız gerektiğini biliyorsun."
Kolundan tutup havuzdan çıkardım.
"Uzay,Gökçe neden burda? Bana aranızdaki herşeyi anlat."
Kafasını öne eğip onunla arasında olan herşeyi anlatmaya başladı;
"Gökçe, benim eski sevgilimdi. Birbirimizi deliker gibi seviyorduk. 2 buçuk yıl beraberdik. Beni çok seviyor sandım. Hani sana tek çocuğum dedim ya değildim bir abim var. Ama burda bizimle birlikte değil o Gökçe'yle İstanbul'da yaşamaya karar verdi. Anlayacağın Gökçe beni sevmedi abimle yakınlaşmak için benleydi ve amacında ulaşmıştı. Annemle beraber İzmir'e geldim bende o da orda onunla kaldı. Şimdi ise İzmir'e geldiğini ve tekrar benimle olmak istediğini söyledi. Yardım et Evren benden uzak tut onu. Sana yalvarıyorum..."
Onu o halde görünce o kızı bian önce bulup öldürmek istiyordum. O güzel gözleri ağladığı zaman daha değişik bakıyordu bana. Anlam veremiyordum. Onu çok sevmişti ama o ihanet etmekle kalmayıp bir özür bile dilememişti. Nasıl bu kadar acımasız olabildi?Duygularını parçaladı. Dayanamayıp sımsıkı sarıldım ona. Gözyaşlarını silip yanağına öpücük kondurdum. O akşam onunla orda öylece kalmıştım...
![](https://img.wattpad.com/cover/158918287-288-k483211.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATÜRN HALKALARINDA
Teen FictionKoca evrende yalnız kalmak neydi? Sonra hiç beklemediğim anda onunla karşılaşmak. Hayatım değişiyordu. O beni değiştiriyordu. Gördüğüm en güzel gülüşlü biri. Arkamda gizlice bana bakan hafif tebessüm eden biri. Kısa zamanda hayatına giriyor ve b...