3. Bölüm

919 64 42
                                    

Ciddiyim. Bu adam da, tuhaf birşeyler vardı. Ama bir türlü çözememiştim.

Hangi adam mı?

Şu Binwoo denen. Öğlen vakitlerinde, hepimizi ayağı kaldırmıştı. Babamın arkadaşı diye birşey demiyorum ama, neyse.

Şimdi de, toplantı odasındaydık ve karşımıza dikilmiş, bize şartlarını söylemeye hazırlanıyordu. Hayır, neye hazırlanıyorsa?

Altı üstü, şartın neyse onu söyleyeceksin.

Binwoo
"Şimdi kızlar, öncelikle ilk şartım. Eğer, gün içinde, yani onların yanında karşılaşırsanız birbirinizi tanımıyormuş gibi yapacaksınız. Diğer şartım, onlara sakın ama sakın aşık olmayın. Zaten olursanız, ne olacağını hepiniz biliyorsunuz."

Ah! Cidden mi yani? Bize bu saçma şeyleri söylemek için mi uykumuzdan uyandırdın.

Binwoo
"Son olarak, onlar iyileştiğinde, onlara hiçbir açıklama yapmadan, ortadan kaybolacaksınız. Anlaşıldı mı?"

Hepimiz
"Anlaşıldı."

Binwoo
"Tamam, bu kadar. Yarın sabah erkenden hazır olun. Unutmayın, onlarla tesadüfmüş gibi karşılaşacaksınız."

Bıkkınca onayladığımızda, gülümseyip odadan çıkmıştı.

Ben
"Bu adam da garip birşeyler var."

Yaren
"Al benden de o kadar."

Dolunay
"Bu adam, ciddiyim çok garip. Onda garip birşeyler var."

Ben
"Kötü birşeyler."

Duru
"Ama ne?"

Aslı
"Of neyse, boşverin şu manyağı. Ben açım. Kahvaltıda etmedik zaten."

Ben
"O zaman hadi mutfağa."

Odadan çıkıp, üst kata çıkarken ne yiyeceğimizi de konuşuyorduk. Hepimizde kalktığımız gibi, soluğu toplantı odasına almıştık.
Herneyse.

Mutfağa geldiğimizde dolabı açtım ve içinden krep malzemelerini çıkardım. Kızlar yemek yapmazdı. Aslında yemek yapabiliyorlar ama üşendikleri  için genelde yemekleri Yaren'le birlikte hazırlardık.

Esra
"Dün şu Jimin denilen çocuğa baktım."

Yaren
"Ah! evet. Bende Jin denilene. Aslında, dıştan bakıldığında da oldukça kibar gözüküyor."

Esra
"Jimin'de aynı."

Dolunay
"Namjoon, o kadar da kötü değil ama sarhoşken nasıl olur bilemiyorum. Ama dışardan resmen ben iyi biriyim diye haykırıyor."

Ben
"Suga denilen herif kesinlikle, ben manyağım diye haykırıyor."

Aslı
"Nasıl biri ki?"

Ben
"Böyle, nasıl diyim? Hastalıklı bir tipi var. Saçları sarı olduğundan olabilir heralde."

Dolunay
"Kesin ondandır. Sarı saç, insanı solgun gösterirmiş."

Bu söylediğine gülüp, tavadaki krepi tabağa koydum. Tavaya yeniden hamuru döktüğüm de, kapının çalmasıyla herkes Rüya'ya bakmıştı.
Evde kapı açma görevlimiz Rüya. Kendisi bu görevi çok sever(!)

Biraz sonra içeri babam girdiğinde bakışlarım ona dönmüştü.

Babam
"Günaydın kızlar."

Kızlar
"Günaydın."

Babam
"Nasılsınız?"

Ben
"İyiyiz baba. Sen?"

Koruyucu Melekler¹ || Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin