BUCKYNİN YATAK ODASI
tony ile bucky aynı yataktaydı bucky, stark bebekler gibi uyurken onu seyrediyordu bu adamın onu birkaç ay önce öldürmeye çalıştığını ama şu an da sadece onunla uyuyabildiği gerçeği istemsizce içini hoş etmeye yetmişti.
evdeki tüm olayları izleyip yorum yapmasına da adam akıllı kimse izin vermezdi en azından izin vermiş gibi görünürlerdi; hele tony onunla tek kelime konuşmazdı. Ona bir noktada hak veriyordu çok fazla insana zarar vermişti, bilinci kendine ait olmasa bile bir çok insanın kaderiyle oynamıştı ve hala daha oynamaya devam ediyordu.
Bu sefer de Steven hoşlandığı adamla arasına girmişti yine 'istemeyerekti' ama olsundu. arkadaşını bir süredir seyrediyordu starkın gözüne hoş görünebilmek için yaptığı şaklabanlıkları da zaten bir o anlamıştı başta bu adamda ne bulduğunu merak bile etmişti çünkü starkı garip bir biçimde hiçbir zaman sevmemişti.
ona karşı olumlu olarak hissettiği ilk şey iki hafta önce başlamıştı koridorda ilerlerken birden stark nefessiz kalmış o da yanına yaklaştığında kucağına yıkılıp bayılmıştı o günden sonra strakı steve dışında ilgiyle izliyordu ve bu ilginin ne olabileceğinin de farkındaydı çok mu dua etmişti tanrıya steve anlayabilmek için, anlıyordu artık ve kalbi acıyordu arkadaşının aşkına aşık olmuştu ya da kendi düşmanına.
aklında ise 'yarın hafızası silinecek' sözleri tekrarlanıyordu
"stark...stark hadi uyan tony uyansana" bu sırada onu sarsıyordu onu kesinlikle uyandıracaktı.
"bana bir söz vermiştin" uyku mamuru gözlere baktı "bana bir gün istediğim bir şey konusunda izin verecektin buraya ilk taşındığım zaman söylemiştin hatta" hatırlayacakmış gibi ayrıntıda veriyordu.
"yani" derken esniyordu stark.
"yanisi bir şey istiyorum" bunları derken tonyi alıp oturtmuştu " bu saatte bir şey isteyecek ne yaşadın yarın olsun" tonynin gözleri her an kapanacak gibiydi
" olmaz şimdi olmalı" pes etmişti tony " söyle" ağzından bıkkınlıkla çıkmıştı ve bucky de zaten kendi çapında cesaret toplamaya çalışıyordu.
"seni öpmek istiyorum" bu cidden beklenmedikti sırf steve gıcıklık olsun diye buckyle yatmıştı ve bucky onu öpmek mi istiyordu resmen ayağına gelen şanstı bu steve üzülüp kahrolmak zorundaydı nedenini bilmiyordu ya da hatırlamıyordu fakat acı çekmeliydi.
"şu dudakları birbirine değdiği olaydan bahsediyorsun değil mi ıslak olandan" derken buckye yaklaşmıştı "sen...kızmadın" bu buckynin tespitiydi.
"hoş adamsın barners bunu demek için neden bu kadar bekledin ki." bucky için geri kalan her şey yalan olmuştu o an belinden tutup yatağa doğru yatırmıştı tonyi ve dudakalrını buluşturmuştu onun dudaklarıyla başta uzun ve şehvetli öpüşme yerini kısa ve etkileyici öpücüklere bırakmıştı.
o an ikiside farklı şeyler düşünüyordu tonynin aklında steven dediği özel olmakla ilgili olan konuşma vardı ve ona hayali orta parmaklar çekiyordu bucky ise tony ile bir şansları olabileceğini görmüştü sonuçta steve onu zorla alamazdı o buckyi seçmişti bunu bilmenin mutluluğuyla daha bir şehvetli öptü onu sonuçta gece uzundu.
OTURMA ODASI
"bu hafıza silme işi " steve döndü tüm gözler "şu an ki hatıraları tabi siz daha iyi bilirsiniz ama bu anıları bir yerde hapsetme imkanımız yok mu" buckyle tonynin aynı yatakta olduğunu düşünmemeye çalışıyordu.
"maalesef" dediğinde burucunda elinden bir şey gelmediğini anlamışlardı
"peki ne zaman sileceğiz " bu sefer soruyu wandaya yöneltmişti "sabah kalktığı zaman" onun bu haliyle vedalaşacak bir zamanı bile yoktu ve yine silmek zorunda kalsalar bile tonyi kendine bir ya içinde aşık edebilirdi şimdilik plan buydu .
"tonynin haberi olacak mı" papper sormuştu be sefer de cevaben kafa sallamıyı almıştı.
" bu işi o uyurken yapacağız" brucun kararlı çıkan sesine kimse itiraz etmedi.
aradan geçen bir kaç saat sonunda tonynin uyuduğuna kanaat getirip buckynin odasına girmişlerdi yavaşça, tony tahmin ettikleri gibi uyuyordu ve buckyde uyanık bir biçimde onları bekliyordu.
" başlıyorum" diyen wanda sadece haber vermişti ve dediği gibi de yaptı, başladı.
işlem tahmin ettikleri kadar uzun sürmemişti ve tony en ufak bir acı belirtiside göstermemiş aksine bir şey yokmuş gibi uyanmıştı.
"tony" diyen papper sadece emin olmak istemişti tony ise kostümlü herifleri izliyordu kimdiler bunlar ona zarar mı vereceklerdi fidye için mi kaçırmışlardı babası gösterirdi günlerini bunlara.
"siz kimsiniz" derken aradan kaptan amerika kostümlü herifi seçebilmişti yoksa bu bir sürpriz miydi.
"kap- kaptan amerika" derken şaşkınlığının doruk noktasındaydı " sen kaptan amerika mısın " hemen jarvisi çağırmalıydı elinde bir sürü imzalanması gereken çizgi roman vardı
steve ise tony ve buckynin şişmiş dudaklarına bakıyordu en yakın arkadaşı böyle bir şey yapmış olamazdı.
*** kendimi kötü kalpli bir insan gibi hissediyorum dur şu an o his de geçti ni ha ha ha sabah sabah karşıma youtubdan tonyi steve ve buckynin bir olup dövdüğü sahne çıktı ve ben ne yaptım tabi ki izledim tony defalarca ikisini de dövebilirdi bakın o koskoca thanosu kanatmış bir herif onu da geçtim o arcreaktörü ile defalarca onları patlatabilirdi yapmadı ve klasik bende öyleydim sahnesiyle depresyona girdim ahh steve ahh elimde olacaktın da seni yerden yere vuracaktım herneyse size iyi okumalar
*** size her iyi okumalar dediğimde acaba başa mı koysam diye düşünüyorum çünkü neden olmasın zaten okumuş olacaksınız ama zeki ben bunu her seferinde sona koyuyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Makinesi ( STONY )
Fanfictionzaman makinesi patlamıştı dünyanın sonu gelmemişti felaket yoktu sadece stark biraz küçülmüştü