Jungkook, Bo Ra' yı eve bırakıp kendiside eve döndü. Bu konuyu Jimin ile Taehyung'a sormak istiyordu. Salona geçti, kimse yoktu ve ışıklar kapalıydı. Uyumuş olabilirlerdi. Bu konuyu sabah konuşmaya karar verdi. Gün aydığında pencereden vuran ışık, uykulu gözlerini kırpıştırarak, açmasına neden oldu. Tatlı uykusundan uyanıp aşağıya inen Jungkook, mutfağa ilerledi ama kimsenin olmadığını yeni yeni fark ediyordu. Kolundaki saate baktı, saat daha sekiz bile olmamıştı. Jimin ve Taehyung bu saatte nerede olabilirlerdi ki? Cebinden telefonu çıkarıp mesaj kısmına girdi, Taehyung'u ararken kayıtlı olmayan numara dikkatini çekmişti. O an içinden mesaja tıklayıp okumak geçti ve yaptıda. Mesajı okuduğunda, okumamayı yeğlemişti ama artık çok geçti. Jungkook'un içini saran o tanıdık duygu vücuduna tekrar yayılırken, sesli bir şekilde küfür etti...
"+ Bu mesajı okuduğunda kabusun geri dönmüş olacak, Jeon."
Jungkook
- Siktir. Lanet olsun!Jungkook mesajın gönderildiği tarihe baktı, epey eskiydi. Jungkook bu zamana kadar nasıl görmemişti bunu. Mesajı gönderenin Missea olduğundan adı gibi emindi. Jungkook'u korkutan bu zamana kadar onu hiç rahatsız etmemesiydi. Bo Ra ile tanıştıkları o günden beri hiç mesaj atmamıştı. Neden birden geri döneceğini söyleyen bir mesaj atmıştı ki? Ve bu tarih tamı tamına 2 hafta öncesine aitti. Yani belki de korkmasına gerek yoktu. Sonuçta epey bir zaman geçmişti üstünden, ve belki de Missea o an görüp korkması için atmıştı. Jungkook mesajı görmeyince de vazgeçmiş olmalıydı. Jungkook kendini bu düşünceyle rahatlatırken, telefonu elinde titredi ve ekranı parlayıp söndü. Tekrar açtığında aynı numaradan mesaj geldiğini gördü. Korku ve endişeyle mesajı okudu...
"+ 2 hafta geçmiş olsa bile, ben asla vazgeçmem Jeon. Bunu aklından sakın çıkarma."