Dünyanın en güzel sarışını, seni çok özledim.
Bilincim açılmasına rağmen gözlerimi açamadım.Bugün izin günümdü ama erken uyanmıştım.Bu alışkanlıktı, uzun süre deliksiz uyuyamıyordum.Bacaklarımı ve kollarımı gevşettim.Yataktan kalkmak istemesem de midem benimle hemfikir değildi.Aslında acıkan midemin altındakiydi.Bebeğim.Bu düşünceler bana dün geceyi hatırlatırken gözlerimi aniden açtım.Dünü düşünmek istemiyordum.-Orada değil, bebek midemde yaşamıyor.-Gerçekten bunları söylemiştim.Söylememden çok söylerkenki neşem canımı sıktı.Odamın yanındaki küçük banyoya ilerlerken bugünkü açlığımın dün gece yüzünden olduğunu hatırlayıp sinirlendim.Sırf konuyu kapatmak için hızlıca garsonu çağırmış ve tabakları toplattırmıştı.Soğumuş olsa da o makarnayı yiyecektim.Dün dünde kalamamıştı işte.Boşvermeliydim.Şimdi güzel bir kahvaltı hazırlayıp ufaklığı doyuracaktım.Sonra bebeğim ve kendim için alışveriş yapabilirdim.Banyodan çıkıp mutfağa doğru ilerlerken, aklımdaki tek düşünce yumurtayı kırsam mı, haşlasam mıydı.Buzdolabını açınca burnuma iğrenç bir koku geldi.Anlaşılan yine yemeyi unuttuğum bir yemek vardı.Kokunun geldiği yeri kolayca buldum.Eğilip küçük tencereyi aldım.Çöpün yanına doğru ilerlerken kapağını açtım ve burnumdan nefes almayı bıraktım.Elimdekinin yemek değil de çorba olduğunu görünce lavaboya doğru ilerledim.Daha fazla nefesimi tutamayınca az öncekinden daha yoğun gelen koku midemi mahvetti.Çorbayı hızlıca dökerken suyu da açtım ve kayboluşunu izledim.Çorbaya tiksinerek bakmam dün geceden bir sahneyi önüme sürükledi.Cangür de çorbasına tiksinerek bakmıştı.Ama onun çorbasının iğrenç bir tarafı yoktu.Midemden üste yayılan sıcaklık düşüncemi unutturdu.Banyoya koşacak kadar vaktim olmadığı için kendimden tiksinerek mutfak lavabosuna eğildim.Hamileliğimin başından beri hiç kusmamam kalan zamanın da böyle geçeceğini göstermezdi tabi.Soğuğa aldırmadan tüm pencereleri açtım ve tüm iğrenç kokuların sabah havasının kokusuyla yer değiştirmesini bekledim.Mutfakta daha fazla duramayacağımı anlayınca süt ısıtıp salona geçtim.Süt mideme hep iyi gelirdi.Tekli koltuğuma yayılıp laptobu kucağıma aldım.İlk olarak yarınki randevularıma baktım.Sadece iki hastam vardı ve öğlen olmadan işim bitiyordu.Eskiden çok yoğun çalışırken bugünlerdeki gevşekliği Sevgi Hanımla konuşmalıydım.Aramaya anoreksiya yazdım.Ayşen Hanım ufak bir bilgilendirme yapsa da kafamda net bir şey oluşmamıştı.Öncelikle görsellere tıkladım.Karşımdaki bir deri bir kemik insanlara şaşırmamak elde değildi.Cangür de zayıftı ama ekranda gördüklerim hala yaşadıkları için şükretmeliydiler.Neredeyse hepsi kadındı.Çoğunun bakışları fazla ruhsuzdu.Vücutlarında sadece buruşmuş deri ve kemik vardı.Gözleri çökmüş, saçları seyrek bir sürü insan.Kafamda çoktan Cangür’ü düşünmeye başlamıştım.O da zayıftı ama bu kadar değil.Gözleri ruhsuz bakmaktan çok uzaktı.Saçları uzundu ama seyrekliği hakkında bir fikrim yoktu.Dün şapka takmıştı.Hava şapka takacak kadar soğuk muydu?Soğumaya başlayan sütümü tek koca bir yudumda içtim ve görsellerden çıktım.Hastalık hakkında bilgiler benzerdi.Kilo takıntısı ya da aşırı stres temel iki nedendi.Erken tedavi görülmezse ölümle sonuçlanıyordu.Ayşen Hanım’ı dikkatle dinlemiş olduğumu fark ettim.Üç yıl demişti.Annesini kaybedeli üç yıl oldu ve iki yıldır tedavi görüyor.Yani erken tedavi sayılmazdı ama çok geç de kalınmamıştı.Bulmia nevroza hakkındaki bilgileri de okudum.O daha farklı bir boyuttu.Anladığım kadarıyla bulmia anoreksiyaya dönüşebiliyordu.Son bir makale daha okudum.Diğerlerinden farklı manoreksiya üstünde yoğunlaşmış bir makaleydi.Man ve anorexic.Manorexic.Cangür’ün hastalığı buydu.Makaleyi sonuna kadar okudum.İç sesim konuşmaya başlamıştı bile.Düne kadar tanımadığım birisini neden umursuyordum?İlk olarak bunu düşündüm.Sonra cevaplamamaya karar verip diğer soruya geçtim.Bundan sonraki tutumum nasıl olacaktı?Yanıtlar sıra sıra önüme dizildi ve birkaçını seçtim.İstediklerimi seçmedim, rahat hissettirceğini düşündüklerimi seçtim.Öncelikle arkadaşı olmayacaktım.Kendim hakkımda bir şey söylemeyecek,onun hakkında bir şey öğrenmeyecektim.Saçma sapan vicdan yapmamak için bebekle ilgili şeylerle ilgilenmesine izin verecektim.Dolayısıyla onu üzdüm, bunu kırdım diye düşünmeyecektim.Bağ kurmayacaktım.Kolay bağlanan zor kopan bir insandım ama kesinlikle bağ kurmayacaktım.Küçükken evin eşyalarıyla bağ kurmam geldi aklıma.Büyüdükçe buna gülmüştüm ama zamanında iyi hissettiriyordu.Dolaplarla konuşan ufak kız.Kafamı olumlu anlamda salladım.Şu ana kadar aldığım kararlarda pürüz yoktu.Kendimle ve bebeğimle ilgilenmeliydim.Hepsinden önce kahvaltı etmeliydim.Tekrar mutfağa yol alırken telefon çaldı.Annem bu saatte aramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manorexic Baba
Ficțiune adolescențiİstediğim sadece huzurdu, yalnızlık değil.Özgürlüktü, sorumluluktan kaçmak değil.Bu yüzden evlenmekten kaçtım ama bu çocuk istemiyorum demek değildi.Çoğunuza yanlış gelen bir şey yaptım ve sperm bankası sayesinde çocuğuma kavuştum.Babası benim için...