180815
Yavaş yavaş yeni günün sabahına gözlerimi aralıyordum. Üstümdeki, beni boğarcasına saran, örtüden de vücudumu kurtarmaya çalışıyordum aynı zamanda. Sanki bütün örtü benim üstüme ben bir kimbap içi, örtü de yosunmuşcasına sarılmıştı. Sonra elimi sağ yanıma attım. Yatak boştu. Beynim o anın mayhoşluğunu birden attı üstünden. Resmen kalbim ve aklım anlık münazaraya girip, "Taehyung'un bu saatte yatakta olmaması normal mı? Değil mi?" konusunu sorgulamışlardı. Sahi, saat kaç?
Gözlerimi tamamen aralayıp tavanla bakışma faslını bitirince, odamızın kapısına çevirdim gözlerimi.
Diyeceksiniz, ne alaka? Açıklayayım.
Benim akıllı sevgilim, 'kimsede olmayan şeyler' için deli oluyor. Mesela ben.
Nerede kalmıştık? İşte, anladığım kadarıyla bu fikir de sadece onun aklına gelmiştir düşüncesiyle Ipad'ini odanın kapısına sabitledi. Tabii bunu yapmadan önce ekranı kaplayan bir dijital saat açtı. Akıllıca, değil mi? Bence birazcık da salakça, ama aramızda kalsın.Saat 07.14'tü. Onun başka odada olduğu düşüncesiyle yataktan kalkıp elime yatağın ucundaki puftan Tae'nin tişörtünü aldım. Geceleri mümkünse üstsüz ve aslında sadece boxerımla uyurdum. Sonra ismim birileri(!) tarafından ateşliye çıkardı.
Tişörtünü üstüme geçirip adımlarımı merdivenlere yönelttim. Bu sırada ismi dudaklarımdan cevap bekleyen bir tınıda dökülüyordu. Ses alamadım. Sonra holde bulunan çiçek buketi dikkatimi çekti. Buket, karışık renklerden meydana getirilmişti ve siyah bir kurdele sanki ince belli bir kadının rengarenk elbisesinin kemeriymişcesine onları sarıyordu. Buketi elime almak için oraya gittim. Buram buram Taehyung parfümü, aslında losyonu, kokuyordu. Yine azınlığın aklına gelecek bir fikir. Canlı çiçeklerin arasına kendinden böyle bir iz iliştirmek... Üstüne saman kağıdından bir not tutulmuştu.
"Jimin-ah günaydın,
Sabah erkenden kalkmam gerekti. Babam sağolsun. Ve senin sabah beni göremeyip meraklanacağını düşündüm. 1 Günlük bir seyahat yapmam gerekti. Yine babam sağolsun. Sen bunu okurken, ortalama olarak senden 700km uzaklıkta olacağım. Tüm gün evde durup sana haber vermedim falan diye depresyona girme, evde bekleme. Çık dışarı. Seninle gezdiğimiz yerleri tekrardan gez. Evimize kısa mesafe olan kahve dükkanına git. Americano almayı düşünüyor isen yanına limonlu cheseecake al, kendini şımart. Alışveriş yap. Zaten her an iznin olmuyor. Benim için gününü harcama. Hem gelince sana bir sürprizim olacak. Bunu düşün ~~~.-"
Ah, ne uzun yazmış ama.
"Ah, Jimin-ah. Ciddi ciddi destan yazdım. Tamam, şimdi senden isteğim şu; sana bıraktığım notlara uy ve üstüne senin için bıraktığım tişörtümü giy."
Her şeyi düşünmüştü. Hem de sabah erkenden kalkıp. Ama en azından bir uğurlama faslı olsaydı?
"Bu arada merak etme. Tam elli yerinden öptüm seni. Buna--"
Yarım yamalak bir dudak çizmişti.
"--da dahil. Hem uykunu bölmemiş hem de kısa süre için vedalaşmış olduk. Veda değil, ara diyelim. Sen dediklerimi yap birtanem.
Taehyung-ssi a.k.a Seni seven birisi."
Kısa süreli bir çöküş yaşamıştım. Onun düşünceli anne tavırlarından öpmek istiyordum ama o bana bu fırsatı vermeden gitmişti.
Kendi kendime sesler çıkarmaya başlamıştım küçük çocuklar gibi. Randomize yani...
Bu sırada mutfağa adımlamakla meşguldüm. Ve bir not daha... Üstelik kahvaltı hazırladığını düşündüğüm ama ortalıkta hiçbir şey olmayan masada.
"Kahvaltı hazırlamadım. Çünkü daha iyisini yaptım. İstikamet Orange Blossom'a! Ama önce, sabah rutinini yap."
Okuduklarımla tebessüm ettim.
Her sabah duş almaya özen gösterirdim. Bunu yapamayacağımı bildiğim zamanlarda bu işi geceden yapardım. Şu kısa süreli iznimde fazlasıyla sabahtan duş alma vaktim olacaktı. Odamızdaki küvete yöneldim. Odanın içindeki lavabo dışında, bir de yatağımızın çaprazındaki boydan boya camın önünde bir küvetimiz vardı. Hem dekoratif görünüyor, hem de keyifli dakikalarımıza eşlik ediyordu. İçi mermer görünümlü, dışıysa ona eşlik eden oval bir tasarımı vardı. Kıyafetlerim yavaş yavaş vücudumdan parkelere dökülüyordu. Zihnimdeyse, anılarımız dönüyordu. Gözlerimi yavaşça yumdum ve kendimi dizginledim. Köpükle dolan küvete girdim. Başım arkaya yaslandı. Eş zamanlı olarak fazlasıyla Taehyung içeren anılara geri daldım.
__________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories Are Playing İn My Dull Mind+Vmin+
Fanfiction"Kahretsin ki... Seni bilmiyorum. Seni anlamıyorum. Ve bu... Ölümle eşdeğer." ~ Genç adam, eline aldığı eskitme kapaklı defterin sayfalarında ellerini dolaştırdı. Yirmi ikinci sayfasında elini duraklatıp, her gün tekrarladığı işini yine yerine geti...