Medya:GECE
Alnından akan ter damlaları salonun kış ışığında parlarken yumruğunu kum torbasina dayadı. Biraz soluklanmaya ihtiyacı vardı. Yere bıraktığı şişedeki suyu bir dikiste bitirdikten sonra telefonundab yükselen müziğin ritmine ayak uydurmaya çalışarak kum torbasını yumruklamaya devam . Akşamki maçı düşündü.
Söylenenlere göre düşman klube lisanslı bir kick boksçu geliyordu ve klubü karşılaşmaya cesaretlendiren de buydu. İyi biriyle karşılaşacak olmanın verdiği stres ve kendi klubunun ona duyduğu sonsuz güvenin verdiği kararlılık kendiyle zitlaşmasına sebep olmuştu. Kapıdan gelen sesleri duyunca durup müziğin sesini kıstı. Kapıda koca gövdesi ve her zamanki gibi güvenle bakan gözleriyle hocası dikiliyordu. Eldivenlerini çıkarırken gülümsedi.
"Hazır hissediyorum. "
Nadiren yüzünde beliren gülümsemeyle onu onayladı.
"Hazır olduğunu biliyorum." Duvar saatine bakınca antreman saatinin geldiğini fark etti. Birkaç dakika içinde sakin dolmaya başladı. Antreman için salonun ortasına doğru ilerlerken ayaklarının yerden kesildiğini hissetti. Emir'in omzunda olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. Birkaç saniye sonra bütün salon "Gece başkan oley!" diye çağırmaya başlamıştı. Bu aşırı ilgi pek hoşuna gitmese de içten bir kahkaha attı. "Tamam tamam yeter artık."
Antrenörlerinin ihtarı ile toparlanıp sıraya geçtiler. Herkesin dinlediğinden emin olduğunda konuşmaya başladı.
"Çocuklar biliyorsunuz ki bu akşam Gece'nin önemli bir maçı var. Karşı klubün lisanslı bir sporcusu ile dövüşecek. Evet, itibar açısından önemli bir maç fakat unutmayalım ki bu bir dostluk maçı."
Salondan birkaç alaycı gülüş ve fısıltı yükselince hoca sesini yükseltti.
"Dinleyin! Problem istemiyorum anlaşıldı mı?"
Emir Gece'nin kulağına eğildi.
"Lütfen onu dostça patakla."
Gece arkadaşının bu alayı karşısında kıkırdamamak için zor tuttu kendini. Derin nefes alarak antremana başladı.***
Dolabının kapağını sertçe kapattıktan sonra elindeki havluyu omzuna attı. Aynadaki görüntüsüne takıldı gözleri. Geniş sayılabilecek omuzlarını, dağınık kumral saçlarını ve terlemiş yüzünü bir süre inceledi. Gerçekten oldukça fazla dağılmış olan topuzunu düzeltirken soyunma odasının kapısı çalındı. Kapıdaki Emir' di.
"Gece hazır mısın?"
"Evet hazırım ." Diye seslendi eldivenlerini alırken. Kapıyı açtı ve kararsızlığını gizleyerek gülümsedi.
"Başka seçenek gelmesin zaten aklina."
Beraber salona gittiler. Gece eldivenlerini takarken Emir onu dürttü.
"Kanka buna bir bakman lazım."
Cırtcırtlarını kapattığı eldiveninden başını kaldırınca donakaldı. Ringe çıkan adamın üstünde mavi bir özdilek bornozu vardı. Dönerek şovunu yaparken sırtındaki, tahminen keçeli kalemle yazılmış, Akın ismi dikkat çekiyordu. Gece ondan bir an bile gözlerini ayırmadan konuştu.
"Bu sabiye nasıl vurayım ben şimdi?"
Bornozlu bunu duymuş olacak ki ela gözlerini Gece' nin kahve gözlerine dikti bornozu çıkarırken.
"Eğer hemen yere serilmek istiyorum diyorsan neden olmasın?"
Emir biraz eğilerek fısıldadı.
"Tamam bu pek de sabiye benzemiyor."
Akın denen bu adamın cüssesini görünce söylemişti bu sözleri. Gece başını salladı. "Endişen mi var?"
"Yok canım ne münasebet?"
Gece şortunu silkeledikten sonra ringe adımını attı. Sonra bir an duraksayarak Emir'e döndü.
"Müzik ayarlayabilir misin?"
"Denerim başkan sen dövüşmene bak."
Gece başını sallayarak Akın'a yaklaştı ve elini uzattı.
"Gece ben."
"Fiyakalı isimmiş ben de Akın."
Hakemin işareti ile karşı karşıya geldiler. O sırada salonu Halsey' in sesi doldurdu. Gece Emir'e tam bir bakış atarak gülümsedi. O sırada Akın soruverdi.
"Sevgilin mi?"
Gece bu patavazsızca sorulan soru karşısında duraksadı.
"Ne! Hayır, çok yakın arkadaşım."
Oyalamaya mı çalışıyordu. Gece bir daha ağzını açmamaya karar vererek gözlerini kısık bir şekilde ona bakan ela gözlere dikti. İlk hamleyi onun yapmasını bekleyecekti. Akın yavaş yavaş sağ sol sağ kroşe ile yüzüne oynadı. Bu sırada Gece sağ karın boşluğuna bir yumruk geçirdi. Akın geriye doğru sendelerken gülümsedi.
"Kızsın diye fazla zorlamayacaktım ama vazgeçtim sanırım."
Gece güldü. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştı, onu öfkelendirip hata yapmasını sağlamaya çalışıyordu fakat bu yemi yutmayacaktı. Toparlamasına fırsat vermeden yüzüne vurmak istedi fakat yüzüne darbe alan kendisi olmuştu. Karşılıklı darbeler bir süre devam etti. İkisi de kan revan içinde kalmışlardı. Gece bir ara hocasının endişeli bakışlarını gördü ve bir yumruk daha yedi. Yerdeydi. Ağzına dolan kanı kinle tükürdü yere. Ayağa kalkıp öfkeyle yanan kahve gözlerini Akın' ınkilere dikti. Bitkin görünüyordu. Karnına aldığı darbe onu zorlamış olabilirdi. Yaklaştı, yaklaştı ve tam o yumruğunu kaldırırken oluşan boşlukta kalan bütün gücüyle suratına geçirdi yumruğunu. Akın yığıldığı yerde hiç hareketsiz yatıyordu. Gece burnundan akan kanı kolunun tersiyle silerken acımasızca söylendi. "Kazıyın şunu şuradan."***
Emir kaşındaki patlağı temizlemeye çalışırken Gece bağırmadan edemedi. "Ah, yavaş lan!"
"Tamam tamam bitti zaten."
Son yara bandını takarken Emir güldü.
"O değil de adam yüzünü darmadağın etti."
"Sağ ol ya."
"Ama kanka o son cümlen gerçekten havalıydı.
Gece kıkırdarken cevapladı onu.
"Ben gidip bir bakayım şu bornozluya. Ne de olsa dostluk kazandı."
Gri koridoru geçerek revire ulaştı. Akın da yüzündeki bandajlarla sedyede iki büklüm oturuyordu.
"İyi misin bornozlu?"
"Hiç bu kadar iyi olmamıştım. Güzelim suratım mahvoldu." Gece gülümsedi.
"Tüh görüyor musun? Bilseydim daha çok vururdum."
Akın 'a baktı. Topu elinden alınmış küçük bir çocuk gibi görünüyordu. O an ilk defa sargılardan görebildiği kadarıyla yüzünü inceledi. Ela gözlerinde tuhaf bir parıltı vardı. Orta boyutlardaki suratı düzgün sayılırdı. Dalgalı koyu sarı saçları ise gerçekten dağınıktı. Bir anlığına "Acaba ben ne haldeyim?" diye düşünmeden edemedi.
"Neyse geçmiş olsun demek için gelmiştim. Görüşürüz."
Gece revirden çıktıktan sonra Akın arkasından fısıldadı.
"Görüşeceğiz."
Medya: AKIN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUMRUK
Teen FictionGece eldivenlerini takarken Emir onu dürtü. "Kanka buna bir bakman lazım." Cırtcırtlarını kapattığı eldivenlerinden başını kaldırınca donakaldı. Ringe çıkan adamın üzerinde mavi bir özdilek bornozu vardı. Dönerek şovunu yaparken sırtındaki, tahminen...