Ertesi gün okul çıkışı Gece salona gitti. Şortunu ve siyah sporcu atletini bir çırpıda giyerek kum torbasının yanında aldı soluğu. Bu sefer ona eşlik eden şarkı "youngblood" du. Yine ritme kendini kaptırmış torbayı yumruklarken salonda birinin daha olduğunu fark etti.
Arkasını döner dönmez o çocuksu bakışlarla karşılaştı.
"Sen... Hayırdır? "
Akın ensesinden indirdiği havluyla kurulandıktan sonra başıyla telefonu işaret etti.
"Baya güzel şarkıymış. Adı ne? "
"Sana bir soru sordum. "
"Hayırdır bir soru değil. "
Gece derin bir iç çekti. "Agghhh."
"Neden buradasın? "
"Klübümü değiştirdim. Artık buradayım. "
Gece anlamaz bakışlarla sordu.
"Peki neden böyle bir şey yaptın?"
"Senin kadar iyi bir sporcu yetiştirdiklerine göre..."
Gece hem şaşırmış hem de gururu okşanmıştı. Akın'a birkaç adım yaklaştı ve el ense çekti.
"Aferin koçumm. "
Akın'ın tepki vermesini beklemeden tekrar kum torbasının başına geçti. Akın da kendi antrenmanına dönerken söylendi.
"Kız değil okeye dördüncü mübarek..."
Akın yumruğunu torbaya dayamış halde biraz soluklanırken sordu.
"Şarkının adını söylemedin? "
Gece yumruk atmayı kesmeden kesik bir nefesin arasından cevapladı onu.
"Youngblood."
"Tamam ben dinlerim bunu."
Akın da kum torbasına dönerken sordu.
"Okuyor musun?"
Gece yine yumruklarının arasında cevap verdi.
"Evet. "
"Hangi okul? "
"Boğaziçi. "
"Vaaay. Kaçıncı sınıfsın? "
Gece yumruk atmayı bıraktı.
"Akın yeter artık. Antre..."
Az önce yumruklamaya bıraktığı torbanın sallanarak suratına çarpmasıyla sözü yarıda kaldı. Akın kıkırtıya benzer bir ses çıkardı.
"Komik değil."
"Sen öyle diyorsan." gülmeye devam ediyordu.
Gece sinirle çantasını toparladı ve hırsla çıkardığı eldivenlerini de çantasına atarak tek kelime etmeden çıktı salondan. Sinirlenmişti. Birinin kolunu tutmasıyla duraksadı.
"Başkan hayırdır? "
Bu Emir'den başkası değildi.
"Bu bornozluyu kim aldı lan buraya?"
"Bornozlu burada mı? "
"Evet bizim kulübe geçmiş . Ama bak ben baştan söylüyorum. Benim elimden bir kaza çıkar böyle. "
"Tamam sakin ol. Çıkıyor muydun sen? "
Gece göz devirerek iç çekti.
"Evet bugün erken bitirdim. "
Emir omuz silkti. "İyi madem." Sonra bir an duraksadı.
"Kafa dağıtmak istersen bizim mekana gidelim. Çocuklar da büyük ihtimalle oradadır. "
"Bekle hırkamı alıp geleyim soyunma odasından, gidelim. "
Siyah kapüşonlusunu üzerine geçirdikten sonra Emir ile birlikte çıktılar.
Yaklaşık 15 dakika sonra siyah beyaz dekore edilmiş her zaman gittikleri kafeye gidiyorlardı.
Aslı, Deniz ve Emre her zaman oturdukları cam kenarındaki masaya çökmüş sohbet ediyorlardı. Gece masaya yaklaşırken gülümsedi.
"Selam millet! "
Üçü cevapladı. "Selam. "
Gece geniş siyah sandalyeye bağdaş kurar kurmaz Deniz öne eğildi.
"Eeee güzellik, yine darmadağın etmişsin birilerini."
Gece güldü ve yüzünü işaret etti.
"Ben de pek sağlam çıkmadım."
Aslı başındaki yara bandına dokundu.
"Canım benim yaa. " yüzünde ekşi bir ifade vardı.
"Sen en son böyle dayak yediğinde lise son sınıftaydık."
Emre içten bir kahkaha patlattı.
"Gece'yi üç kişi dövmüşlerdi. Biz de racon kesmeye çalışınca bir dayak da biz yemiştik."
Emre,
"Sahi, ne yaptın ki o kadar adamlara? "
Gece omuz silkti.
"Bilmem. Kaşınmışlarsa ağızlarının payını vermişimdir."
Aslı gülmeden edemedi.
"Dudağın patlamıştı kanka. Daha çok onlar ağzının payını vermişlerdi sanki."
Masadaki herkes gülüyordu şimdi. Kahve söylediler ve maziye dair bu sohbet yaklaşık iki saat sürdü. Gece'nin gözleri saate takıldı.
"Ben kalkıyorum millet. Projem var,onu da tamamlasam iyi olur. "
Aslı sordu.
"Yardıma ihtiyaç var mı?"
"Yok ama gel, kız kıza iki laflarız." derken masadakileri süzdü.
Deniz elini kaldırdı.
"Ben bırakayım sizi kızlar. "
Gece bir anlığına Deniz'in beyaz koca motorsikletini düşündü. Gülümsedi.
"Hayır demeyiz, değil mi Aslı? "
Aslı kızarmış mıydı ne? Başını sallamakla yetindi. Kasklarını taktılar. Deniz motorsikletine yerleşmişti. Gece,
"Ee Aslı ne bekliyorsun,geç otur. " derken sırıttı.
Aslı utana sıkıla Deniz'in arkasına oturdu. Gece de motorsikletin ucuna yerleşince gitmeye hazırlardı. Deniz tam motoru çalıştırıyordu ki duraksayarak başını geriye çevirdi.
"Aslı tutunsan iyi olur. "
Aslı yüzü kızara kızara tutundu Deniz'e. Kafasında kask olduğu için biraz olsun şanslı hissetti kendini. Rüzgarı dallarında hissederek eve kadar geldiler. Deniz'e teşekkür ettikten sonra iki kız apartmana girmişlerdi. Merdivenleri çıkarken Aslı sinirle sordu.
"Bilerek yapıyorsun değil mi? " Gece anlamazlığa vurdu.
"Neyi? "
"Anlıyorsun işte Gece. İlle söylemem mi lazım? "
"Evet anlıyorum. Ama arkadaşım olarak senden duymayı hakediyorum sanırım. "
"Hoşlanıyorum işte bunu mu duymak istiyorsun? "
Bu sırada Gece Aslı'ya arkasını işaret etti. Aslı yavaşça arkasını görünce Deniz'in masmavi gözleriyle karşılaştı. Deniz elinde tuttuğu spor çantasını Gece'ye uzatırken gülümsedi.
"Çantanı unutmuşsun. "
Aslı tek bir kelime etmeden Gece'nin henüz açtığı kapıdan içeri girdi.
"Sağ ol Deniz. "
Deniz göz kırptı. "Bir ara konuşsak mı acaba? "
"Anlatacakların var galiba? "
"Olabilir. " diye geveledi başını eğerken.
"Neyse görüşürüz sonra. "
"Görüşürüz. " diyen Gece kapıyı kapatarak içeri girdi. Aslı'yı ise koltukta dizlerini kendine çekmiş kafasını gömmüş bir halde buldu.
"Aslı..."
Boğuk bir ses yükseldi.
"Koson onlodo."
"Hayır anlamamıştır. Hem anlasa ne olur ki? "
Aslı başını kaldırdı. Normalde bembeyaz olan yanakları domates gibi kızarmıştı.
"Beni sadece arkadaş gibi gördüğüne bahse girerim."
"Bence..." elleriyle tırnak işareti yaptı. ""Sadece arkadaşı" olarak gördüğü falan yok."
Bu konuyu ilk defa açık açık konuşuyorlardı. Oysa bu neredeyse iki yıldır böyleydi. Aslı ayağa kalktı.
"Neyse kapatalım konuyu. "
Böylece beraber projeyi tamamlamak için harekete geçtiler.***
Zil çaldığında Gece çantasını kaptığı gibi dışarı attı kendini. Bugün dersi öğleye kadardı ve bu daha çok antrenman demekti. Okulun kapısından çıkarak bir müddet yürüdü. Caddenin karşısına geçmek için yola adımını attı. Gri bir araba geliyordu fakat araba giderek yavaşladığından yolda ilerlemekte tereddüt etmedi. Tam yolun ortasındayken az önce yavaşça ilerleyen arabanın hızla tam da üzerine doğru geldiğini fark etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUMRUK
Teen FictionGece eldivenlerini takarken Emir onu dürtü. "Kanka buna bir bakman lazım." Cırtcırtlarını kapattığı eldivenlerinden başını kaldırınca donakaldı. Ringe çıkan adamın üzerinde mavi bir özdilek bornozu vardı. Dönerek şovunu yaparken sırtındaki, tahminen...