0.1

5.1K 245 13
                                    

"Yemin ederim, eğer seçmeleri geçemezsek bu okulu da kendimi de yakacağım." dedi Lisa hayıflanarak.

Tepsimi yemek masasına koyarak kendimi zar zor sandalyeye attığımda arkama yaslandım ve derin bir nefes verdim. Dün akşam kendimi zorlayarak pratik yapmıştım ve stresten gözüme uyku girmemişti.

Sanat lisesinde okuyordum, son sınıftım. Okulun ses ve dans olmak üzere iki binası vardı, ben dans bölümündeydim. Ses bölümünde vokal ve rap çalışılırdı.

Üç büyük şirket olan Jyp, Yg ve Sm bu sıralar ciddi derecede grup sıkıntısı çekiyordu. Gruplarının çoğu trajedik şekilde dağılmıştı ve hepsi yeni stajyerler arıyordu. Dağılmayanlar ise artık eskisi kadar ses getirmiyordu, yeni bir şeyler lazımdı sektöre.

Bu yüzden, önemli bir karar verilmişti.

Ülkenin dört bir yanından sanat okulu son sınıf öğrencileri buluşacak ve burada, Seul'de yeteneklerini üç şirketin önünde sergileyerek stajyer olmak için yarışacaklardı. Yarışacaktık.

Genelde daha genç yaşta başlanırdı stajyerliğe ama bunun nedeni de bize açıklanmıştı.

Çünkü acilen yeni gruplarına çıkış yaptırmak gerekiyordu ve bu yüzden eğitimli kişileri seçmişlerdi, kısa stajyerlikler yapılacaktı. Söylenene göre, şirket seçtiği kişileri yaklaşık 3-4 aylık bir stajyerliğe alacaktı ve hepsini gözlemleyecekti. Bunun sonucunda başarabilenler çıkış yapacaktı.

Ve ben sırf hayatımdan kaçabilmek için, aşırı derecede zorlanacağımı bilmeme rağmen gidip adımı yazdırmıştım. Tek yolum buydu, tek şansım ayaklarımın dibine kadar gelmişti ve ben ona bir tekme savuramazdım.

"Ev" dediğim dört duvarla çevrili ve bir çatıyla kapatılmış duygudan yoksun beton yığınından uzaklaşmak için tek çaremdi.

Yapmam gereken şey ise iki hafta sonra gireceğim, belki de hayatımı değiştirecek bu seçme için gecemi gündüzüme katarak çalışmaktı.

"Yg Entertainment'a girebilmek için her şeyi yapmaya hazırım," dedim yemeğimle oynayarak. Yemek yiyip kilo almak istemiyordum, bu şirketin kararını etkilerdi. "Bütün hayatım buna bağlı."

"Benimki de," diye iç çekti Lisa. "Ama işimiz çok zor."

Sıkıntıyla ofladım. "Felâket tellalı olmaktan sıkılmıyor musun hiç?"

"Hayır," dedi omuz silkerek. Ama sonra sanki aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini kocaman açtı. "Hiiii..."

"Ne oldu yine?"

Masaya doğru eğildi. "Şu yedi meteoru kim kapar acaba?"

Kaşlarımı çattım. "Meteor mu?"

"Sakın bana o çocukları yakışıklı bulmadığını söyleme Kim Jennie, seni mahvederim. Okulun yarısı onlara yanık."

Omuz silkerek umursamaz bir ifade takındım. "Bunu inkâr edemem ama nasıl birileri olduklarını bilmeden onlara aşık olamam."

"Geç bu ayakları," dedi elini sallayarak. "Nereye giderler, onu soruyorum ben."

Biraz durup düşündüm, hepsi inanılmaz yetenekliydi ve yedisine birden üç şirketten de teklif geleceğinden emindim. "Hepsine üçünden de teklif gelir ama bu onların seçimine kalmış."

Lisa, yüzünü asarak elini yüzüne yasladı. "Keşke hepimiz aynı şirkette olsak..."

Ona cevap vereceğim sırada, telefonuma mesaj geldi. Muhtemelen önemsizdi ama yine de parmak izinle telefonumu açtım.

Bilinmeyen: selam

Bilinmeyen: naber

breathe |jenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin