-"NEHİR AKSOY"
"Neeeee!!!!! Siz o ünlü kitap yazarı değilmisiniz??!"
"Eeee evet ama şu an bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Daha hızlı süremezmisiniz acaba?"
Uzay başını hafiften oynatıktan sonra biz bir marketin önünde durduk kapı açar açmaz bir zombi üzerime doğru gelmeye başladı , silahım belimdeydi ama fazla ses çıkar diye onu değil yol kenarından bulduğum bir sopayı kullandım. Zombiye sertçe geçirdikten sonra kafası kopacak gibi sallanmaya başladı bende bir daha vurdum kafasına. İçeri ben girdiğimde filimlerdeki gibi belimden silahı çıkardım ve öne doğru uzattım. Her tehlikeye karşı ben koruma görevindeydim. Nehir ve gözde yemekleri toparlıyor. Murat ve Uzay da benim gibi onları koruyordu. İlerden bir tıkırdı duyduğumda o yöne doğru yürümeye başladım. O tıkırdı yine duyulunca arkama baktım ve Uzay'la göz göze geldim bir fısıltıyla " şu kapının arkası kontrol ediceğim, bekleyin." Uzay başını salladıktan sonra yavaşça kapıyı açtım. Elimdeki feneri odada gezdirmeye başladım. Ne olduğunu bilemezsiniz. Odada binlerce zombinin gözleri bana döndü. Bunlar bu odaya Nasıl sığdı amk. "KOŞUNNNN! Arabaya" diye bağırmamla zombilerin benim peşimden gelmesi bir oldu. Onları tehlikeye atamazdım. Bu yüzden zombileri başka yöne çektim ve hızlıca bir ara soka girdim hala peşimden geliyorlardı. Silahımı çıkarıp bir kaç tanesini hakşat çektikten sonra merminin kalmaması nedeniyle silahı da onlara attım. Koşarken önümde lacivert bir araba durdu içindeki adamın yüzü peçeyle kapatılmıştı. "Atla sarı kafa" diye sakince konuştu. Hemen arabaya atlayıp, oradan uzaklaştık. "Adın ne güzel kız" "Gazel , beni kurtardığın için teşekkürler sen olmasan ölmüş olabilirdim." Başını sallayarak beni bir deponun önünde durdurdu. Biz neden burdayız demeye kalmadan ağzıma bir peçe koyup beni bayılttı.Gözlerimi açtığımda sadece depo gibi bir yerde yanlızdım. Karşıdan tıkırtılar duyunca gözlerimi daha çok araladım. Bir sandalyeye bağlıydım ve karşımdaki camdan duvarda zombiler beni görmüştü.
Onlar duvara yumruk atarken ben Nasıl kurtulacağımı düşünmeye başladım. Kimdi beni buraya hapseden. Cama vuran zombiler beni farkettikleri için daha hızlı vururken camın çatlamaması, kırılmaması için dua ediyorum.
Sonra kapı açılma sesini duyup kapıya baktım. Baygın gözlerime , sinsi sırıtışıyla bakıyordu. Siyah dalgalı saçları ve siyah korkutucu görünen gözleri vardı. Daha dikkatli baktığımda Ada'mın sırıtışı daha bir genişledi. Aşağılık herif...
-"KİMSİN SEN AŞAĞLIK HERİFF!!
" Tanımaman gereken biri , şimdi söyle senden başka kim var? Arkadaş grubun var mı ? Yaşayan birileri var mı?"Ard arda sıraladı soruları umursamadım bile. Tabiki söylemiyeceğim.
Adama bir bakış attıktan sonra yüzüne tükürdüm. Kafamı aşağıya doğru eğerken, eliyle çenemden tutup beni yüzüne bakmaya zorladı. Sonra elini kaldırıp yanağıma sertçe tokat attı. O tiz ses ve yanaklarımdaki acı beni ağlatmaya yetmişti.Delirmiş gibi tokat atıyordu bana , art arda sanki düşmanıymışım gibi. Nerdeydi bu Uzay? Beni neden kurtarmaya çalışmıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAKETİN ORTASINDA
Teen FictionZombilerin ele geçirdiği bir dünyada tanışan iki insan aşklarını yaşayabilecekler mi ?..