Medya----)^^ Hira Nur Tibet^^
"Amma da hızlıydık be." diyerek kaskı başından çıkardı Selim ve motosikletten inip Kayra'ya uzattı.
"Aynen öyle." Kayra, kaskı Selim'in elinden alıp motosiklete yerleştirdikten sonra "Önce okul kıyafetlerinden başlayalım." diyerek beraber okul kıyafetleri satan mağazaya doğru ilerlediler.
"Hiç bizim sınıftakilerden haberin var mı?" diye sordu Selim.
"Mesela kim?"
Selim:" Ya ne bileyim işte. Hani senin Hira'ndan falan." diye cevapladı.
"Bana senin Hira'n diye bahsetme şu kızdan." dedi Kayra yüzünü buruşturarak. Ardından da şunları ekledi:" Zaten yapışkan sülüğün teki. Nefret ediyorum şu kızdan."
Selim kaşlarını çatarak:" Niye yapışkan sülük diyorsun. Ayıp değil mi?" diye sordu.
Kayra, sadece omuzlarını umursamazca silkinmekle yetindi ve "Yalan mı? Her teneffüste yanıma gelip bir türlü ayrılmıyordu. Kıza ne kadar şey söylesem bile sanki ona değil de başkasına söylüyormuşum gibi dinlemeyip yine geliyordu."
"Ahh be Kayra ne diyim sana. Resmen okuldaki bütün kızlar sana hasta ve sen de sadece onlara lakap takıyorsun. Hiç anlamıyorum seni." diyip ellerini cebine sokarak yürümeye devam etti.
"Beni hiçkimse anlayamaz zaten." Kayra, bu cümleyi fısıldayarak söylemişti ve bu yüzden de Selim'in duymaması gayet normaldi.
Beraber mağazanın önüne geldiler ve içeri girdiler. Mağazanın sahibi kısa boylu, şişman biriydi ve başında birkaç tutam saç olmasa - kafasının yanlarında- kel sayılırdı. Kayra ve Selim' i görünce sandalyesinden yalpalayıp kalkarak:
"Hoşgeldiniz. Burun burun." diyerek onları selamladı.
Adam konuşurken gür bıyıklarının altındaki ağzından tükürükler saçıyordu ve bazı harfleri yutarak konuşuyordu.
"Hoşbulduk Ömer amca. Okul kıyafetleri için gelmiştik." diye konuştu Selim ve saçılan tükürüklerdeen dolayı ikisi de biraz uzak duruyorlardı adamdan. Zaten Kayra yüzünü buruşturmuş bir şekilde duruyordu. Adama iğrenmiş gibi bir ifadeyle bakıyordu.
"Tamam oğlum. Hangi lise sizinki Selim? diye sordu adam.
"Armanya Anadolu Lisesi."
"Hımm. O zaman şunla değil mi" diyerek askıdan krem rengi bir pantolon, beyaz bir gömlek ve krem rengi bir kravat takımını çıkarıp gösterdi adam.
"Evet" dedi Kayra ve beden ölçülerine uygun bir üniforma takımını seçip denediler. Deneme işini bitirdikten sonra parasını da ödeyip dışarı çıktılar. Daha yeni bir adım atmışlardı ki arkadan birinin seslendiğini duydular.
"Kayra, Kayra."
Kayra ve Selim arkalarını dönünce seslenen kişinin sınıf arkadaşlarından Hira olduğunu gördüler. Kayra gözlerini devirerek önüne döndü ve yürümeye devam etmek istedi ama Selim Kayra'nın kolundan tutarak engelledi.
Hira ve yanındaki arkadaşı Beste koşarak yanlarına geldi ve nefes nefese kalmışlardı ki konuşmakta zorlanıyorlardı.
"Sizi gördüğüme çok sevindim. Özellikle seni Kayra." diyerek Kayra'ya göz kırptı Hira. Konuşurken de kesik kesik nefes alıyordu.
Kayra, sert bir bakışla masmavi gözlerini Hira'nın üstünde gezdirirken "Ben hiç sevinmedim nedense." dedi ve alaycı bir gülümsemeyle üst dudağını yukarı doğru kıvırdı.
Kayra'nın bu bakışı ve gülümseyişi Hira'ya daha bir yakışıklı görünmesini sağlamıştı. Aslında O, Kayra'nın laflarına pek aldırış etmezdi çünkü Kayra neredeyse herkesle aynı şekilde konuşurdu: Ters ters cevaplamalar ve alaylı bakışlar... Bu yüzden Hira bu cevap üzerinde pek fazla durmadı ve yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip uzun sarı saçlarını kulağının arkasına çekti.
"Okul için mi alışveriş yapıyorsunuz?" diye sordu Kayra'nın elindeki poşetlere bakarak.
"Evet." dedi Selim. "Ama daha sadece üniformaları aldık."
"Biz de alışverişe çıkmıştık Beste'yle. Tam da bu mağazaya gidecektik." dedi ve eliyle okul üniformaları satan mağazayı gösterdi ve konuşmasını sürdürdü:
"Ve ne tesadüftür ki siz de buradaymışsınız. Demek ki boşuna dememişler aşk tesadüfleri sever diye."Kayra tam cevap verecekti ki Selim araya girdi.
"O zaman oturup bir şeyler içelim isterseniz. O kadar aradan sonra birbirimizi daha yeni gördük. Ayakta mı konuşalım yani?"
"Siz gidin. Benim başka işlerim var. Gitmem gerek. Ayrıca Selim seninle de sonra konuşuruz."dedi Kayra.
" Yaa Kayra. Niye oyunbozanlık yapıyorsun ki. Sen de gel hep beraber gidelim."dedi Hira ve uzanıp Kayra'nın elini tutmaya çalıştı.
Kayra, Hira'nın elini tutmasına fırsat bırakmadan cebine soktu ve:
"Siz gidin dedim." diyerek onları orada bırakıp motosikletine doğru büyük adımlarla ilerledi.
9. bölümün sonuna geldik.^^
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Diğer bölümde görüşmek dileği ile hoşçakalın.))^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞ: İŞARET
Science FictionBazen "SEÇİLMİŞ" biri olarak yaşamak, düşünüldüğü kadar güzel bir şey değildir ve bazen "SEÇİLMİŞ" biri olmak çok ağır bedeller ödetir. Aynı Kayra ve Simay'ın ödediği bedeller gibi... Ve işaret... Bu işaret hayatlarına girdiğinden beri ikisinin de h...