Hiçbir zaman okulun popülerlerinden olmadım.Orta okulda çok olay çıkarırdım.Bu sayılırsa popülerliğim vardı.Ben genelde sessiz takılan tiplerdendim.Lisede eğlence peşinde olan gruplar,inekler,Eylül ve ben gibi.Orta okuldan sonra bir afallama oluyor tabi ama sonra alışıyor insan.İstanbul'da babamın tanıdığı ve binlerce bağış yaptığı Günışığı Kolej'ine gidiyordum.Evden biraz uzaktı ama genelde arabayla gidiyordum.
Bugün başlıyor.Aslında,oraya düğüne geliyormuş gibi giyinen kızları ve birbirleriyle yiyişen sevgilileri görmek gibi bir niyetim hiç yok.
Eylül,Tunç ve ben takılırdık genellikle.Bazende kızlarla takılırdık.Aslında genellikle.Herneyse.İlk gün olduğu için serbest kıyafetti.Altıma kısa siyah bir etek üzerine de siyah beyaz çizgili yarım tişört tarzı birşeyler.Etek giymeyi hiç sevmeyen bir insandım.Ama üzerimdekiler hoş durmuştu.Tarz duruyordu.Kıvırcık saçlarımı arkaya salarak parfüm sıktım.Siyah çantamı da alarak aşağı indim.Merdienlerin başında çantamı atıp aşağı kattaki tuvalete koştum.Dün öğlenden beri tuvalete girmemiştim ve çişim gelmişti.
Babam kahvaltı masasında gazetesini okurken arkasından ona sarılıp öptüm.''Günaydın yakışıklı.''
Parfümünü iyice kokladım.Çantamı merdivenden alıp yavaşça kapıya yönelirken babamın görmemesini umuyordum.Ama bir el tişörtümden tutup çekti.
''Nereye küçük hanım?''
''Okula babacığım.'' Babam kahvaltı yapmadan çıkmamdan nefret ederdi.
''Sevinç Hanım Melis'e bir sandviç yapar mısın?Acil.'' Pes edip masaya oturdum.
Sevinç Hanım önüme bir sandviç koydu.Sandvicimi yerken telefonuma mesaj gelmişti.
'10 dakikaya ordayım.'
Tunç'tandı mesaj.Portakal suyumu da içtikten sonra babama veda edip evden çıktım.Tunç arabasına yaslanmış telefonuyla ilgileniyordu.Neşeli olmaya çalışarak ''Günaydııın!'' dedim.
Başını kaldırıp gülümsedi.Sonra gözleri beni süzdü ve irileşti.
''Günaydın da bu ne hal Melis?!'' diye kükredi.Evet doğru kükredi.Bildiğimiz kükredi çocuk.
''Noldu be?Ne var halimde?''
''Bu etek ne kafayı mı yedin?Git değiştir şunları.''
''Ya saçmalama ilk defa etek giymişim.Neyi var?Kötü mü duruyor?''''Bu kısacık etekle okula gidemezsin.Katil mi ediceksin beni?Ayrıca şaşırdım da yani.''
''Abartma istersen.''
''Tamam.Böyle gidelim.Ama yanımdan bir dakika ayrılırsan ne olacağını biliyorsun.''Gülümseyerek arabaya bindim.Bir yandan Tunç'a bir yandan sabah sabah etek giyme isteğime küfrediyordum.
''Eylül'ü almayacağız mı?''
''Kendisi gelecekmiş.''Okula geldiğimizde Tunç bana tehditkar bir biçimde arabadan ondan önce inmememi emretti.Görenler sevgili sanabilirdi.Fakat Tunç sevgili olmak için bana göre birisi değildi.Küçüklükten bu yana ayrı kalmadık hiç,bundan bu kadar yakınız.
Tunç gelip kapımı açtı.Herkesin gözünü üzerimizde hissedebiliyordum.Kol kola girip yürümeye başladık.
''Yeliz bu okulda değil.O yüzden rahat ol.Yanımdan ayrılmamanı tekrar söylüyorum.''
Babam gibi davranıyordu.
''Tunç lütfen.'' diyerek abartılı bir şekilde gözlerimi devirdim.
Gözlerimi devirdiğim yönde kahverengi gözlerle karşılaştım.Mert'i baştan aşağı süzerken yanındaki kıza gözüm takıldı.Kızıl saçları vardı ve kahretsin o kadar itici duruyordu ki.Domates gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K O N S E R
Teen FictionKonserde kazara tanışan iki insan... Düşman babalar... Her şeyden habersiz bir kız. Ve onu her şeyden korumaya çalışan bir adam.