43- "anasına bak oğlunu al"

134 13 2
                                    

Park Chanyeol evde yalnız kalmaktan hoşlanmadığına o akşam kesin bir şekilde karar verdi. İkiz kardeşi, Byun Baekhyun için onu terk etmişti, doğal olarak Oh Sehun'u aradı.

,

Apartmanın içi dışarıya nazaran daha sıcaktı, Chaeyeol botlarındaki karı apartman duvarlarına vurarak temizledi, Baekhyun'un dairesinin olduğu kata çıktı. Zili çaldıktan kısa süre sonra kapı açıldı, Baekhyun onu gördüğünde gülümsedi.

"Üşümüşsün."

Chaeyeol kalbinin daha hızlı attığını hissetti, ayakkabılarını çıkarıp eline aldı ve evin içine geçti, onları ayakkabılığa koyduktan sonra beresini ve kalın pofuduk kabanını çıkardı, Baekhyun suratında bir tebessümle onu izliyordu. Park Chaeyeol bütün ekstra katmanlardan kurtulduktan sonra, Byun Baekhyun ani bir atakla ona sarıldı, Chaeyeol bir an ne yapacağını bilemediyse de Baekhyun buna çok aldırmadı. Kızın üzerinden çekildikten sonra ellerini yanaklarına koydu.

"Şu haline bak, utanmasan buz tutacakmışsın. Mutfağa gel, sana bitki çayı yapmak için su kaynattım."

Chaeyeol, kulakları ve yanakları kızarırken, etrafa bakındı.

"Annen nerede?"

Baekhyun sırıttı.

"N'oldu, anasına bak oğlunu al mı yapacaksın?"

Chaeyeol ona omuz attı.

"Aptal."

Baekhyun gülümseyip kolunu Chaeyeol'un omzuna attı.

"Annem mutfakta ve seninle tanışacağı için de epey heyecanlı."

Chaeyeol yutkundu, Baekhyun'a biraz daha sokuldu. Baekhyun sırıttı, kendinden emin adımlarla mutfağa yöneldi.

"Anne, Chanyeol'un ikizi geldi."

Annesinin güzelliği Baekhyun'a da geçmişti, Chaeyeol gülümseyip eğildi.

"İyi akşamlar Bayan Byun."

Kadın sırıttı.

"Seninle sonunda tanışabildiğime sevindim Chaeyeol, Baekhyun senden bahsedip duruyor."

Baekhyun omuz silkti.

"Bunu zaten o da biliyor."

Chaeyeol, yüzü biraz daha kızarırken, sessizce öksürdü, Baekhyun gülümsedi.

"Sana çay yapayım, hâlâ soğuksun."

Baekhyun mutfak tezgahına ilerlerken, Chaeyeol da ayakta dikelip kaldı, ne yapması gerektiğini kestirememişti. Bayan Byun onu mutfak masasında yanına oturması için çağırdı, Chaeyeol uslu uslu denileni yaptı.

"Baekhyun ilk sevgilinmiş galiba, doğru mu?"

"Sevgilisi değilim, anne."

Chaeyeol yeniden öksürdü, Kadın güldü.

"Tanıştığım kız arkadaşları arasında en tatlısı sensin galiba... Ve de en uzunu."

Chaeyeol gülümsediğinde biraz daha kızarmıştı, Baekhyun sonunda bir kupa bitki çayı ile yanlarına geldi, bardağı masaya bıraktı, Chaeyeol'un saçlarına bir öpücük kondurdu.

"İç bakalım,"

Annesine döndü.

"Chaeyeol akşam burada kalacak anne, odamda film izleyeceğiz."

Annesiyle arasında yalnızca ikisinin anlayabileceği bir bakışma süreci yaşandı, sonra annesi gülümsedi ve masadan kalktı.

"Pekala, ben salondayım."

Annesi gittikten sonra Baekhyun da Chaeyeol'un karşısına oturdu, kızcağızın kıpkırmızı olmuş suratına bakıp güldü.

"Bitki çayın güzel mi?"

Chaeyeol başını salladı, cevap verecek durumda değildi, Baekhyun yeniden güldü.

,

Baekhyun'un odası son haline göre epey toplu duruyordu, yatağının üzerinde bilgisayarı vardı.

"Sana kıyafetlerimden verebilirim istersen."

"Gerek yok, iyi böyle."

Baekhyun güldü, kolunu onun beline doladı.

"Chaeyeol-ah, bugün bana kendini öptürmediğin için gerçekten kalbim kırıldı."

Chaeyeol yutkundu, Baekhyun onu kendine biraz daha çektiğinde Chaeyeol ellerini onun omuzlarına yerleştirdi. Sırıtan bir Byun Baekhyun hiçbir zaman iyiye işaret değildi.

"Burada bahane edebileceğin bir şey de yok aslında, telafi öpücüğüne ne dersin?"

Chaeyeol kaşlarını çatıp onu ittirdi.

"Hani sadece film izleyecektik? Sana güvenmemi söylemiştin."

Bütün keyfini kaçıran sözcüklerle Chaeyeol'un etrafındaki kollarını indirdi.

"Doğru. Özür dilerim."

Chaeyeol bir süre onun sönmüş tebessümüne baktı, ardından uzanıp dudaklarını kibarca öptü.

"Al, oldu mu? Şimdi bana giyecek rahat bir şeyler ver, sonra da film izleyelim."

,

Byun Baekhyun, her nedense, Mean Girls'ü repliklerin yarıdan fazlasını bilecek kadar çok izlemişti, Park Chaeyeol'un ise alt yazı okumaktan gözleri acımıştı. Film bittiğinde, biri konuşmaktan diğeri ise alt yazı okumaktan yorulmuştu. Baekhyun, başını omzuna yaslamış kıza gözünün ucuyla baktı.

"Öpüşme sahnesi var, biz de öpüşelim mi?"

Chaeyeol onu ittirdi.

"Yaramazlık yapmayacağını söyledin."

"N'apayım, koynumda benim kıyafetlerimle yatarken kanım kaynıyor."

Chaeyeol sırıtmamak için dudaklarını birbirine bastırırken Baekhyun gülümsedi, bilgisayarını kapattı.

"Güzel miydi film?"

Chaeyeol esnedi.

"Fena değildi."

Baekhyun gözlerini devirdiyse de tebessümü solmadı, yataktan kalkıp bilgisayarı çalışma masasına bıraktı, masanın üzeri ders kitaplarıyla doluydu. Chaeyeol yatağa uzanıp kendini tek koluyla destekledi.

"Şimdiden başladın mı çalışmaya?"

Baekhyun başını salladı, esnedi.

"Uyuduğumuz kısma geçiyor muyuz?"

Chaeyeol başını salladı.

"Uykum geldi."

Baekhyun gözlerini ovuşturarak odasında ilerledi, ışığı kapattı, yatağa tırmandı.

"Benim de."

Yatağın karşısındaki devasa panoramik pencereden içeri ışık giriyordu, Chaeyeol somurttu.

"Byun, perdeleri örter misin? Işık geliyor."

Baekhyun onun somurtuşunu taklit etti.

"Ama daha yeni yatmıştım..."

"Dediğimi yaparsan, seni öperim."

Baekhyun saniyeler içerisinde yataktan fırladığında, Chaeyeol küçük bir kahkaha attı.

,

,

✔ EGO . 변백현Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin