21- "bir gitmiştiniz niye iki tane geldiniz"

198 15 2
                                    

Byun Baekhyun'un gece 11'de telefonu çalıyordu, açtığında sesi derin ve çatallıydı, boğazını hissedemese de konuşabiliyordu.

"Çıktın mı evden?"

"Sesin korkunç geliyor."

Baekhyun sırıttı.

"Beni merak ettiğin için teşekkürler, sıkı giyinseydin."

"Senin kukiletanı taktım."

Bunu neden söylediğini bilmiyordu ama Byun Baekhyun kalbinde çalkalanmalar hissederken güçlükle yutukundu.

"İyi, sen de üşütme benim gibi."

Telefona verilen nefes ile ahizeden cızırtılar çıktı, Chaeyeol içini çekmiş olmalıydı.

"Kafayı üşütmeden şu salağı bulsaydım iyiydi. Kapıya not bıraktım olur da dönerse diye."

Baekhyun, yatağında boş boş uzanırken, kendisini epey işlevsiz hissediyordu.

"Yatmaktan başka bir şey yapamıyorum, üzgünüm."

Chaeyeol, kalın kar tabakalarını siyah deri botlarıyla ezerek yürürken soğuk havaya sıcak nefesini üfledi.

"Sorun değil, Byun."

,

Uzun bir yürüyüşün ve çoğunlukla tek taraflı geçen bir telefon konuşmasının ardından Park Chaeyeol belki de 6. hissinin yardımıyla ikizini buldu. Baekhyun'un mahallesinden fazla uzaklaşmamıştı, şehir merkezine yakın mahallenin merkeze çıkan sokaklarından birinde küçük bir meyhane bulunmaktaydı, Park Chanyeol ise meyhane duvarının kenarına çökmüş, bembeyaz kar tanecikleriyle süslenmiş kabanına sarılmış, bayık bakışlarla üzerine yürüyen kızın kim olduğunu seçmeye çalışıyordu.

"Baekhyun, seni sonra arayacağım."

Telefonu kapatıp ikizinin yanına koştu, dibine çöküp uzun kabanının yakasına yapıştı.

"Sen özürlü müsün, bu saatte burada n'apıyorsun? Neden yerde oturuyorsun?"

Biraz geri çekildikten sonra ikizinin  yüzündeki yara izlerini gördü, kaşlarını çattı.

"Park Chanyeol, sen n'aptın?"

Chanyeol yanaklarını şişirdi. Burnunda akan kan soğuktan kurumuştu, dudağının kenarı da patlamış gibi görünüyordu, kız kardeşi kendi atkısını çıkarıp onun boynuna dolarken gözlerini kapattı.

"Insanlar kavga ederken yolun kenarından geçmeye çalışıyordum, beni de araya kattılar."

Chaeyeol parmak eklemiyle onun alnına vurdu, kaşları endişeyle çatılmıştı.

"Sen salak mısın? Karşı kaldırımdan yürüseydin ya..."

Chanyeol somurttu.

"Karşı kaldırım çok karanlıktı..."

"Chan..."

Ikizine sarıldığında birbirine girmiş sinirleri yavaş yavaş boşaldı, onu sağ salim bulabildiğine seviniyordu. Chanyeol da ona sarılıp çenesini kızın şakağına yasladı.

"Özür dilerim."

"Bir daha böyle bir durumla karşılaşırsan karanlık yolu seç."

Chanyeol neşesiz bir şekilde güldü, Chaeyeol, küçükken yaptığı gibi, onun saçlarının ucunu okşadı. Elleri buz tumuştu, ensesi buz tutmuştu, saçları bile buz tutmuştu.

"Peki neden burada oturuyorsun?"

Chanyeol utana sıkıla mırıldandı.

"Beni ittirdiklerinde karda kaydım, ayağımı burkmuş olabilirim."

"Chan..."

,

Gecenin 1'inde kapıları çalındığında Byun ailesi korkuyla yataklarından fırladı, fazla seyahet etmesini gerektiren işi nedeniyle ancak ayda yılda bir evinde yatabilen Baekhyun'un babası, eline bir sopa alıp usulca kapıya yürüdü, gözetleme deliğinden dışarı baktı. Apartmanın boş ve loş koridorunda Park Chanyeol'dan iki tane vardı. Şok içerisinde kapıyı açan adam, ikinci Chanyeol'un kız olduğunu görünce bir şok daha yaşadı.

"Chanyeol, oğlum, hayırdır yavrum, bir gitmiştiniz niye iki tane geldiniz çocuğum, bir mevzu mu var?"

Chaeyeol adamın şokunu hafiletmek adına elini ona uzattı.

"Ben ikiziyim efendim, keşke böyle tanışmasaydık. Chan'ın durumu biraz kötü de..."

Adam gözlerini kırpıştırdı, Baekhyun'a epey benziyordu.

"Tamam kızım, Baekhyun odasında. Biz... sabaha konuşuruz."

"Iyi akşamlar efendim."

İkizler içeri girdikten sonra uyku mahmuru adam kapıyı kapatıp kilitledi, yatağına yatmaya döndü. Ikizinin kolunun altına girmiş kız da topallayarak ayakkabılarını çıkarmaya çalışan kardeşine baktı.

"Baekhyun'un odası nerede?"

Chanyeol başıyla koridorun sonundaki kapıyı işaret etti, tek katlı apartman dairesi epey genişti. Chanyeol tek eliyle duvara tutunduğunda kardeşine binen yük de azaldı, nemli çoraplarıyla seke seke Byun Baekhyun'un odasına ilerlediler.

Park Chaeyeol, Byun Baekhyun'un odasına girer girmez, ikizini çift kişilik kral boyutu yatağa fırlattı.

"Hadi vebalı vebalı yatın ikiniz."

Baekhyun sessizce kıkırdayarak Park Chanyeol'un beline kollarını sardı.

"Hoş geldin aşkım. Sabah ağzına sıçacağım senin, ödümüz bokumuza karıştı geri zekalı defolu seni."

Fırın gibi sıcağı bulunca huzur da bulan Chanyeol, faza katmanlarından çabucak kurtulup kazağı ve pantalonuyla yorganın altına girdi.

"Chae nerede yatacak?"

Baekhyun güldü.

"Ortamıza geliversin."

Park Chaeyeol gözlerini devirdi.

"Ben salonda yatarım."

"Sabaha cenazeni kaldırırız o zaman."

Chaeyeol bir of çekti, hem fiziksel hem de ruhani olarak yorulmuştu ve üşüyordu, fazla düşünmeden Byun Baekhyun'un devasa yatağına tırmandı.

"Vay canına geleceğini düş-"

"Bana dokunursan seni boğarım. Chan'ı ortaya al."

Baekhyun kızın dediğini yaparken söylendi.

"Chan varken seni mi elliycem be, daha çok alan var onda ellenecek."

Park Chaeyeol kıkırdadı, ardından Baekhyun'un başucuna oturdu, başındaki şapkayı çıkarıp ona taktı.

"Işte kukiletan. Çabuk iyileş."

Baekhyun tam ağzını açacakken, sol elmacık kemiğine bastırılan soğuk dudaklar bir an kalakalmasına sebep oldu.

"Ödeştik."

Chanyeol'un üzerinden atlayıp yatağın diğer ucuna geçen kızı sessizce izleyen Baekhyun güldü.

"Bunu yapmana gerek yoktu, ödeştik diye kendini kandırma."

Artık uyumak isteyen Chaeyeol, ikizinin omuzlarının üzerinden ellerini uzatıp Baekhyun'u çimdikledi.

"Tamam. Bunu istediğim için yaptım. Iyi geceler."

Baekhyun başını Chanyeol'un omzuna yaslarken, Chaeyeol da ikisine de sırtını dönüp yatağın diğer ucuna kıvrıldı, yorganı gırtlağına kadar çekti. Byun Baekhyun sırıtıyordu.

"Iyi geceler."

,

,

✔ EGO . 변백현Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin