Aşk herşeyi yaptırır :)

1.1K 75 4
                                    

Arkamı dödüğümde büyük bir hayal kırıklığına uğradım.Alaylı bir sesle"Whaaaaaat?Sırık ne Yaprax başxan? Körmü oldun Hacııı?1.70 boyla Sırıkmı olunur Allasen?" Oğuz her zamanki gibi Puding kıvamındaydı."Senmiydin Oğuzkuşum?" gevşek bir tavırla "Yok ben Brad Pitt.Kısacası Bradkuşda diyebilirsin" "Tamam lan az ciddi ol.Nerden geliyon?" yola birlikte devam ettik.Elindeki kutunun ağzını açtı ve 2 dilim Pizza aldı.Üst üste koyup ağzına tıkmadan önce  kutuyu bana doğru uzatıp "Ne duruyon alsana bi dal Yapraam" "Yok Oğuzkuşum afiyet olsun ben tokum" Canım hiçbirşey istemiyordu.Oğuz birşeyler anlatmaya çalışıyordu ama ağzına soktuğu o 2 dilim Pizzadan dolayı doğru düzgün anlayamıyordum."Benimde işte Pizzaatağım tuttu gece gece yemeseydim yarın aranızda olmayabilirdim.." şaşkın bir ifade ile "Pizza neysi ?" gözlerini devirerek "Kankacan hani şu Panikatak hastalığı var ya hani kapalı yerlerde boğuluyorsun falan.İşte bende de Pizzaatak hastalığı var.Canım çektiğinde yemezsem boğuluyorum.Ölecek gibi oluyom.Çaktın?" hafif tebessüm ettim "Oğlum şu makaraya kullandığın kafayı başka şeylere verseydin Einsteinden yüksek IQ sahibi  olurdun" derken evin önüne geldiğimizi farkettim "Kullanıcam kanka.Einstein atom bombasını yaptı ben de bu kafayı kullanıp Kate ile bomba gibi bir çoçuk yapacağım.Tarih yazıcaz Tariiiih" bir dilim daha Pizzayı ağzına tıktı ve bana el sallayarak uzaklaştı.Eve girdim.Odama çıktım.Üstümü değiştirdim ve kendimi yatağa gömdüm.Barışı düşünüyordum.Olanlar her aklıma geldiğinde gözyaşlarıma hakim olamıyordum.Lan ben ne ara bu kadar sulugöz olmuştum?Kendimi durduramıyordum.Saatlerce yerimde yuvarlanıp durdum.Çok düşündüm ve sonunda yarın yapacağım ilk işin yaptığım bu berbat hatayı düzeltmek olduğuna karar verdim.Evet yarın okula gidecektim ve Barışı karşıma alıp konuşacaktım.Saate baktım.06:55."Oha lan ben en son saate baktığımda saat 9 du ne ara sabahın yedisine geldi.Ulan Barış beni düşürdüğün hallere bak.Sayende acıların çocuğu oldum Sırıkların efendisi duy sesimi küçük Emrah oldum küçük Ehraaah" yerimden kalktım ve banyoya gittim.Aynaya baktığımda bir adet zombiyle karşılaştım."Bu ne lan?Bu ne abi?!Çocuk beni 5 metre uzaklıktan gördüğünde bile topuklar?Bu ne olom?"Yüzümü yıkamaya başladım.Aşağı indim.Birşeyler atıştırdım ve hazırlanmak için tekrar odama çıktım.Aynaya baktığımda gözlerimin altının hala mosmor olduğunu gördüm.Biraz düşündüm ve son çarenin Anakraliçemin sürdüğü o makyaj şeylerinden sürmek olduğunu anladım.Makyaj çantasını buldum içini açtığımda hafif çaplı bir şok geçirdim "Bu ne be Anakraliçem?Servet var burda serveeet.Bunlara harcadığın parayı bi kenara koysaydın şimdiye 2 villa alınırdı be.Pess Anakraliçem Peeees" makyaj çantasında o kadar şey vardı ki neyin ne olduğunu da anlamıyordum.O kapatıcımı fondotenmi ne bulana kadar imanım gevredi.Aynanın karşısına geçdim ve gözaltlarıma sürmeye başladım.Baya işe yarıyordu ha.Gözünün üstüne ve biraz da yüzüme sürdüm.Baya farklı görünüyordum.Ancak dudaklarımın da rengini kaybettiğini gördüm."Acaba şu dudağa sürülen şeydendemi şaapsam?" makyaj çantasına yeniden göz attım ve en açık ruju aldım.Biraz sürdüm.Tabi ilk olduğu için biraz yamuk yumuk olmuştu.Aslında çok işe yaramıştı bu küçük dokunuşlar.Odama geçtim ve giyecek birşeyler seçtim.O gün ilk defa kendime çok özen göstermiştim.Giydim ve aynanın karşısına geçtim tekrardan.Derin bir nefes aldım "İyisin Yaprak başkan,iyisin.Hadi şimdi Sırıkla konuşup herşeyi düzeltme zamanı" gülümsedim ve merdivenlere doğru gittim.Koşarak indim ve evden çıktım.Okula varmak için sabırsızlanıyordum.Bahçeye girdiğimde herkes bana şaşkın gözlerle bakmaya başladı.Okula girene kadar bu böyle devam etti."Ne var lan?Hiçmi görmediniz beni?Önüne dön lan sende.Beyinsiz Camış!" sinirlerim zıplamıştı.Bizimkiler kantindeydi.Kantine girdim ve beni gördüklerinde gözleri fal taşı gibi açıldı.Yanlarına gittim "Günaydın çocuklar" hiçbirşey söylemeden öylece şok içinde bakıyorlardı."Lan ağzınızı kapatın ağzınızı.Sinekler yuva kuracak midenizde" gülmeye başladılar "Başkan bi an içine kız ruhu kaçtı diye ödüm şeyime karıştı" söylediklerinden sonra bir anda herkes kaşlarını çatıp Gökhana bakmaya başlayınca gülmeyi kesip "Şey ya yumurtalıklarım.Iııı dalağımda olur hiç farketmez." Ali sinirlendi"Kes lan zevzekliği argosuz sığır" hafif bağırarak  "Tamam tamam hadi benim küçük bir işim var sınıfta devam ederiz makara kukaraya" hızlıca merdivenleri çıktım ve Barışı aramaya başladım.Aslında okula girdiğimden beridir gözlerim hep onu arıyordu.Ortalarda yoktu.Her yere baktım.Erkekler tuvaletine bile.Yoktu.Zil çaldı.Sınıfa gitmedim ve aramaya devam ettim.Bugün illaki bulacaktım.Sınıflarına gittim.Hep takıldığı bir çocuk vardı.Galiba çok yakın arkadaşıydı,bilmiyorum.Kapıyı çaldım ve sahte bir gülümseme kondurdum yüzüme "Gel" kapıyı açtım "Günaydın hocam.Şeyy" sınıfa göz gezdirdim.Çocuk en arka sırada oturmuştu."Hocam 2 dakikalığına şu çocuğu alabiliyormuyum?Birşey sorup hemen gideceğim" Allahtan hoca arıza çıkarmadı.Dışarı çıktı ve kapıyı kapattı."Efendim Yaprak?" şaşırdım "Sen benim adım- Neyse ya nerden biliyorsan biliyorsun.Barış nerde?" "Barış birkaç gün gelmeyecek" kaşlarımı kaldırdım "Neden?Birşeymi oldu ona?Neden gelmiyorki?" üzgün bir ifade ile "İyi değil Yaprak.Son görüştüğümzde çok berbat bir haldeydi.Yıkılmıştı.Sebebin söylemedi ama çok köt-" "Numarasın ver. Evinin adresini biliyorsan adresini de ver.Takıldığı mekanlar da olur." sağolsun hepsini verdi.Teşekkür edip çocuğu sınıfa yolladım ve derin bir nefes alıp Barışı aradım.Telefonu kulağıma tuttuğumda en sevmediğim şeyle karşılaştım "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor " "Hay aradığım kişinin" kantine indim ve zil çalana kadar belki de 20 kere aradım.Her seferinde aynı şeyle karşılaşıyordum.Hafiften korkmaya başlamıştım."Nerde ki?Acaba birşey mi olmuştu?Ya öldüyse" gözlerimi sıkıca kapadım ve kafamı ellerimin arasına aldım "Saçmalama Yaprak saçmalama kızım.Birşey olmadı o şu anda çok iyi.Yani iyidir umarım.Allahım iyi olsun lütfen" deli gibi kendi kendime konuşurken birden zil çaldı.Birkaç dakika sonra bizimkiler kantine indi ve yanıma geldiler."Yine nerdeydin Yaprak?Dersde olman gerekirken yine nerdeydin?O Sırıkla birlikteydin değilmi?" Ali püskürmeye başladı.Kendimi tutamadım ve bağırarak "Heee Ali he Barışlaydım.Çok iyiydik ohhh keyfimiz de yerindeydi.Dön.Dön de bi etrafına bak!Nerde Barış?Nerde ha?Göstersene bi bana da.Nerde?!Bırak artık şu çocuğu suçlamayı.Bıktım artık her fırsatta ona yükselmenden.Senin derdin ne ya?Söylesene derdin ne?Sorun Barışla aramızda olanlarmı?Sorun bu gün Okula gelmeyen Barışla tüm ders boyu konuşmammı?Görmüyorum ya sen bi göster bana.Hanii??Hani Nerde Göstersene?!Ben göremiyorum çünki."çantamı aldım ve yanlarından uzaklaştım.Bahçeye çıktım ve bir banka oturdum.Sinirden ellerim titriyordu.Telefonu cebimden çıkardım ve bir kez daha aradım Barışı.Telefonu hala kapalıydı.Artık gerçekten korkmaya başlamıştım.Önce gittiği yerleri aramayı düşündüm ama liste çok kabarıktı.Evine gitmekten başka çarem kalmamıştı.Ayağa kalktım ve çantamdan çocuğun adresi yazdığı kağıdı çıkardım.Bir sürü adres vardı."Barışın evi" yazılanı kırmızı kalemle işaretledim.Hızlıca okuldan çıktım ve bir taksiye bindim.Bir sonraki durak:Barış Ozansoy'un eviydi..

Bir Yapbar hikayesi :) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin