No3:Amnesia
Jungkook olayları açıklarken Seokjin hızla diz üstü bilgisayarına yazıyordu. Gerçekten gitmeyi hiç istemiyordu ama Jimin en azından Seokjin'in bilmesi için ısrar etmişti, ve pekala, endişeli ve suçlu görünürken Jimin'i gerçekten reddedebilir miydi? Eğer bu onun kaygılarını yok edecekse Jungkook her yere gidebilirdi.
"Bunun için üzgünüm, Kook. Seninle bunun hakkında daha fazla konuşmalıydım." dedi Seokjin özür diler gibi. "Bu senin için kahrediciydi ve seni ihmal ettik."
Jungkook iç çekti. "Sorun değil, gerçekten. Benim yanımdaydınız ve bu yeterli." Algısal hasarı temizlenmişti, sonrasında hayatına ve Jimin'e geri uyum sağlayacak şekilde bütün olaylar etrafında dönüp durmaya başlamıştı. Duygusal yaralarını çok da umursamıyordu ama ihtiyacı olduğunda desteğe sahip olacağını da biliyordu. Kaç kere onları itmiş olursa olsun hepsinin yanında olacağını biliyordu.
Onlara sahip olduğu için inanılmaz derecede şanslıydı.
Ama özellikle de Jimin'e, diye düşündü Jungkook dudaklarının köşeleri yukarı kıvrılırken. Hep böyle aşk dolu muydu? Her nasılsa, bunu umursamadı.
"Eğer kötüleşirse bana haber ver." dedi Seokjin kesin bir dille ve Jungkook abartıyla başını salladı. Bu ona karşı taraftan dudak büzme ve göz devirme kazandırdı. Diz üstü bilgisayarına bir şeyler yazmadan evvel doktordan çok bir arkadaş ifadesiyle baktı Jungkook'a. "Bunun dışında, nasıl gidiyor?"
"Daha iyiyim." diye cevapladı Jungkook, ilk defa gerçek anlamda bunu kast ederek.
Seokjin bunu anlamış olmalıydı ki iç ısıtan bir şekilde gülümsedi. "Ve sen ve Jimin?"
"Biz de iyiyiz." Yırtık kotundan gevşeyen bir ipi söktü. Jimin'le ilgili her şey cazipti, o dürüst ve bonkördü, affedilmesi çabuk ve sevilmesi kolay. "Sanırım ne demek istediğini şimdi anlıyorum -onun için deli olmam konusunda. Neden öyle olduğunu anlayabiliyorum."
Seokjin, "Sana söylemiştim" lafının dudaklarından dökülme isteğiyle mücadele etti. "Ve öyle misin?"
Jungkook dudağını ısırdı ve tekrar bakarken saçlarını gözlerinden çekti. "O dereceye geliyorum."
Seokjin rahatlamayla birlikte kahkaha attı, rahatlamıştan çok daha fazlası gibi görünüyordu. "İkinizin bunu aşıyor olmasına memnunum. Siz birbirinize aitsiniz."
"Namjoon da bunu dedi." diye mırıldandı Jungkook ve Seokjin üzgün bir gülümseme verdi. "Bizi görmenin belki de siz ikinizin artık yürütemediğini ona fark ettirdiğini söyledi." Jungkook bu kelimeleri sarf ederken oluşan ufak suçluluk sancısıyla baş edemedi.
"Evet." Seokjin başını salladı ama melankolik ya da karamsardan çok geçmişi hatırlar gibi görünüyordu. Bir anıya aşıktı belki de. "Sen ve Jimin'in uyum sağlayışıydı aklıma gelen, nasıl doğallıkla senkronize oluşunuz. İlişkiler birer yarışma değildir, ya da karşılaştırılması gereken. Ama sanırım siz ikinizde eskiden ne olduğumuzu gördük ve artık aynısı olmadığımızı anladık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling For You Again • Jikook [Çeviri]
FanfictionJungkook, hayatının son beş yılının tüm anılarını unutur. Jimin ise Jungkook onu tekrar sevmeyeceği için korkuyordur.