No4:Intentions
Yağmur yağıyordu. Jungkook Jimin'i yakınına çekti, şimdi ona yaslanıyorken midesindeki düğümlerin gevşediğini hissediyordu. Bazı anlar, Jimin sürükleniyordu -fiziksel olarak değil, ama aklı başka yere gidiyordu, Jungkook bunu düşünmemeye çalışıyordu çünkü iyi olmayacağından emindi, ve onu geri getirmek için dil dökmesi gerekiyordu. O küçük nöbetlerini geçirirken Jungkook korkuyordu çünkü bu Jimin'in kendisi için en kötüsünü hissettiği zamanlardı; büyük olasılıkla banyoya alelacele koştuğu ya da tabağını ittiği ya da yansımasına bakarak kendisini küçük gördüğü.
Bunun olduğu ilk zamanlar Jimin'i rahatlatan kişinin Hoseok olması Jungkook'a çaresiz hissettirmişti. Sonraları, Jimin rahatlamak için sevgi istedi. İlk olarak diğer hyunglarına gitti. Asla Jungkook'u seçmedi.
Onu önemsemeyeceğimi mi sanıyor?
Jimin'in rahatlamaya ihtiyaç duyduğu zamanlar ona hazırlıksız bir hakaret edip etmediğini ya da ona vurup vurmadığını merak etti Jungkook. Muhtemelen yapmış olduğuna dair kötü bir his doğdu içine. Yüksek ihtimalle bunu fark etmemişti bile.
Onu hak etmiyordu, ve şimdi kader de hak etmediğine emin olmasını sağlıyordu.
"Geri dönüş yolunda benimle yürüdüğün için teşekkür ederim. Gelmek ister misin?" diye sordu Jimin binanın merdivenlerine bakarken, kirpiklerinde gözyaşı damlaları kalmıştı. "Jungkook?"
Jungkook yutkundu ve başını salladı. Komplekse varıp da Jimin'in küçük dairesine adım atana kadar sessizce Jimin'i takip etti. İki bavul kapının yanında, gitmeye hazırdı. Tüm hayatı paketlenmişti, Jungkook'suz bir başlangıç yapmak için hazırdı.
Jimin'in anne ve babası Busan'a taşınması için onu ikna etmişti, ve üstelik bunu gerçekten de hiç istemiyordu, birkaç aylığına gidip ne var yok diye bakınmaya karar kılmıştı. Elbette Jungkook ailesinin Jimin için nasıl endişelendiğini biliyordu ama Jimin'in asla geri dönmemek üzere gidecek olmasından korkuyordu -belki sadece ziyaret için dönerdi ve sonrasında kaçınılmaz bir şekilde yabancı olurlardı. Jungkook'un zamanı tükeniyordu.
"Normal daha sessizsin." diye mırıldandı Jimin kendisine bir bardak su doldurup tezgaha yaslanırken, geniş gözleri rica eder gibi bakıyordu. "Bilirsin... çok iyi... hissetmesem bile, hala seninle konuşabilmeyi istiyorum."
Jungkook dağınık saçlarını alnından çekerken alt dudağını ısırdı.
Jimin onun sessizliği yüzünden hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu. "Benim için üzgün hissetmene gerek yok."
"Biliyorum." diye fısıldadı Jungkook en sonunda, sesi kısıktı.
Jimin Jungkook'a da bir bardak su koyarak dikkatini dağıttı, tezgahın üstünden ona doğru sürükledi ve göz temasından kaçındı. İç çekti ve kendi bardağına baktı. "Geçtiğimiz birkaç ayda bana çok yardımcı oldun, Jungkook-ah. Teşekkür ederim. Gerçekten benim için çok şey yaptın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling For You Again • Jikook [Çeviri]
FanfictionJungkook, hayatının son beş yılının tüm anılarını unutur. Jimin ise Jungkook onu tekrar sevmeyeceği için korkuyordur.